Yaralıyken bile sabah namazını kıldı
Peygamberimizin (a.s.m.) güzide sahabeleri namaza öylesine önem verirlerdi ki, onun uğrunda hiçbir engel tanımazlardı. Namaz yolunda savaş, yaralanma, ölüm bile vız gelirdi.
Dünyada iken Cennetle müjdelenenlerden Hz. Ömer (r.a.), kanlı bir suikaste uğramıştı. Yarasından kanlar akarken evine getirilmişti.
– Yemek ister misin, diye sormuşlardı.
– Hayır, cevabını vermişti.
– Su içer misiniz?
– Hayır.
Bunun üzerine etrafındaki sahabeler:
– Namaz kılacak mısınız, diye sormuşlardı.
Hz. Ömer’in âdeta gözleri parlamış, yavaş yavaş enerjisi tükenmekte olan vücuduna can gelmişti.
– Evet, kılacağım, dedi.
O yüce insan, yarasından kanlar akarken sabah namazını kılmış, namazı terk etmeyi aklından bile geçirmemişti.
Namazı Yaşayanlar/Said Demirtaş/Nesil Yayınları
"Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler."
İbrahim Sûresi:14/37