Sevgili abheri,
Yorumunuz ümit verici.Zira ben pasiflik yolunda ilerlemeye başlamışken güzel tepkiler almak iyi geliyor. (Gençlik işte ! Hâla kişisel gelişim kitaplarının tavsiyeleriyle yaşıyoruz :))
Aslında yazmaya çok da yabancı değilim ama bazen ol(A)mıyor işte.Bende zorlamıyorum. Çünkü o zaman kaliteli bir şeyler çıkmadığı kanaatindeyim.Yazıp yazıp siliyorum işte... Arada biriktiriyorum bir kenarda.(Kenarlar anlamlı anlamsız bir yığın cümleyle doldu) Sonra birleştiriyorum onları.Yada hepten yazıyorum.Öyle bir şey işte... ![](https://mbirgin.com/userfiles/img/smiley/mb/baby.gif)
Sitede her hafta bir ya da bir kaç yazının olması bence çok iyi olabilir.Benden başka "yazalım" diye düşünen kişiler varsa tabi.E bide siz....Renk olayına da takılmamayı öğrenirim herhalde.Slogan belli sonuçta; "Takıntılılık takıntımızdan kurtulma takıntısı"...
Ve Z.SARI
Öncelikle beleşçi olduğunuz zannına kapılmam için cesaretim olmalı zanna karşı.O da bende yok.Yani endişelenmeyin "beleşçi" d(iye)emiyorum :P
Ya ben gazeteden takip etme olayına takıldım ve bu takıntıdan kurtulamıyorum.Koskoca Fuarı gazeteye nasıl sığdırmışlar ki !
(bu ifadeye bayıldım). Yani benim iki saat içinde yalnızca bir bölümünü gezebildiğim ve TÜYAP'ın binlerce metrekaresini ayırdığı fuar resmen gazetelere girmiş...Hayret doğrusu ;)
Şaka bir yana,kaliteli kitaplar aldığımı düşünmekteyiM.Belki bir ara kitaplar üzerine uzun uzadıya sohbet ederiz ha ! Ne dersiniz ?
Ve davetiniz... Ey abheri ve Z.SARI, merak etmekteyim "nerde bu İSTASYON" diye.... Hani icabet edeceksem bileyim tam adresini
(bu ifade nerde kullanılır bilemedim ama çok cici,ben de kullandım) :)
Sevgiyle...