Hmm... Demek içinizden gelerek, yeni bir mesaj göndermekten ictinap edip, son mesajınızı düzenleyerek teşekkür ettiniz, öyle mi ey Z.SARI? 
Bu inceliğiniz için de, ben teşekkür ederim. 
Bu arada yukarıda elfani 'nin sunmuş olduğu ve mutluluğun anlatıldığı yazıyı beğeniyle okuduğumu ifade edeyim. 
Yine yukarıda abheri tarafından gönderilen mesajın altındaki resmin iri halini daha önce kendi blogunda görmüş ama bakmaya tahammül edememiş ve es geçmiş olduğumu da ifade edeyim. 
Ve geleyim sesli yazıya... 
asmer, zaten bu işte uzman olduğunu daha önce belgelemişti. 
Bu sefer ek olarak, tonmaysterlik alanında da önemli adımlar atmış olduğunu gösterdi bizlere. 
Şimdi geçelim yazıya... 
Dinlerken, asmer 'e ait bir yazı olduğunu sanıyordum... Yani asmer 'de oldukça renkli ve esnek bir karakter olduğu için, bir küçülebilir, bir büyüyebilir ve tabi hayal alemine dalabilirdi. 
Daha önceden bizlere bu tarz çokça örnek sunan Z.SARI 'nın ismini duyduğumda şaşırmamam gerekirdi... Ama şaşırdım işte.
Yazının bazı bölümlerinde "vay be!" diyesi geliyor insanın.
Yazı bittikten sonra, nedense aklıma Esra Elönü geldi. Onun üslubu da biraz böyle sanki. 
Hmm... Demek Z.SARI küçüklüğünde dahi kurban kesilişini izlemekten geri durmuyormuş... 
Bence, büyük cesaret. Zira ben, şu an dahi buna dayanamam.
* * *
Geçen sene Kurban Bayramı'nda köye gitmiştim. Bizim koyunu köyden bir abi kesecekti. Ama tabi ben, o taraflara hiç yaklaşmayıp odaya çekilmiştim. 
Koyun kesildikten sonra, derisinin rahat yüzülmesi için koyunun bacaklarından tutarak kasaba yardımcı olunur, bilirsiniz...
İşte benim de yardımıma ihtiyaçları olmuş ki, bizimkiler beni çağırdılar. İstemeye istemeye gittim. Ve elimin ucuyla kurbanın ayağını tuttum. Kanın bulunduğu tarafa bakmamaya çaba sarfediyordum.
Derken, az biraz sonra annem, benim gitmemi söyledi... Zaten kasaba ayıp olmasın diye duruyordum orada. Bu sözden sonra, hiç durur muyum?
Ben odaya çıkarken, peder bey, valide hanıma nedenini sormuş; o da cevap olarak, "bakmaya dayanamıyor" diye açıklamaya başlamıştı sanki. 
* * *
"Tevekkeli, Z.SARI 'ya "cesur" demiyormuş" diyenleriniz olmuş olabilir.
İşte böyle. 
