Görüntülenme: 352493
SALI
2009/05/22 20:14
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,7 (2 oy)

Allahu tealanın yarattığı ahret tarlası dünya ;şeker mübarekliğinde güzel birşey vesselam tabii şeker sonrası dişini fırçalamayı bilene ve tarlayı iyi sürene göre değişir.Haftanın her günü güzeldir.Eeee Hayat herşeye rağmen güzel olunca ve Gençlik HERŞEYE RAĞMEN HAYATA GÜLÜMSÜYORSA elbette her gün muhteşemdir.Şükür ki bilinçli yaşatana....

Salı gününün bende özel bir yeri vardır.Salı beniö için bambaşkadır.Hayatım bir SALI günü değişti.Tanıyanlarınız vardır Hayata Gülümse programını sunan değerli Sıtkı ASLANHAN hocamız bir kampanya başlatmıştı.Ne yazık ki sanırım bunu sadece ben uygulamışım hem üzücü hem gurur verici ( =

Salı günleri sadece Allah Rızası için çok sevdiğim şahısları arar onları çıkarsız sadece rıza için sevdiğimi söylerim.İlk Salı babamı aradım.Babamaa onu Allah rızası için çok sevdiğimi söyledim ve cevabı şu şekide oldu ; Yok kızım var bunda bir iş.Hayırdır ne lazım,ne isteyeceksin? =))Baba seni sevdiğimi söylüyorum illa bir çıkarım mı olması lazım =)) vb.söyleşmeler ve sonrasın da babamın duası =) buna değer....İlk haftalarda sizinde güleceğiniz hoş birokadar da komik söyleşiler olacaktır fakat sonrasın da sizi hep bir Salı ile yad edeceklerdir buna emin olabilirsiniz  =)

Ben Salı gününe o kadar çok değer verdim ki bir yılımı tamamladım...İlklerim hep SALI oldu.Allah'ın hikmeti ki elimde olmayacak güzellikler ve üzüntülerde hep Salı ya denk geldi =) tabii bunu şükür secdelerimizle Rahman a sunmayı da edep bildik...Şimdi siz değerli şahıslara Salı gunlerimi inanın anlatmak isterim lakin ne gözünüzü yormak ister ne de laf kalabalığı yapmak isterim =) Ben bir yılımı doldurdum ve aslında sadece Allah rızası için çok sevdiğim şahıslar da bitince Salı operasyonunu başlattığım tarıh yıldönümün de tekrar başa aldım ve şimdi her SALI aradığım şahıslara bugun tam bir yıl oldu şimdi sizden hayatta uygulamam için bir nasihat istiyorum diyor ve telefonda ki mutluluk gözyaşlarını ve o titrek sesle yapılan dua ve nasihatları dinlemekten muhteşem ötesi bir haz alıyorum.

Kısadan kesmek gerekirse ( bu mu kısa  ?der gibiziniz =) lakin koskoca Salı için bu bile az =) affınıza sığınırız )  Siz değerli şahıslarda ister Salı ister sevdiğiniz başka birgün Allah rızası için secdiğiniz şahısları arayıp onları çok sevdiğinizi söyleyebilirsiniz.Unutmayın hafta da sadece bir kişi aranmalı ve telefonda sadece sevgiden bahsedilmeli iş-güç mevzuusuna dem vrulmamalı ve tarihi not etmeyi de sakın ha ihmal etmeyin =)

uygulayabilene heeellaaaalll olsuuuun =) Uygulayamayana da selaaammmmımız bol keseden olsun =)

Hayırlı Salı lar bir ömür siz değerli şahıslar ve şahıslarınızın mübarek kıldığı yarenlerin üzerine olsun =) eyvallah.....

Yıldönümü Kutlaması
2009/05/22 21:41
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Selam Z.SARI,

Bu sıradışı uygulamanızı okurken, yer yer heyecanlandığımı hissettim. 
Ne de olsa benim de, neredeyse 6 yaşını doldurmak üzere olan "Haftalık Plân"larım vardı. 
Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim. 

Ne güzel bir uygulama bu böyle! Gerçekten tebrik ederim! 
Bu arada, yıldönümünüz de hayırlı uğurlu olsun! Nice yıllara! 


Bakın ne diyeceğim... Bu konuya en azından her Salı yeni bir mesaj ilave ederseniz; bu güzel uygulamanızın takipçileri olabileceğini düşünüyorum. En azından ben hazırım. 

Böylece haftada en az bir kez güzelliklerden bahsetmiş oluruz. 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: SALI
2009/05/22 21:57
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

bu günün cuma olmasına aldırmayaraktan

sevgili formdaşlarım

 Hepinizi çooook seviyorum

 

Yanıt: SALI
2009/06/02 13:35
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 

Merhabalar… Bugün yeni bir Salı =)…

Salı hikâyemin başlangıcını ve amacını bir nebze dahi olsa anlatmaya çalıştım fakat şimdi bu operasyonu başlatmamda nefsimi tetikleyen asıl hikâyeyi yazıyorum;

Masuni Toyotemo isimli bir Japon sevgiyi tahlil etmiş ve üç tür sevgi olduğunu ortaya koymuş. Birinci sevgi türü, der, dünyada en çok kullanılan ama kimsenin hoşuna gitmeyen sevgi türü der, ‘’eğer’’sevgi türü. Eğer yaramazlık yapmazsan istediğin çikolatayı alırım. eğer karnende bütün notların beş olursa istediğin bilgisayarı alırım, eğer benim dediklerimi yaparsan ben de senin şu ihtiyacını görürüm. Eğer benim yerime nöbete kalırsan ben de senin şu işini yaparım. Koşula bağlı sevgi. Bir koşul karşılığında yerine getirilecek olan sevgi. Bir sevgiyi bir koşula bağlamak ne kadar kötü değil mi?

İkinci sevgi türü, der Toyotemo; ‘’çünkü’’sevgi türü. Seni çok seviyorum, çünkü sen dünya güzelisin. Seni çok seviyorum, çünkü sen çok yakışıklısın. Seni çok seviyorum, çünkü sen çok zenginsin. Seni çok seviyorum, çünkü sen milletvekilisin. Peki, o güzellik gittiğinde, zenginlik gittiğinde, milletvekilliğini kaybettiğinde, makamını mevkiini yitirdiğinde ne olacak dostlar? Ve der ki Toyotemo, bütün insanların istediği ama kimseye de vermek istemedikleri üçüncü sevgi türü; ‘’rağmen’’sevgi türü. Seni her şeye rağmen seviyorum. Eşimizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, komşularımızı her şeye rağmen sevmek. Hata yapmalarına, bizi üzmelerine, kalbimizi kırmalarına, canımızı sıkmalarına rağmen sevmek. En muhteşem sevgi türü.                                                                                                                                  İnsanları her şeye rağmen sevebiliyor muyuz? Sevgiyi kaybettik dostlar…                                                    ( Hayata Gülümse /Sıtkı ASLANHAN )

Bu hikâyeyi okuduktan ve çok kıymetli saygıdeğer Sıtkı Aslanhan hocamın öğütlerini de dinledikten sonra benim için çok değerli ve önemli olan Salı günü; Herşeye rağmen sevdiğim insanları aramaya başladım…

Veee ilk SALI;    22.04.2008

Merhabalar canım BABAMMM…

Nasılsın?

_Sağ ol kızım seni sormalı =)

_Çok şükür. Baba ben seni neden aradım biliyor musun?

_Evet tahmin edebiliyorum ne lazım ya da ne isteyeceksin söyle bakalım =))?

_ =)) Aşk olsun baba(aşk her daim var olmalı )Canım babam , ben bugün seni Sadece Allah rızası için çıkarsız çok sevdiğim için aradım.

_Yok kızım var bunda bi iş!Daha büyük bir şey mi isteyeceksin? =))

_ =))) Vallaha da yok baba seni çok sevdiğimi söylüyorum inanmıyor musun? =)

_İnanıyorum da ne bileyim şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Bende seni çok seviyorum.Allah seni iki cihanda aziz eylesin (vb.bir çok güzel dua)

_Allah razı olsun baba evde görüşürüz hadi eyvallah …

İnanın babamla o gün o kadar uzun konuştum ki =)Şimdilik bu Salı için babamı anlatmam yeterli sanırım =) ve unutmadan Salı günleri genelde en yoğun iş saatlerinde ararım sevdiklerimi ki;O hayat temposun da yaşam kargaşasın da bilsinler ki bir can onları düşünüyor,sadece rıza için seviyor ve candan dua ediyor…

Benden bu Salı bukadarlık umarım hoş muhabbet etmişimdir =)

ÜLKEMİ VE İNSANLARINI HERŞEYE RAĞMEN ÇOK SEVİYORUM!!!

Peki siz bu Salı ne yaptınız =) ?

Hmm... Bu Salı ne yaptım, öyle mi? 

Sevginin türlerini okudum. Sıradışı ve değerli bir sevgi gösterisinin keyifli diyaloglarını okudum. 

Bu ilginç ve güzel uygulamanın devamını da bekliyoruz, ey Z.SARI
En azından haftada bir, bir anınızı yazabilirsiniz. 

Aktardığınız diyalogdan hoş bir alıntıyla bitireyim:
"_Yok kızım var bunda bi iş!Daha büyük bir şey mi isteyeceksin? =))" 

Amca bey hazırlıksız yakalanmış. Alıştığı, bildiği dünyada; alışkın olmadığı, bilmediği bir durumla karşılaşmış. Bırakın da biraz şaşırsın, değil mi ama!? 

 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: SALI
2009/06/02 18:25
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Duydugum en güzel uygulamalardan biri yau =) Sizin gibi dostları olmalı insanın, Allah'ın rızasında buluştugu..Cok duygulandım =) Bir hadis ekleyeyim hemen:


Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor:

Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Allah-u Teâlâ’nın kullarından öyleleri vardır ki –onlar ne peygamberlerdir ne de şehidler– kıyamet günü Allah katındaki makamlarından dolayı hem peygamberler hem de şehitler o kullara imrenirler. Sahâbe:

–Ey Allah’ın Resûlü (s.a.v.) onlar kimdir, bize anlat?! dediler.

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

–Onlar, aralarında herhangi bir akrabalık ya da ticari bir ilişkisi olmadığı halde, sırf Allah’ın rızası için birbirlerini seven bir topluluktur. Vallahi onların yüzleri nur gibidir. Nurdan tahtlar, koltuklar üzerine kurulup otururlar. İnsanlar korkuya kapılırlarken onlar asla korkuya kapılmayacak; insanlar hüzünlenirlerken onlar kesinlikle hüzünlenmeyeceklerdir. (Ardından şu ayeti okudu:)

“İyi bil ki Allah’ın dostlarına korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”(Yunus,62)

Bu mesaj, stonesour tarafından, 02.06.2009 18:26:53 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: SALI
2009/06/02 22:56
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

sayın m1gin ve  stonesour güzel sözleriniz için eyvallah =)

stonesour; Allah ın rızasın da buluştuğu dostları olmalı demiş ve çok da güzel bir cümle kullanmışsınız.Şayet bu formda ki her biri birbirinden değerli şahısların muhabbetlerine bakıyorum da site olarak maaşallahımız var =) aman nazar deymesin =)Bence biz de bu form da muhabbetimizi birbirimize karşı çıkarsız sadece Rıza için yapıyor ve tanımadan seviyoruz bu da gösteriyor ki herşeye rağmen sevgisini uyguluyoruz =) Ne diyelim Hak nazardan saklaya formdaki değerli şahısların muhabbetlerini,dostluklarını.Mevla sitemize de dostluğumuza da,muhabbetimize de zeval vermeye -amin-

eyvallah...

Yanıt: SALI
2009/06/02 23:16
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

selamların en güzeli zatı muhterem kardeşimşiz zuhal SARI'ya olsun..

esselamüaleyküm muhterem...:)

öncelikle böyle bir uygulamadan dolayı sizi kutluyorum,sizler gibi sevgi kahramanlarının var olduğunu bilmek,bilmekten öte yazınızın vesilesiyle tanıma şerefine nail olmak,bizleri çok mutlu etti

ben inanıyorum ki.. sizler gibi sevgi kahramanları böyle sevgi tohumlarını ektikçe,bu  tohumlar bir çok başaklar verecek ve bir çok güzelliğin inkişaf etmesine vesile olacaktır..bugün yazınızı gündüz okudum aslında erken yorum yazmak isterdim fakat en sondaki nota kulak verdim..acaba siz bu salı ne yaptınız demişiniz.

madem öyle bizde bu soruyu bir emir telakki ettik ilk önce emre uyalım sonra yazalım dedik ve çok hoş bir salı akşamı geçirdik..bizim öğerinci olarak en sevmediğimiz iş bulaşık yıkamaktır:))..bugün arkadaşlarımızı ziyaret ettik ve kalabık bir grup oluşturduk yemek ve muhabbet faslından sonra nöbetçi arkadaşımızın yerine mutfağa gidip bulaşıkları yıkadık:)..arkadaşımızın sınavıda vardı bu vesileylede baya duada aldık hani:)))gerçekten çok güzel bir akşamdı,ben bu güzelliklere vesile olupta güzellik katan zat-ı muhterem güzel kardeşime çok teşekkür ediyorum....

(iyi ki varsınız FM..şimdi kimileri ya bu fm de NE İş diyecektir,hatta alakasız bulanlar olacaktır..diyenlere... içimden YOOOO diyesim geldi..gayet alakası var neyse ÇOK KONUŞTUK gene.:)))..

bir ayran nelere kadir oldu...bir salı ruhum şad oldu...

esselamüeeyküm

eyvallah abim..:))

                                 

 

 

 

Bilinçli Zahmet
2009/06/03 0:06
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Hoş geldiniz ey ayran, sizin gibi hoş kimselerin burada olduğunu bilmek, mutluluk verici. 

Sıradışı şeyler yapmak, zor olsa da, lezzeti bambaşkadır. Sizin uygulamanız, sizin, nöbetçi arkdaşın ve belki de ortamda bulundan diğer arkadaşların mutlu olmasına vesile olmuştur. 
Evet, bilinçli olarak yapıldığında, zahmetten bile insan zevk alabiliyor, değil mi ama!? 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: SALI
2009/06/03 0:26
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

çok doğru dediniz muhterem abim..razı ilahi esas alınınca dikenler gül oluyor zahmet rahmet olup üzerimize yağıyor...gerçekten hoş bir akşamdı...çok şükür hoş sedabırakık bu akşam arkadaşlara:)..

tabii bunu ilk önce muhterem kardeşim,tanıma şerefine nail olduğum  zuhal SARI'ya borçluyum:))

allah emr-i bil mar-uf neyi anil münker yapmayı kendine vazife edinmiş kardeşimizden razı olsun

Yanıt: SALI
2009/06/09 0:35
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bir gün ailedeki küçük çocuklar, aile fotoğrafına bakıyorlardı ve içlerinden birinin saçının değişik renkte olması küçüklerin dikkatini çekti. Acaba üvey olabilir mi? Diye düşündüler. Daha sonra ufak bir kız seslenerek ben de üveyim dedi. Arkadaşları Ona; sen üveysin. Üveylik nasıl bir şey bize anlatır mısın? Küçük kız üveyliği şu şekilde anlattı; Çocuk anne karnında, üveylik ise annenin yüreğinde büyür…

Bu hikayeyi özel bir radyo da İzel abi den dinlemiştim.Çok hoşuma gitmişti ve sanırım bu Salı yazacağım değerli şahısı sevme nedenimi bir nebze dahi olsun açıklayacak diye düşündüm.Şayet söylenen bir özdeyiş teyidi yaptırmak gerekirse her zaman söylediğim; Kan değil, can bağı önemlidir cümlesini Z.SARI ya ait bir özdeyiş diye teyid ettirmek isterim =) (ki sanırım buraya yazarak bir nebze dahi olsa teyid ettirdim ha ne dersiniz=)

29.04.2008

Mualla Teyze (manevi annem)

Mualla teyze ile ne zaman tanıştım ne zaman sevdim bilmiyorum ama bir şekilde hayatıma yerleşti. Yaşlanıncaya kadar dualarının herdaim üzerimde olduğunu bilmek ve içten samimiyetine inanmak tarifi güç bir duygu. Ses tonunu her duyduğumda aklıma ney gelir.Ancak ney sesi bana bu hazzı verebilir.Hayatta hem ses tonlamasına hem yürek tonlamasına dikkat etmek gerekir zira ben bu kanaatteyim. Mizan kefesinin bir tarafına kalp diğer tarafına hayat yerleştiriyor ve bu mizanı tutması için Mualla teyze ye veriyorum zira ben düşürürsem de kalbi o benim için dua ile tutar ben buna inanırım.

Sizin bir kalp taşıyıcınız ya da korumanız var mı Hak dışında?

 

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 09.06.2009 00:39:48 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: SALI
2009/06/09 9:37
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sevgili Z.SARI  ne tevafukturki Salı gününün bende de ayrı bir yeri vardır.

21/08/2006  hayatımda yeni bir başlangıştır. Yeniden doğuş yada yaşama bakış açımın değiştiği gündür. Aradan çok salılar geçti. Ben sadece yıldönümüm olarak hatırlıyorum o günü . Sayende bugün Rabbime hamd ve şükrümü o günü hatırlayarak yapacağım.Sağolasın....

 

Yanıt: SALI
2009/06/09 17:40
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

21/08/2006  hayatımda yeni bir başlangıştır. Yeniden doğuş yada yaşama bakış açımın değiştiği gündür... demişsin sevgili Işık.Benim de hayatım bir Salı günü değişti.

Aslına bakarsan benim Salı aşkım da 2005 de başladı.Sadece telefon görüşmelerim 1 yılını doldurdu =).Dile kolay tam 4 yıl.Seninde dediğin gibi kaç Salı lar geldiii geçtiiii.

Ama her Salı yeniden doğdum,nefsimi yeniden dirilttim.Gerçek aşk bu olsa gerek dıye düşünüyorum;ne tavafuk ki hayat bana en güzel kederleri de mutlulukları da Salı günü verdi.Bununiçin Rahman a sonsuz secde-i şükür ola.

Bakış açımızın değiştiği gün mübarek ola ne diyelimiçimden bu logoyu koymak geldi =) Aslın da bir bakıma Salı benim çocukluğumu hiiiç yitirmediğim kadim dostumdur...Aman o çocuk hiiç büyümeye...

 

SALI
2009/06/09 18:05
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Salı günü bana sizin gibi iyi şeyler hatırlatmıyor, hatırlatamıyor ne yazık ki Z.SARI ve ISIK.  1999 marmara depremini bilirsiniz. Salı günü meydana gelmişti. O günü düşünmek bile acı veriyor. Birbirine girmiş bina enkazları aklıma geliyor sadece.

Bunlara rağmen sizin hayatlarınızda dönüm noktası olması çok güzel bir şey. Yazılarınızı zevkle okuyorum.

Yanıt: SALI
2009/06/09 18:27
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sayın sehrazad;marmara depremini bilirsiniz. Salı günü meydana gelmişti. O günü düşünmek bile acı veriyor. Birbirine girmiş bina enkazları aklıma geliyor sadece...ifadelerini kullanmakta ve düşünmekte haklısınız sanırım kimse o günleri tekrar yaşamak hatta hatırlamak dahi istemez.

Salı günü bakış açımın değiştiği gündü ve insan bakış açısını (olumlu yönde) değiştirdiği zaman Efendimiz s.a.v. buyurduğu gibi köpek leşinde beyaz diş,gül dikenli denileceğine diken için de gül bulmaya vb.güzel bakış akışlarına yoğrulur.

Haklılık payınız elbette var lakin ben o günü hatırladığım da ; Allah u Teala bize bunu birşekilde yaşatacaktı ve yaşattı da.Matem tutup karalar bağlamak hissiyatına kapılmaktansa;birbirine girmiş bina enkazlarından sağ çıkarılan insanların yaşama sevicini,nefes alabildiklerine şükür yaşlarını ve orada biri var mı?seslerine evet ama acele edin haykırışlarına tutunmaktan yanayım.Yaşanmış bir olaya keşke yaşanmasaydı diyemem bunu dediğimde hayıflanarak kendimi bitirip hayata küsüp ahret tezkeremi yakmaktansa,yerin hesabını gökyüzüne sunduğu o depremleri kendi bakış açıma uygulayarak nefis depremimi bir Salı yaptım ve yürek depremimden ;o enkazdan sağ çıkan insanlar gibi umudumu çıkarttım ve sanırım bu da bana yetti.Allah hiçbirimize bir daha o depremleri gerek dünya da gerek ahrette gerekse yürekte yaşatmasın-amin-

Sanırım her Salı yeni bir eylem olsa gerek yürek depremimizde enazından benim için =)

veee sayın sehrazad iyi dileklerin için eyvallah...

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 09.06.2009 18:31:56 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: SALI
2009/06/10 11:34
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 5,5 (1 oy)

Sevgili Z.SARI çocukluğunuzdan birşey kaybetmediğiniz aşikar.Aman kaybolmasında inşallah.

Yanıt: SALI
2009/06/11 16:11
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

uzun zamandır cvp yazıyım diodum bi türlü fırsatım olmadı ... çok duygulandım çok takdir ettim sizi z sarı arkadaşım ... bende bi büyügümden dinlemiştim çok etkilenmiştim  insan  sevdiğine hediye alır gönlünü kazanmak için herseyi yapar... ama nie efendisimiz için böle bişi denemez sasarım demişti o sevgi dolu ümmetim ümmetim dien biri böle bişi yapılsa seftaati nasıl olur demişti ... mesela bigün sırf onun için kuran okunsa selavet getirilse hediye olsn die sevgisini kazanmak için .. o günden beri bende sırf cuma günü efendimiz için elimden gelen bişiyi yapmaya calışım ne yaptıgımı yazmasam ii olur sanırım.. gerci bu uygulamam 6 ay fln oldu kısa bi süre ama genede paylaşmak istedim ;)

Zincir
2009/06/11 16:34
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bak sen! Demek prisca 'da periyodik uygulamalar yapanlar zincirine katılmış!
Ne güzel ya!  

Yaptıklarını yazmak istememiş... Olsun. Ama yazılacak şeyler varsa, okumak istediğimizi bilmesini isteriz. 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: SALI
2009/06/13 23:50
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

hakkımda ki güzel cümleleriniz ve paylaşımınız için eyvallah sayın prisca.

Efendimiz s.a.v. 'in sünetini aslında bir nebze dahi olsa farkında olmadan uyguluyoruz.Örneğin yukarıda yazılı olan şu cümleden başlamak gerekirse;

insan sevdiğine hediye alır,gönlünü kazanmak için herşeyi yapar.

Belki bunu sevdiğimiz şahsa çokça yapar fakat bazen istemesekde sevmediğimiz şahsa formalitede olsa almak durumunda kalırız.;( sevdik,sevilmedik-seveni sevemedik / kıssa hesabı ).Fakat sevdiğimiz insana hediye almak ve gönlünü kazanmak  Efendimiz s.a.v. in sünnetidir.Efendimiz s.a.v. sünnetine uymak ise Hakkın rızasını kazanmaktır.Sanırım farkında olmadan biz sadece Allah Rızası için de sevebiliyoruz.Ne mutlu ki farkedip sevdiğine onu Allah rızası için sevdiğini söyleyip ahrette sevgi mekanını tasdikleyene...

 

Yanıt: SALI
2009/06/16 17:33
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

06.05.2008 Sıtkı ASLANHAN
‘ALS hastalığı sürekli yanan bir mum gibidir.Sinir sistemini eritir ve vücudu bir parafin yığınına çevirir.’
Bu satırlar ‘Öğretmenim Mori ile Salı Buluşmaları’ adlı kitapta sayın Mıtch ALBOM efendiye aittir.Bu kitabı okur iken bu satırların altını çiziyor ve ALS yerine;Umutsuzluk-Ümitsizlik ve İnançsızlık kavramlarını yerleştiriyorum.Ve devamında vücudu kelimesini Ruh ile eşdeğer kılıp daha uygun olacağını düşünüyor,kitabıma not düşüyorum.Zira insan ruh dışındaki bazı şeyleri yitirdiğinde dahi felakete sürüklenebilir.Peki ya Ruhunu(İnancını)?
Ben sorusunun dahi ürpertici olduğu kanaatindeyim.Sanırım felaket ötesi bir şey olmalı ki ben buna harflerin birleşerek oluşturduğu anlam kategorisinden bir kelime bulamıyor harf kimyası ile de fazla uğraşmak istemiyorum;zira maazallah harflerimin taşımakta olduğu ruhlarını kaybetmekten korkuyorum.Başlamalıyım sanırım =)
Sıkı bir radyo dinleyicisi olmak mükemmel bir duygu Yüz çehrelerini dahi bilmediğiniz, görmediğiniz ve tanımadığınız insanlarla yarenlik yapabilir, onlar ile sıkı dostluklar kurabilirsiniz. İyi bir radyo iyi bir aile demektir aynı zamanda.
İlk SALIM;
Saat; 20:00 ve ben frekansların arasında kulağıma gelen hoş bir seda arayışındayım.Frekansların birbirini ittiği adeta müşteri kaparcasına uğraş verdiği o cızıltılı yüksek ses dalgaları arasında kalbimin limanına yaklaşan ve beni Mavi okyanusunda HAYAT Gemisi ile dolaştıracak olan şeker mübarekliğinde bir ses;Merhabalar sevgili dostlar.Bugün sizlere _ _ _ . _ frekansların da radyo __ aracılığı ile sesleniyor ilk programımız olan HAYATA GÜLÜMSE ile başlıyoruz.
Başlayın hocam sayenizde bizimde Hayat yolculuğumuz başladı
Ogün Hayat a akış bakışlarımız değişti vesselam.Artık Hayat bizi değil biz Hayatı tavlıyorduk.Çapkınlık sırası artık bizde.Biz değil Hayat bizden çekinsin Her Salı tabiri caizse iple çekiyorduk.yemek vaktinin geldiği fakat programın bitmediği Salılar çoğunluktaydı.Sanırım bir nevi Salı günleri aç yattığım günlerdi ama sadece midem aç ruhum toktu,bu da umursanmayacak kadar önemliydi
Bütün programlarım artık Hayata Gülümse saatine ayarlı idi.O saatte o günde hiçbir şey yapamıyor,radyonun başından ayrılamıyordum.Programları kasete kaydetmeye başladım.Ve kayıtlarımı defalarca dinler doyamazdım.Hala da dinlemekteyim ve bunları da cd yapmak niyetindeyim her ne kadar bozuk kayıtta olsa o telaşın ayrı bir tadı var yanımda.
Vee benim için acı son.Hayata Gülümse programı hakkettiği finali yapamadan sezon finali diye BİTTİ.
Radyonun bana göre buna hakkı yoktu en azından biz vefalı dinleyicilerine bu finali yapma hakkı vardı ya da bir açıklama yapma hakkı vardı.Fakat gösterdiğim bütün çabalara rağmen reddedildim   ossuuunnn radyoda sayemde çoook reyting kaybetti ve tabii dinleyici.Ben geceleri radyoyu açık bırakıp yatar,reyting kazansın diye gece-gündüz açık bırakırdım da Veee tabi bütün tavsiye ettiğim şahıslara da uyarı yaptım

Zaten hocamda daha kaliteli bir radyoda kaliteden kasıt ;bütün programların arşivini radyo sitesinden dinleyebildiğimiz ve bilgisayarımıza indirebildiğimiz bir radyoda program yapmaya başladı;DUYARLI GENÇLİK
Geçtiğimiz Salı hocam ile görüştüğümde;
-Hocam tam 5 yıl geçti vay be. Sanırım ben yaşlandım artık (gülüşmeler).
-Hocam; O zaman ben de gençleştim (gülüşmeler).
Sıtkı Hocama HAYAT borcum var. Allah kendisinden,kendileri de Allah tan razı olsun.Kelimelere sığdırmak-anlatmak İMKANSIZ…
Mustafa Cihat KILIÇ abimizin bir eseri vardır.Her dinlediğimde hocamın kahkaha atışı gelir hele ki nakaratı =) sanırım hocam güldüğünde-üzüldüğün de bana da buna benzer bişeyler oluyor.


Sen gülende dillerim susar lal olur
Sen gelende dizlerim düşer ram olur
Sen sevende gözlerim yanar kan olur
Sevgili gönül şad olur....

Çok kıymetli saygıdeğer Sıtkı Hocam sizi gerçekten Allah rızası içinde kendim içinde çok seviyorum.İyi ki varsınız ve iyi ki sizi tanımaktayım secde-i şükrüm sonsuz hikmette olmalı.

 

 

 

Radyo Keyfi
2009/06/18 1:27
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Ey Z.SARI,
Ne güzel cümleler bunlar böyle. Kimi cümleleriniz beni heyecanlandırırken; kimilerine gıpta ettiğimi ifade etmeliyim. Ki, bunlardır cevap yazma şevkimi üreten. 

İşte favori cümlem:

"Artık Hayat bizi değil biz Hayatı tavlıyorduk.Çapkınlık sırası artık bizde." 

 

Evet, dediğiniz gibi, radyo müdavimi olmak ayrıcalıklı bir duygu. O tadın başka bir şekilde hissedilebileceğini sanmıyorum. 

Radyoda dinlenen bir müzik, kaset, bilgisayar ya da mp3 çalar benzeri bir başka ortamda dinlenen aynı müzikten çok öte bir lezzete haizdir. 

Radyo programlarını kaydetmek!... Heyt be! Heyecanlandım gene!

Bu kayıt olayını ben epey abartmıştım. Özellikle, 2001 yılında Marmara FM'de haftada bir yayınlanan "İbrahim Sadri ile Akşam Simidi" programını kayıt etmek için beklerken içim içime sığmazdı. Sanırım o da Salı akşamlar yayınlanırdı. 
 

Bazı haftalar, programın başlaması gereken vakit geldiği halde başlamamıştır. Ben hafiften endişelenmeye başlamışımdır. Bu şarkıdan sonra başlayacaktır, diye ummuşumdur. Aradan birkaç şarkı geçmiştir ve her bir şarkıda benim umudum da biraz daha sönmüştür... 
İbrahim Sadri ünlüdür ve başka başka programlara katılma durumu söz konusudur. Çaresiz gelecek hafta beklenecektir. Teselli olarak, önceki haftalarda yapılan kayıtlardan kesitler dinlenir... 
Gün gelir, programın son bölümü yapılır. O programdan hiç keyif alamamışsınızdır. Hüzünlüsünüzdür çünkü. Programın devam etmesi için neler yapabileceğinizi düşünürsünüz. Belki bir çaba gösterirsiniz.... 

Ve günün birinde yaptığınız kayıtlar, bilgisayarınızdaki diskin problem çıkarması sonucu erişilemez hale gelir. Soğuk soğuk terler dökersiniz. Umudunuzu kaybetmek istemezsiniz. Günün birinde, o kayıtlarınıza tekrar erişebileceğinizi düşleyerek mutlu olmaya çalışırsınız...

Vay canına! Hülyalara dalmıştım. Z.SARI 'nın yazısına tekrar döndüğümde, yukarıda benim ifadeye çabaladığım hissiyatın benzerini görerek kendimi başka hissettim: 

"Vee benim için acı son.Hayata Gülümse programı hakkettiği finali yapamadan sezon finali diye BİTTİ."


Ey Z.SARI, elinizdeki kayıtları bizlerle paylaşma önerisinde bulunmak istiyorum. Hatta şöyle yapabilirsiniz; her hafta bir bölümü ekleyebilirsiniz. 

Ben de günün birinde, erişilemez durumdaki diskimdeki verileri kurtardığımda, oradaki kayıtları sunarım inşallah. 

Bunca şeyi düşündürdüğünüz için teşekkürler Z.SARI

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Radyo keyfi
2009/06/18 20:28
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 

Sayın m1gin güzel sözleriniz ve hakkımdaki düşünceleriniz için eyvallah. (teşekkürler)

 

Bu kayıt olayını ben epey abartmıştım. Özellikle, 2001 yılında Marmara FM'de haftada bir yayınlanan "İbrahim Sadri ile Akşam Simidi" programını kayıt etmek için beklerken içim içime sığmazdı. Sanırım o da Salı akşamlar yayınlanırdı.

(Bence hiiçte abartmamışsınız.Maalesef ehliyet kursuna başladığımda Motor Dersimiz Salı günleriydi ve ben yeğenimi programı kaydetmesi için iyice tembihler öyle çıkardım.Herşey ayarlı birtek kayıt düğmesine basılmalı ama aklım yinede evdeydi ve birtürlü derse odaklanamıyordum.Hocaya belli etmemeye çalışıyor arada cep telefonu vasıtasıyla radyoyu açıp dinlemeye çalışıyordum ve birgün dayanamayıp;Hocam size radyo dinleteyim dedim ve sesi hoporlöre verdim tabii bu sadece bir ders için geçerli oldu.)

Bende SADRİ abiyi çok sever,programlarını büyük bir hayranlık ile izler ve dinlerim.Lalin Akşam Simidi programına yetişemeyenlerdenim fakat methini ve ismini sıkça duydum.Ben SADRİ abimizin Marmara fm.deki EŞREF SAATİ/İBRAHİM SADRİ =) programını kaçırmazdım.Bu programına yetişenlerdenim.Ve yine acı son maalesef BİTTİ.Fakat sonrasında güzel bir teselli İbrahim SADRİ yine Marmara fm.de ALCAN KARDEŞLER in (Mustafa-Musa) sunduğu  Yerli Dizi adlı programda neredeyse her akşam konuk Her nekadar kısa da olsa benim için bu inanılmazdı.İbrahim Sadri deyince sanırım sıkı düşünmek gerek.Tanıdığımız şiir prensi aynı zaman da bir edep mizahçısı.SADRİ  abiyi sanırım bu yönüyle dinlemekte ayrı bir keyif.Allah nazarlardan saklasın-Maaşallah-

Sayın m1gin yada böyle demek içimden gelmiyor =) Değerli abim desem umarım sakıncası yoktur Değerli abim demişsiniz ki;  Ey Z.SARI, elinizdeki kayıtları bizlerle paylaşma önerisinde bulunmak istiyorum. Hatta şöyle yapabilirsiniz; her hafta bir bölümü ekleyebilirsiniz.

Kasetlerimi henüz cd yapmadığım için şu sıralar yüklemem sanırım imkansız.Lakin en kısa zamanda cd yapmak niyetindeyim ve o zaman elbette neden olmasın herhafta eklerim nasibse

Sözün özü; Radyo mükemmel tılsımlı bir kutucuk.Allaaddin'in sihirli lambası varsa benim de radyom var.Tek fark;Benim Radyom gerçek Onun cini YALAN!!!

 

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 18.06.2009 20:30:12 itibariyle düzenlenmiştir.
Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 18.06.2009 20:37:43 itibariyle düzenlenmiştir.

Vay canına! Gene heyecanlandım yahu! 
Heyecanlanmamın sebebi; İbrahim Sadri ile ilgili muhteşem tespitleriniz. 

Demişsiniz ki;

"İbrahim Sadri deyince sanırım sıkı düşünmek gerek.Tanıdığımız şiir prensi aynı zaman da bir edep mizahçısı."

Şunu söylemeliyim ki; ben, İbrahim Sadri'nin şiirlerinden öte; kişiliğini ve tiyatral yönünü daha çok seviyorum. 

Vaktiyle, şiirleriyle ünlü olduğunda, bunun mizahi yönünü geri plâna atabileceğini düşünerek üzülmüştüm. 

Bu endişemin haklı olduğu zamanlar olmadı değil; ama her şeye rağmen İbrahim Sadri'nin alışılmadık eğlenceli programlar yapması, yüreğime su serpiyordu. 

İbrahim Sadri, devamlı farklı şeyler arayışı içerisinde olan yeni yeni yeni fikirleri uygulayan, rengarenk bir sanatçıdır. Ki kendisi, Türkiye'de ilk "stand-up show"u yapandır aynı zamanda. 

İbrahim Sadri denilince ister istemez heyecanlandığımı hissediyorum. 

Bu kadar yetsin yahu! Devam edersem bir şeyi itiraf etmek zorunda kalacağım yoksa. 

Ama yok; özel bir şeyler hazırlamalıyım bunun için. Evet, inşallah günün birinde "İbrahim Sadri Özel Dosyası"nı bu sitede yayınlayacağım. 

Günün birinde İbrahim Sadri'nin tüm eski programlarının kayıtlarına bir şekilde ulaşabileceğimi hissediyor gibiyim. 

Nasıl ve ne şekilde diye sormayın; zira ben de bilmiyorum. Öyle düşündüğümde, kendimi mutlu hissediyorum işte.  

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Önce mi?Sonra mı?
2009/06/19 0:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Bir İbrahim Sadri izleyiciside burada var.

Yalnız bir sorum var.Ben  İbrahim Sadri'yi 94 yılında Kanal 7'de yaptığı Eşref Saati ile tanıdım.

Kanal 7'nin logosunun bile olmadığı zamanlardan bahsediyorum.

Eşref Saati programını 94 önceside Marmara fm'de yapıyormuydu?

  

Bu mesaj, citizen tarafından, 19.06.2009 02:24:33 itibariyle düzenlenmiştir.
EŞREF SAATİ / İBRAHİM SADRİ
2009/06/19 18:40
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Değerli abim m1gin;İbrahim Sadri denilince ister istemez heyecanlandığımı hissediyorum.

bu sözleriniz ile hemfikirim =) SADRİ abi ile ilkdefa 2007 yılında karşılaştım ve anlatamayacağım kadar çok heyecanlanmıştım ve nekadar  o güne gitsem-hatırlasam heyecanlanırım.Kendisine ozaman tekrar Marmara fm geri dönüp dönmeyeceğini sormuş ve cevabı beni çook mutlu etmişti.Ses tonu hala kulağımda.Bazı sanatçılarımızın konuşmalarındaki ve şarkı yada şiirlerindeki tonlamalar ayrı olur fakat İbrahim SADRİ abimizin tıpkısının aynısı =)Maaşallah...Ve maalesef ayrılık vakti geldiğinde arabaya binip gitmek işkence.Ama durun bir dakika o da ne?(!!!) İbrahim SADRİ arabasına bindi ve hemen arkamızdan geliyor Beyaz araba hastalığım o zaman başladı.Günün birinde arabam olursa SADRİ abiminki gibi olacaktı.Plakası hala aklımda ve inanın her trafikte gözlerim o plakayı arıyor umarım hala aynı araba ve plakadır =)

Ama yok; özel bir şeyler hazırlamalıyım bunun için. Evet, inşallah günün birinde "İbrahim Sadri Özel Dosyası"nı bu sitede yayınlayacağım.

Günün birinde İbrahim Sadri'nin tüm eski programlarının kayıtlarına bir şekilde ulaşabileceğimi hissediyor gibiyim.

 

Bu cümleleriniz de beni haddinden fazla heyecanlandırdı değerli abim hatta tabiri caizse ciğer görmüş kedinin göz bebeklerinin yerinden çıkacakmışcasına içimdeki çocuğun salıncakta havalanması edasında bir coşkuya gebe kaldığını ve bu vuslatın biran önce geleceğini hissettiğimi diyebilirim.Bu dosyanın müptelası olur ve ilk kayıt olarak ben başvururum

 

Sayın citizen; sorunuza cevap vermek isterim =)

Eşref saati programını kanal 7 de bende izlerdim fakat yanlış hatırlamıyorsam ben 2000li yıllardaki EŞREF SAATİ izleyicisiyim vay beee demek EŞREF SAATİ bayağı bi eskilere dayanıyormuş.

Eşref Saati programını 94 önceside Marmara fm'de yapıyormuydu?

Ben Marmara fm.de 2007 yılında dinledim.Fakat 94 öncesinde EŞREF SAATİ adı altın da yapmadığını biliyorum.Keşke daha öce doğsaymışım tüh kaçırdım o güzelim programları

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 19.06.2009 18:44:31 itibariyle düzenlenmiştir.
Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 19.06.2009 18:58:49 itibariyle düzenlenmiştir.
Kelleştirme Mücadelesi
2009/06/20 4:00
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Hmm... Demek citizen Kanal 7 'de yayınlanan "Eşref Saati"ni dahi izlemiş...
Aklında kalanları bizlerle paylaşmasını isteriz, değil mi Z.SARI?  

Bildiğim kadarıyla İbrahim Sadri, Marmara FM'de ilk olarak "İbrahim Sadri ile Akşam Simidi" programını yaptı. O da 2000 veya 2001 yılı idi. 

İbrahim Sadri "Eşref Saati"ni ilk olarak Kanal 7'de yapmıştı. Hatta bununla ilgili olarak yıllar önce "Adam Gibi" albümü henüz çıkmak üzereyken (1998 idi sanırım) Marmara FM'de, Mustafa Alcan'ın "Maksat Muhabbet Olsun" programına konuk olmuştu. Orada anlattıklarından aklımda kalanlardan bir kısmını anlamca aktarıyorum:
İlk zamanlar yeni kurulmuş olan Kanal 7'de haber (ya da benzeri) bir program sunuyormuştu. Bir zaman sonra sıkılmış ve ya istediği gibi bir program yapmak ya da ayrılmak istediğini ifade etmiş.  O zamanlar gece belli bir saatten sonra yayın bitiyormuş. Yöneticiler düşünmüşler ve "peki" demişler, "normal yayınımız bittikten sonra, TV senin olsun, ne istersen yap!"

Ve Eşref Saati işte böyle başlamışmış.

Ey Z.SARI,
İbrahim Sadri ile yakından tanışmış olduğunuz için, şanslı olduğunuzu düşünüyorum.

Bu arada ben, Marmara FM'deki "Eşref Saati" programını çıkaramadım.
Hani sanki Kanal 7'de bir dönem yine "Eşref Saati" isimli bir program yaptı gibi geliyor bana.
Hatta aklıma geldi, konuyla ilgili bilgisayarımda arama yaptım ve aşağıdaki kayıtlara ulaştım;

Eşref Saati (11.04.2004) [Ses Yıldızları].wma : 85 , Normal
Eşref Saati (04.04.2004) [Cemil Sonses].wma : 75. Normal
Eşref Saati (18.04.2004) [Sürpriz Nikah].wma : 80 , Hareketli , bozuk kayıt
 

2003 yılı sonlarında da, "İS 2003" programını yapmıştı Kanal 7'de.
Bu program olaylı bitmişti. (Daha doğrusu gerçek gibi görünen bir kurgu idi). 

Bu olaylı final üzerine gelebilecek sorulardan pek rahat sıyrılabilirdi İbrahim Sadri; en basitinden, "2004 yılına girdik" diyebilirdi; kimse de itiraz edemezdi.

Bu "İS 2003" programlarının birinde, çok eğlenceli ama bir o kadar da beni düşündüren bir olay yaşanmıştı. 
O programlarda, program yönetmeni stüdyoya bir masa konulmamasını uygun bulmuş. Ancak ilerleyen bölümlerin birinde İbrahim Sadri'nin canı, bir masa çekmişti.

Ve, İbrahim Sadri, stüdyo yönetmenine ilkin şakasına takılarak, program yönetmenini razı edemeyeceğini ve stüdyoya masa getiremeyeceğini söylemişti. Stüdyo yönetmeni de getirebileceğini ileri sürmüştü.
Bir süre atıştılar ve birazdan iddiaya girdiler. Masa gelirse, İbrahim Sadri saçlarını makine ile kazıtacaktı.

Ve programın son dakikalarında, seyircilerin alkış ve haykırışları arasında stüdyoya masa getirilip bırakıldı. 
İbrahim Sadri soğuk soğuk terliyordu artık.  
"Tamam, gelecek programa saçlarımı kestirmiş olarak geleceğim", demişti.

Olayı bu kadar ötelemiş bir stüdyo yönetmeni, işin peşini bırakır mı?
İddialarına göre İbrahim Sadri'nin canlı yayında traş olması gerektiğini seyirciyi de kendi safına katarak ifade eder.
İbrahim Sadri birkaç bahane bulmaya girişirse de, her şey hazırlanmıştır; berber bile elinde malzemelerle stüdyoda belirir.

Ve, kaçınılmaz son! Kameranın değişik açılardan çektiği İbrahim Sadri'nin kafası kelleşir birkaç dakika sonra.

O programa konuk olan sanatçılar da birer seyirci olmuşlardır yazık ki!

Müthiş eğlenceli olan bu program bölümünde beni düşündüren mesele, İbrahim Sadri'nin iddiaya gimiş olmasıydı.
Yapmaz, diyordum kendi kendime; ama yaptı! O anlık eşref saatine mi denk gelmişti yoksa!

Neyse... Çok uzattım... Ama bir anlamda iyi oluyor... Şu yüzden;
İleride oluşturmayı amaçladığım özel dosyada kullanılabilecek bilgiler vermesi anlamında bu konunun çok yararlı olacağı kanaatindeyim. Katılımcılara teşekkürler...

Bitirirken bir farklılık yapayım, İbrahim Sadri'nin 2001 yılında Marmara FM'de yapmış olduğu, gazetelerden haberlerin yer yer eğlenceli bölümlerle aktarıldığı "Sabah Sabah İbrahim Sadri" programından bir kesit sunayım. Programda, Mustafa Alcan yardımcı olarak bulunuyor.

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
İbrahim SADRİ ve Zamana yolculuk
2009/06/21 16:28
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Siz değerli abime katılıyorum; sayın citizen de bizimle birlikte o günlerini paylaşırsa çok daha güzel olacak.

( SADRİ abim her haliyle karizma saçı olsun olmasın =) maaşallah )

Değerli abim Marmara fm.de İbrahim SADRİ abimiz Eşref Saati programını sabah saatlerinde yanluş hatırlamıyorsam 9.30 da yapıyordu hatta ikinci program saati daha da öne alındı ve ismi Sabah sabah İbrahim SADRİ ile eşdeğer kullanıldı.Maalesef  o zamanlar yeteri kayıt imkanım olmadığı için elimde hiçbir kayıt yok sadece geçen gün kasetlerimi dinlerken programın Eşref Saati İbrahim SADRİ sözleri nasıl olmuşsa kayıt olmuş.Bilmem ama Esra ELÖNÜ ablayı aramam gerek sanırım belki o bize İbrahim Sadri kayıtlarını verebilir tabii hala Marmara fm arşivinde kayıtlar varsa.Ayrıca geçtiğimiz Ramazan Marmara fm.de Sahura kalkan Gece adlı programda bir gece de Sadri abi sunacaktı yalnız onun sunumunu dinleyemediğim çünkü o zamanlar ben Suudi Arabistan topraklarındaydım.

Vee SADRİ abinin şu olaylı biten programını da dün gibi hatırlıyorum =) Çünkü ; babam o programı gerçek sanmış hatta ağlamıştı sonunda kurgu olduğunu öğrenince de ne yalan söyleyeyim SADRİ abiye kızmıştı

Oysa kimsenin bilemediği anlayamadığı birşey vardı Sadri abi bizlere bir reyting uğruna duyguların hiçe sayılarak,para girdabında boğulmak isteyen zihinlerin gerçek yüzlerini göstermeye çalışıyordu ve bence bunu BECERDİ de.En azından anlayan anladı abisiiii.Programın format ve içeriğini ve Sadri abinin amacını babama tam anlattığımda babamın cevabı Sadrri abimin sözleri; Helal olsun,ADAM GİBİ ADAM ŞU İBRAHİM SADRİ.

ADAM GİBİ ADAMI ANLAMAK İÇİN DE, SEVMEK İÇİN DE, ADAM OLMAK GEREK BELKİ DE

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 21.06.2009 16:30:53 itibariyle düzenlenmiştir.
Televizyon Milleti
2009/06/21 16:46
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Vay canına! 

Marmara FM ile (bir diğer ifadeyle Esra Elönü ile) iletişime geçebilecek ve arşivlerinden kayıtlar isteyebilecek potansiyeldesiniz de, bunu neden daha önce ifade etmediniz ey Z.SARI

İletişime geçelim efendim... En azından deneyelim... Ne demişler; isteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki. 

Evet, İbrahim Sadri, bir dönem TV'deki rezillikleri başka bir yaklaşımla eleştirmişti. Hatta atv 'de "Televizyon Milleti" diye bir show programı yapmıştı. Bu programda, konuklar tartışıyor, birbirlerine bağırıyor, hatta kavga ediyorlardı. 

Bunu İbrahim Sadri nasıl yapardı? 
Programın sonrak bölümlerini izlemeye devam ettiğiniz zaman, konukların aslında birer oyuncu olduklarını anlayıp; artık siz de keyiflenmeye ve dahi tartışmaları daha çok ötelemelerini beklemeye başlıyorsunuz! 
İbrahim Sadri'de güya tartışmalara engel olmak istiyormuş gibi davranıyor; ancak tarafları daha bir alevlendiriyordu. 

Bazen gerçek şarkıcı konuklar da oluyordu arada... Bu konuk sanatçıların, kraldan fazla kralcı oldukları ve konuk oyuncuları bile geride bıraktıkları zamanlar olmuştu! 
Onlara da akışa uygun davranmaları için, önceden talimat verilmiştir sanırım. 

Bu arada önceki mesajımda değindiğim, Kanal 7'de yayınlanan İS 2003 'ten; sözünü ettiğim iddialaşmanın yapıldığı programın kaydını arşivimde buldum.
Ve işte, o programdan bir kesit. 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 21.06.2009 21:07:41 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: IBRAHIM SADRI VB.
2009/06/21 20:14
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Konu baska olmasina ragmen gelinen noktayi, (Ibrahim Sadri) takip ediyorum. Ibrahim Sadri hakkinda soyleyecek benimde bir seylerim var: Yok oyle kayit falan yok elimde. Bende duygularimi paylasmak istiyorum, ama sonra nasipse.

Benim demek istedigim, Z.Sari (Bu arada itiraf ederim,kizmasin ama bu kisiyi hep ZEKI zannediyorum.Ismi acik olmadigi icin. Zeki isminde sevdigim bir arkadasim oldugu icin herhalde) Evet Z.Sari Marmara FM kayitlarina girebiliyorsa ondan bir sey isteyebilirmiyim?

Yillar once bir ramazam da marmara fm Muhammed Esed'in mekke'ye giden yol isimli kitabini sesli okuyorlar, bende ilgiyle takip ediyordum. Fakat tabiki uzun suren bir seyi takip edemiyorsun. Iletisim koptu. Marmara fm arayip bunlari sordugumda herhangi bir yardim alamadim.Ozlemim gitmedi, ama konuyu artik imkansiz olarak dusundugum icin birakmistim. Iletisim kurabilen birilerini duyunca icimdeki ates yine depresti.

Acaba Z.Sari veya M1Gin bu kayitlari bulup veya buldurup sitemizde hizmetimize sunabilirlermi? Cunki o eseri o yillari Islam cografyasi belgeseli olarak goruyorum, bu yonden ilk. Zannederim TRT de belgesel olarak ta yayinlanmis ama TRT den o belgeseli de bulamiyorum.

NE YAPABILIRSINIZ?   Yapsaniz da yapmasaniz da tesekkurler.

Bu mesaj, m1gin tarafından, 21.06.2009 21:08:46 itibariyle düzenlenmiştir.
Eşref Saati
2009/06/23 0:54
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sonunda 48 saatten uzun süren yönlendirme bugün  sona erdi

Mesaj tarih ve saatlerine bakılırsa bu yönlendirme herkesi kapsamamış,şanslısınız.

mbirgin,bahsettiğiniz programı seyretmiştim,hatırlıyorum.

Ama ondan önce,hafızam beni yanıtmıyorsa Marmara FM 93 yılında kurulmadı mı?Diğer özel radyolardan farklı olarak Türkiye geneline yayılması daha geç olmuştu.

İlk "Eşref Saati" programları için diyebilirim ki  "çok şey kaçırmışsınız!".

Saat 24'te başlar 2 saat sürerdi.Konuk ve seyirci almazdı.Yıllarca içinde biriktirdiği enerji ve birikimi bir anda aktaracak bir ortam bulduğu için tempo hiç düşmez,karnımıza ağrı girer,gözümüzden yaşlar boşalırdı.

Sizin de seyrettiğiniz programlarını seyrederken biz  "Nerde o eski programları."  yorumunu yapıyorduk.Tabi ki bu sonra ki program kötü olduğu için değil ama eski programlar çok daha iyi olduğu içindi.

MaşaAllah,ben mbirgin kadar programda olanları hatırlayamam,özellikle de üniversite sınavına hazırlandığım bir dönemde izlediğim bir programı.Hatırlarsam paylaşmak isterim...

Bu mesaj, citizen tarafından, 23.06.2009 00:55:20 itibariyle düzenlenmiştir.
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami, australiaescortspage,
Son Oturumlar: