Çok teşekkür ederim m1gin ve değerli asmer, hoşbulduk. İçten, güzel yorumlarınızı okumak beni mutlu etti, sağolun..
Öyküme uygun bir yer bulduğunuz için, size de ayrıca teşekkür ederim m1gin. Yağmurlu bir gecede 'Güvercin Dede' size de uğrar belki kimbilir...
Bu vesileyle "Yaşamımız Hangi Renk?" yazısını da okumuş oldum. Gerçekten güzel, nitelikli bir öyküymüş..Yazarın emeğine/yüreğine sağlık..
Bu arada öykümde bir parça kopukluk sezilebilir. Olaylar arasındaki keskin/hızlı geçişleri birkaç cümleyle yumuşatmaya çalışmıştım aslında.. Ancak bu durum karakter sınırını aştığından, öyküde minik kesintiler yapmak durumunda kaldım.
Ve yine küçük bir ayrıntıyı paylaşmak isterim; yaklaşık 1,5 aydır bu öykü üzerinde düşünmekteydim. Bir türlü tamamlayamıyordum...
Dün gece elimde kalemim, kulağımda ezgiler.. Düşünüyordum yine..
Birden bir parça çalmaya başladı kulaklığımda.. O anda sanki İlyas'ı gördüm karşımda.. Parçanın sözleri, melodisi öykümü tamamlayacak cümleleri fısıldıyordu adeta..
İlyas, Ömer Karaoğlu olmuştu da, içli içli "Arzuhal" ediyordu sanki;
"Yüküm ağır, yolum uzun
Mechullerde kaybolurum
Beni bırakırsan bana
Tufanlarda boğulurum
Tut ellerimden tut Yâ Rab döndür yüzümü sana..
Eyûb sabrım yok benim
Yusuf değilim kuyuda
Yine de umudum var
Rahim olan adında"...
Bu mesaj, nefha tarafından, 27.09.2012 13:36:18 itibariyle düzenlenmiştir.