Hakikat'e ulaşmamıza yardımcı oluyorsa bir bilgi,
İster doğudan gelsin, ister batıdan, mevzu ne ki?
* * *
Beğenmek zayıflık olmadığı gibi, eleştirmek de hakaret değildir.
Beğenilmek veya eleştirilmek kendini bilen kişinin dengesini bozamaz.
* * *
Elalemi Rabbilaleminden daha çok önemseyen huzurlu olamaz.
* * *
Allah'tan başka hiçbir şeye kulluk etmeyecek kadar özgürüm.
* * *
Unutması gerekenleri aklından çıkarmayan
Unutmaması gerekenleri ise hatırlamayan insan gaflettedir.
Yarın zorunlu olarak terk edeceğini.
Bugün gönüllü Olarak terk et ki ÖZ/GÜRLEŞESİN.
* * *
Dört yıldır aynı montu giyiyor diye arkadaşı i̇le dalga geçen arkadaşım! Deği̇şti̇r o kafayi!
* * *
En güçsüz insan; karşısındakinin güçsüzlüğü ile kendini güçlü hissedendir.
* * *
Sükuna kavuşmuş bir zihnin konforunu hiçbir yerde bulamazsın.
* * *
Bilinçsiz birliktelikler kurmaktansa bilinçli tek başınalığı tercih ederim.
* * *
Çok yakından baktığınızın bütününü göremezsiniz. Biraz geri çekilin.
* * *
GEÇMİŞ seni andan alıkoyuyorsa geçmemiştir. (Geçmiş olsun!)
* * *
Tesettür dıştan içe değil içten dışa doğrudur.
Önemli olan açık ya da kapalı olman değil; neye açık ve neye kapalı olduğundur.
* * *
Kendi dünyasını değiştirmeden dünyayı değiştirmek İsteyenler
Dünya tarafından değiştirilmişlerdir.
* * *
(B)EKLENTİSİZ OL
İnsanın değerlenmek için bir sürü takı ve eke ihtiyaç duyması onun özünden habersiz olduğunu gösterir. İhtiyacımız olan bir şeyler biriktirmek, bir şeyler takmak değil aksine bunlardan arınmaktır.
İnsan kendi değerini bilmezse kendini değerli kılacağını zannettiği bazı değersizliklere saplanır.
Safi yaratılış hiçbir takısız ve eksiz zaten değerlidir.
* * *
“Sevmediğimiz işlerde çalışıp, ihtiyacımız olmayan şeyler alıyoruz.”
Hep mücadele eden ve savaşan insanlar CESUR ZANnediliyor.
Başını alıp (KENDİNE) gidebilecek kadar CESUR İNSANLAR azdır.
* * *
İKRAR VE TEKRAR
Rastgele bir kararı vermeden saniyeler evvel, bilinçaltımız kararını zaten vermiştir.
Düşüncelerimizi kontrol edemeyiz; ancak, düşüncelerimizin kaynağının farkında olmalı ve daha önemlisi, düşünenin ne olduğunu bilmeliyiz.
Saniyeler önceki kararlarımızın vicdani olmasını istiyorsak, alışkanlıklarımıza dikkat etmeli ve vicdani alışkanlıklar edinmeliyiz.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, kaderinize dönüşür.
İnsanın kaderi alışkanlıklarında gizlidir.
Yaşam deneyimlerimizin çoğu, dil ve davranış vasıtası ile kodlanmaktadır. Bu nedenle, kullandığımız kelimelere ve tekrar tekrar yaptığımız davranışlara dikkat etmeliyiz.
İstediğimiz fıtri ve vicdani yaşamı oluşturmak için; duygu, düşünce ve davranışlarımız üzerinde, akıl yardımı ile bilinçli bir düzenleme yapmalıyız.
* * *
ANLAŞILMAYAN BİR ŞEYİN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR.
Her insanın sizi kendi zihinsel kalıbı ile dinliyor olduğunun farkında olun.
Karşı tarafa ilham veren bir mesaj, aydınlatıcı bir düşünce, zekice yapılmış bir eleştiri yöneltmiş olabilirsiniz. Fakat mesajınız, onu yöneltiğiniz kimse tarafından duygusal ve entelektüel açıdan anlaşılmamışsa; hiçbir anlam ifade etmez.
* * *
KEN/DİNİ TANIMA YOLCULUĞU
"Kişiler kendini tanıma yolcuğuna çıkmadıkça, diğer kişileri tanıyamaz, anlayamaz, sevgi, barış ve dostluk oluşturamazlar."
Kişinin bir iç boyutu (zihin ve gönül), bir de dış boyutu (dil ve azalar) vardır.
Kişi, bu boyutlardan birinde dahi dengeyi sağlayamazsa mutsuz olur.
Kişi, iç dünyasındaki dengeyi kuramazsa, dış dünyasındaki dengeyi de kuramaz.
Kişinin mutsuzluğunun temel nedeni, kendini tanımaması ve fıtratına ters düşmesidir.
Kişi olarak geldiğimiz bu dünyada kişiliğimizi oluştururuz.
Bu oluşum sürecine, karşımıza çıkan insanlar, başımıza gelen olaylar, içinde bulunduğumuz ortamlar ve koşullar yardımcı olur.
Kendini tanıma süreci uzun yıllar sürer, hatta bir ömür...
Daha objektif, tutarlı, isabetli, amaçlı bir yaşam için; kendinizle, çevreyle ve evrenle barışık olmak için, kendinizi tanımalısınız.
İletişimin en önemli kısmı, kişinin kendisiyle olan iletişimidir.
Kişinin kendisiyle olan iletişimi, diğer kişilerle olan iletişimini de belirler.
İnsanların bize davranış biçimleri, bizim kendimize davranış biçimimize bağlıdır.
İletişimin yazıya dökülmemiş ve dökülemeyecek olan, söze gelmemiş ve gelemeyecek olan, kişinin şahit olması ve bilincine varması gereken bir işleyişi vardır.
Halinizle öğretin insanlara, sizinle nasıl iletişime geçeceklerini.