- 1 tutam saygı
- 2 tutam sevgi
- 250 gram cesaret
- 1 avuç inanç
..... bana göre mutluluğun sırrı; sabretmektir. Ve en kızgın, en öfkeli, en yılmış ve vazgeçecek gibi olmuş anlarda özellikle!
Bilge ve Mutluluğun Sırrı
Bir tüccar Mutluluğun Sırrı'nı öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk
gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada
yaşıyormuş.
Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış. Tüccarlar,
girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş; dünyanın dört bir yanından gelmiş
lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş. Bizim delikanlı kendi sırasının
gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.
Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Sırrının açıklayacak zamanı olma-
dığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş.
'Ama, sizden bir ricada bulunacağım,' diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa iki damla
sıvıyağ koymuş. 'Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz.'
Delikanlı sarayın merdivenlerini inip-çıkmaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzu-
runa çıkmış.
'Güzel, demiş bilge, peki yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvanbaşının meydana getirmek için
on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanemdeki güzel parşomenleri fark ettiniz mi?
Utanan delikanlı hiçbir şey göremediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı
dökmemeye çabaladığından, başka birşeye dikkat edememiş.
'Öyleyse git, evrenimin harikalarını tanı,' demiş ona bilge. 'Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.'
İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıt-
larına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtları-
nın zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntılarıyla anlatmış.
'Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?' diye sormuş bilge.
Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.
'Peki,' demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, ' sana verebileceğim tek bir öğüt var: Mutluluğun Sırrı dünyanın bütün
harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan..'