Son zamanlarda siteye ne hoş öyküler gönderiliyor öyle... Bir öykü yarışması mı düzenlesek ne? :P
Öykü bana, birkaç sene evvel Dr. Asuman Akgün tarafından kaleme alınan ve çok beğendiğim "Yaşamınız Hangi Renk?" adlı yazıyı/öyküyü anımsattı.
Öykülerin temaları örtüşüyor ve yazarların üslupları da birbirine benziyor sanki.
"Güvercinler Uyanmadan" adlı öykünün içine sızarak Güvercin Dede'ye ulaşmayı başarabilseydim; benim balkonu mesken edinen güvercinleri de kendi ordusuna katmasını isteyebilirdim kendisinden... Alan memnun, veren memnun olurdu hem. :P
Güvercinlerin kendileri cici, simgeledikleri anlam hoş olsa da; sesleri karizmalarını bozuyor... Uykulu olduğumda da beni çileden çıkarıyor. :)
Aman! Bu güzel öykünün altına yazılacak şey mi şimdi bunlar? Atmosferi bozmada üstüme tanımam, der gibi. :P
Atmosfer bozulup yağmur alabildiğince yağarken, öyküdeki İlyas'ın yerine geçtim... Yağmur benim yüzüme gözüme çarpıyordu artık... Yağmuru özlemiş miyim ne? :P
"Hey! Güvercin Dede! Gitme dur biraz! Dede! Bizim balkon..."
Duymadan gitti! Bana mısın bile demedi ya! :P
Sakın ola balkondaki güvercinleri o musallat ediyor olmasın! Bir mesaj iletmek için...
Tabi ya! Bunun neden daha önce düşünemedimdi? :P
Bir an evvel şu kuş dilini, bilhassa güvercin dilini öğrenmeliyim. Dede yok; ama onun öğretilerini bilen güvercinleri balkonumda hâlâ. Bu fırsat kaçmaz. :P
* * *
Hoş geldiniz nefha... Güzel öykünüzden ötürü sizi tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyoruz.
Bu öyküye sitede güzel bir yer bulmak lazım şimdi. Öyle ortalıkta durmasın... Düşüneyim bakalım. :)