Annelerin evlatları için çırpınışını görmek beni her zaman çok sevindirmiştir. Okul bahçelerinde yavrularını bekleyen onlarca anneyi her gördüğümde, ayakları altında ki cenneti daha iyi anlıyorum. Kitaplarım veya konferanslarım vasıtasıyla bana ulaşan annelerin sorularını okurken de, aynı duyguyu hissediyorum. Bahçesindeki fidanları için çırpınan anneler, gelecekte açacak çiçeklerin müjdesi gibi geliyor bana.
Bir annenin gönderdiği soru üzerine kalem aldım bu yazıyı. Soruyu okurken hem annenin çırpınışını, hem çözüm arayışını görmek beni sevindirdi. Hem soruyu, hem de soruya cevap olarak yazdıklarımı (eklemelerle birlikte) paylaşacağım.
Selamun Aleyküm;
Oğlum 6 yaşında. Geçen yıl Kur’an ve Ahlak eğitimi de veren bir kreşe gönderdik. Kreşten önce çok kibar, efendi, laftan anlayan, konuşunca halini düzeltebilen bir çocuktu. Okula başladığında bir iki yaramaz (epey bir yaramaz) çocukla sorun yaşayınca, çözümü onlar gibi olmakta buldu. Uygunsuz kelimeler (küfür) ve terk edilen güzel davranışlarda çok sorun yaşadık.
Babasıyla beraber aldık karşımıza konuştuk, “Mahrum ederiz…!” diye tehdit ettik, biraz sert uyarılarımız da odu. Bunlar mı işe yaradı? Bence hayır. Zaman işe yaradı. Ama bizim sürekli doğru ve yanlışı ona anlatmamız gerekiyor biliyorum.
Geçen yıl Kur’an öğrenimi bitene kadar hep ödüllendirerek, oyunlarla dersleri yapıyorduk. Bu yıl aynı kreşin anaokulu kısmına gidiyor ve bu yıl Kur’an okumalarımızda fazla sıkmamak istedik. Ama rahat bıraktıkça, o daha da gevşedi. O yüzden artık zorlayarak ders yaptırıyoruz.
Evde kurallara uyuyoruz. Ancak, eşim sık sık şehir dışında olduğu için sık sık babaanne ve dedenin yanında kalmak zorunda olduğumuz için (ödev yemek ve uyku zamanı) konusunda sorumsuzluğuna müdahil olmak istesem de, o da bende çok yıpranıyoruz.
Gelecek yıl 1.sınıf olacağı için sorumluluklarına alışmalı diyoruz. Ama nasıl dersleri tekrar sevdireceğiz? Yardım edebilirseniz sevinirim.
Birde geçen yıl tek çocuktu, çalışmıyordum. O zaman daha çok ilgilenebiliyordum. Geçen kış ikinci kardeş geldi, bu yaz inşallah üçüncü gelecek. Hafta içi de öğleye kadar beraberiz. Öğleden sonra ben çalışıyorum, o da anaokulunda oluyor. Üç çocukla işim epey zorlaşacak. Ne yapmam gerekiyor yardım edebilirseniz sevinirim.
Allah’a emanet olun.
* * * * * * *
Çocuklar sosyal hayata atılınca, okul ve mahalle arkadaşları çoğalınca, farklı insanlarla tanışır. Farklı alışkanlıkları olan insanlardan farklı davranış kalıpları kopyalar. Bazen iyi bazen kötü alışkanlık öğrenir. Kötü alışkanlıkları budamak, iyi alışkanlıkları sulamak gerek. Hiçbir zaman, meleklerle dolu (kusursuz) bir ortam olmayacak. Annelerin doğruları sulaması, kötülükleri budaması çocuğun gelecekte doğru çevre edinmesi, yanlış çevrelerden uzaklaşması gerektiği bilincini verir.
Ödül ve ceza konusunda dengeyi doğru kurmak gerekiyor. Susuz bırakılan bir çiçek nasıl kurursa, aşırı su verilen çiçekler de kururlar. Ceza, genelde sevdiği şeylerden mahrum bırakmak olmalı.
Yaşlı insanlar, genç anne ve babalara göre daha hoşgörülü oluyor. Babaanne veya anneanne yanında tüm çocuklar şımarırlar. Birden fazla eğitici (Anne ve Babaanne) arasında kalan çocuklar, farklı davranış kalıpları görürler. Her çocuk, işine gelen davranış kalıbını daha çok benimser. Çalışan anneler bunu göze almak zorundalar. Karşınızda ki, anlayışlı bir babaanne ise, durumu çocuğun olmadığı bir ortamda konuşmanızı tavsiye ederim.
Dersleri çocukları sevdirme isteği olan anne babalara kötü bir haberim var. Dersler sevilecek şeyler değildir. Sevmese de yapması gereken bir görev olduğunu anlamalı çocuklar. Üniversiteye kadar her anne baba, eğitim antrenörü gibi ilgilenmeli çocuklarıyla.
Tek çocuk sahibi bir anne iken, ikinci ve üçüncü çocuğa sahip olan anneler, ilk çocuğun davranışlarının değişeceğine hazırlıklı olmalı. Dikkat çekmek isteyen, kardeşlerini kıskanan çocukların davranışları değişmeye başlar. Anne baba bu davranış değişikliklerine hazırlıklı olmalı.
Çalışan anneler, çocuklarıyla sıkıntı yaşamaya başlayınca, birkaç ay için bile olsa, ücretsiz izin kullanarak, çocuklarını anneye doğurmalı. Annesine aç kalan çocuk, daha çok yaramazlık yapmaya, annenin istediği davranış kalıplarından uzaklaşmaya başlar.
* * * * * * *
Evlatlarına tertemiz kıyafetler giydiren bir anneyi düşünün. Çocuk bembeyaz çoraplarını, pantolonunu, gömleğini, sokakta hoyratça oynadığı için, kirletmiş. Çocuk ne kadar hassas olsa bile, haylaz arkadaşları üzerine çamur bulaştırmış. Anne, hangi sebeplerle üzeri kirlenmiş olursa olsun, çocuğunun kirlenen kıyafetlerini temizlemek zorunda.
Bedenine giydirilen kıyafetlere gösterilen hassasiyet, ruhuna giydirilen karakter için de gösterilmeli. Sokakta, okul da, kursta, kardeşi sahibi olunca değişen karakter, yeniden temizlenip şekillendirilmeli.
Eğitim, insandaki öfkeyi budamak sabrı sulamaktır.
Eğitim, insandaki bencilliği budamak paylaşma duygusunu sulamaktır.
Eğitim, insandaki dünya sevgisini budamak ahret bilincini sulamaktır.
Ne budamanın sonu, ne de sulamanın sonu gelmeyecek. Anne var oldukça, yaşadıkça, budama da sulamada devam edecek.
Sait ÇAMLICA