Mahkemede 80'lerinde ki çiftin hali içler acısıydı. Boşanmak için orada bulunuyorlardı.
Hakim önce yaşlı kadına verdi sözü.
- "Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun?"
Teyze titreyen sesiyle söze başladı;
- "Bu adam yetti artık, bezdirdi hayattan. Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim. 50 yıl önceydi, bana verdiği çiçekler arasından bir yaprağı tohumlamış, ondan büyütmüştüm.
Çocuğumuz olmadı, onları çocuğum bildim. Bir süre sonra kurumaya başladı, iyi gelirmiş dediler her gece güneş doğmadan sulamaya başladım. 50 yıl oldu, bu adam bir kere olsun kalkıp ben sulayayım demedi.
Geçen gece uyanamamışım. Hayatımı, herşeyimi verdim. Ben böyle bir adamla 50 sene geçirdim. Ondan birşey görmedim. Bir kerecik olsun benim yaptığım bir işi üstlense ne olurdu. Boşanmak istiyorum."
- "Diyeceğin var mı amca?"
- "Askerliğimi cumhurbaşkanlığı köşkünde bahçıvan olarak yaptım. Sedef çiçeklerini de orada tanıdım. İlk evlendiğimiz zamanlar boynunda ağrı oldu, doktora götürdüm. Doktor ,uzun süre uyanmadan yatarsa boynunda ki kireçler sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece kalkıp yürüsün dedi, ama bizim hanım doktoru dinlemedi. O günlerde tesadüf bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Çiçeği gece sularsan düzelir dedim. Her gece O'nu uyandırdım ve çiçeği sulayışını seyrettim. Ve her gece O yattıktan sonra kalkıp saksıda ki suyu boşalttım, sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey. Geçen gece yaşlılık ben de uyanamadım, uyandıramadım."