Bilinçli Tüketim Derken...

Nisan Kumru
Bilinçli Tüketim Derken...

Önceki yazımda Tecrübeli Tüketici ile bilinçli tüketici arasındaki farkı anlatmış, makbul olanın Bilinçli Tüketici olmak olduğunu söylemiştim.

Vazgeçiyorum efendim. Bazen sadece tecrübelerle kalmak, işi bilinçliliğe vardırmamak, hayatı çekilmez olmaktan kurtarıyor inanın. Bazen küçük kusurları sineye çekmemek, alınan malın kendisinden daha büyük maliyetlere mal oluyor.

Bu sonuca nasıl vardın diyeceksiniz. Müsaade buyurun izah edeyim efendim. Bir gece evimdeki küçük stüdyoda, siz her şeyin İngilizcesini söylemek isteyenler nasıl diyorsunuz “hom stüdyomda” ses kaydı yapıyordum. Birden ortalığı dolduran seslerle ses kaydıma son vermek zorunda kaldım. Kavgayı andıran sesler, yan dairemizde meskûn bulunan Sulhi Bey’le Badire Hanım’a aitti. Bu sesler sesimin temiz bir şekilde kayda girmesine engel oluyordu; sustum. Ama benim, bu seslerin tahmini kesilme süresini, mutfakta bir kahve molasıyla değerlendirme düşüncemi fırsat bilen mikrofonum, her şeyi an be an dakika dakika kaydetmiş. Sizlerle de paylaşayım:

-Ay yine ne var Sulhi?

-Tükettin ulan Badire, tükettin beni..

-Sulhi kaç defa söyledim sana,  bu aldığın elbise askıları bozuk çıktı, aha bak asmıyor görüyor musun. Git bunları değiştir. Ben bilinçli bir tüketiciyim Sulhi, hakkımı sonuna kadar arıyorum.

-Beni bilinçli bilinçli tükettin ulan Badire…  “Aldığın çaydanlıktan sızan buhar, çay dökerken elimi yaktı, tazminat davası aç” dedin gittim açtım. Adaleti gereksiz yere meşgul etmekten para cezası mı ödemedim, çaydanlık şirketi mafyayla anlaşıp peşime adam mı takmadı, ben adamları ikna edinceye kadar akla karayı, tabancanın namlusuyla imzalatmak istedikleri kâğıdı mı seçmedim. Ulan onca badire atlattım Badire Hanım, bir seni atlatamadım. Mafyaya bile laf anlattım bir sana anlatamadım Badire.

-Bu kadar üstüne geldilerse bil ki doğru yoldasın Sulhi. Unutma meyvesiz ağaç taşlanmaz.

-Ulan aldığım her şeye bir kulp buldun lan Badire,

-Aldıkların bozuk, özürlü şeylerse benim suçum ne Sulhi?

-Neden pireyi deve yaparsın ki!

-Aldığın kirazların bazıları kurtlu çıktı, “git iade et” dedim kötü mü dedim.

-Sadece onu desen, “almazlarsa Sulhi yerine vişne al, alırken içlerine bak kurtlumu değil mi" diye. Ekmek alırım, “bu ekmek eğri git bunu düzüyle değiştir” dersin… yalan mı?

-Ne yani, anılarını anlatan yan komşu Nisan Bey gibi sadece tecrübeli tüketici olmakla mı kalsaydım ha?

-Demagoji yapma Badire, adamın günahını alma,  sen başkasını bırak da kendine bak. Bil bakalım şu söz kime ait: “Aldığım peynirli poğaça peynirsiz çıktı git pastaneyi dava et Sulhi”

-Tabiki bana, Bilinçli Tüketici Badire'ye... Hatta hatırlattığın iyi oldu, adliyeye dilekçe ver de, yolsuzluk davası açtıralım.

-Of ya of ya, ne günahım vardı Allah’ım…

-Benimle evlenmeden önce de biliyordun bilinçli tüketici olduğumu.

-Ulan Badire, bilinçli tüketicilik de bir yere kadar. Ezdirmem ulan sana kendimi, kafama sıkar giderim.

-Ay Sulhi dur delirme!

-Asıl neye kızıyorum biliyor musun Badire, her türlü insan ilişkisini de bilinçli tüketicilikle değerlendiriyorsun ya ona sinir oluyorum. Onu kaldıramıyorum. İnsanların içinde beni rezil ediyorsun…

-Sen de benim her değerlendirmeme bir kulp takıyorsun Sulhi.  

- Badire… Badireeee… Vasfi Bey’ler, kızımızı istemeye geldiklerinde de bilinçli tüketiciliğin tutmadı mı, asıl o bitirdi beni, rezil ettin cümle aleme..

-Böyle suçlayıcı cümlelerle itham altında bırakma beni Sulhi. Ben koskoca uluslar arası ilişkiler mezunuyum. Bana karşı kendini savunurken lütfen seviyeni düşürme.  Hem söyle bakalım, nasıl rezil etmişim seni.

-Madem öyle dinle lan Badire, senin anladığın şekliyle anlatacağım. Adamlar kızımızı istemeye gelmişler usulünce adabınca… Vasfi Bey’ler tanımadığımız bilmediğimiz bir aile değil. Her kız babasının dünür olmak isteyeceği gayet uyumlu zengin bir aile.

-Eeeee?

-Ben ortaya güven artıcı önlemler paketi koyuyorum, sen adamlarla stand-by anlaşması yapmaya çalışıyorsun. Ben ailemizin genişlemeden sorumlu üyesi olarak bir takım girişimlerde bulunuyorum, sen başmüzakerecilik yapmaya kalkıyorsun. Ben mutabakat zaptı imzalıyorum adamlarla, sen zaptın iptali ve yürütmenin durdurulması için dilekçe yazmaya başlıyorsun… Ben “kızımızla Hulki birbirini sevmişler” diyorum “görüş birliğine varmışlar” diyorum, “tam üyelik müzakerelerine başlayalım” diyorum, tam tarih vermek üzereyim, sen imtiyazlı ortaklık öneriyorsun.  Ben Çift kale maç yapalım diyorum, sen takımdan ayrı düz koşu yapıyorsun. Ben yaptığım araştırma sonucunda damat adayının iyi çocuk olduğu kanaatine varıyor ve diyorum ki “maşallah oğlumuzda “Nükleer ve kimyasal silahların önlenmesi anlaşmasının ek protokolünü ve AB Anayasası’nı imzalamış, Mastrik kriterlerini kabullenmiş Cenevre sözleşmesini sindirmiş, Kopenak vb bilimum siyasi kriterleri özümsemiş bir insan..” Sen kalkıyorsun haberin bağımsız kaynaklarca doğrulmadığını söylüyorsun. Bilirkişi incelemesi talep ediyorsun. “Adamların ilk gelişi değil badire hanım” diyorum, “Mekik diplomasisi yürütüyorlar, Vasfi Bey’leri renklerimize bağlayan 1 yılı opsiyonlu sözleşmeyi imzalayalım artık” diyorum, sen "bizim kırmızı çizgilerimiz var” diyorsun. Sen, kız eviyiz diye dokunulmazlık zırhına bürünüyorsun… Her zamankinden fazla istikrara muhtaç olduğumuz böyle bir dönemde sen, rüzgârın etkisiyle büyüyen yangına körükle gidiyorsun… Yeterince seviyeli oldu mu lan Badire…


Nisan Kumru'nun yazıp yönettiği radyo oyunu Hasbelkader Sitesi'nden bir bölüm. Bu yazıda bahsi geçen olay canlandırılmaktadır.
Dinlemek için: Hasbelkader Sitesi - Bilinçli Tüketici Badire


Bu sayfa, 3.03.2008 tarihinde yayınlanmış ve 15570 defa görüntülenmiştir.
Oyla!
Abonelik Bilgisi
Yorumlar
Z.SARI 2009-10-08 22:56:29 Bildir!
Hasbelkader dinlemesi de okumasıda inanılmaz keyif veriyor...Emeğinize sağlık Nısan abi =)dinlediğim en mükemmel radyo tiyatrosu idi...
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Ellaeso, molafm, Mete123456, Hayati, masalozt,
Son Oturumlar: