=) Sek-sek oynamak güzel ya =) yolda yürüdüğümde çizili bir sek-sek gördüğümde dayanamam oynarım =) Etraftaki meraklı bakışlar mı =) ee banane canımm onlarda çok meraklı ilk defa mı çocuk görüyolar
Hayat güzel ya herşeye rağmen =) Hayattan çok sılıkdığım anda İbrahim Sadri abimizin paramız yoksada şiirini okurum-dinlerim =) Bu şiirin nazarımda nasıl bir tılsımı vardır bilinmez ama dinlediğimde ne gam ne tasa kalıyor =)
Geçtiğimiz sene Hayattaki Öğretmenlerim için haseten İlkay CİVELEKOĞLU hocama yazmış olduğum yazıyı yeni öğretmenlerim ile de paylaşmak istedim =)
Ve Hayattaki en değerli öğretmenim H.Salih abimi de zikretmek isterim =)
Sevgili öğretmenim!
Diktiğin ağacın meyvesini bugün sunuyorum sana. Belki bunu sunmak için çok erken davrandım ya da çok geç kaldım. Ama tecrübesiz ama tecrübeli sunuyorum işte. Sadece sana değil, öğrettiğin gibi bütün insanlığa sunuyorum bu ağacın meyvelerini. Eğitim neydi? Sadece okumak-yazmak mıydı? Bana önce bunu öğrettin. 'Eğitim; kişiyi aklı, duyguları ve davranışlarıyla bir bütün olarak ele alan oluşturma ve yönlendirme sürecidir. Bu sözleri tahtaya çakılan ve bir daha çıkarılmamak üzere olan bir çivi misali yerleştir beynine' dedin ve ekledin; 'Eğitim değiştirme sanatıdır'. O zamanlar bu söylediklerine pek bir anlam veremesem de bugün aslında ne demek istediğini gayet iyi anlıyor ve hayatımda uygulamaya çalışıyorum. İlk öğretmenim; annem ve babam. Hayatta ilk nasıl yürüyebilirim, konuşabilirim ve daha nicesi. Bunları siz öğrettiniz...
Yıllar geçtikçe eğitim vermede yetersiz olduğunuzu hissettiniz ve işin ehline ihtiyacınız olduğu kanaatine vardınız ve beni öğretmenler yurduna; okula teslim ettiniz. Sizi sevdiğim kadar sevdim öğretmenimi. Bana okumayı ve yazmayı öğretti, üstelik ilk sizin adınızı yazdırdı. Çok sevmiştim bu öğretmenimi, bana her şeyi çok güzel öğretiyordu. Bana o kadar çok güveniyordu ki; hazırsın artık dedi ve beni tabiri caizse hayatın kollarına bırakıverdi. Diktiğin tohum henüz ağaç olmamıştı ki öğretmenim. Ama bana güveniyordun ve bu güven elbette sağlıklı bir mükellef olmayı gerektiriyordu. Sözlerini, öğütlerini ve nasihatlerini kaybolmasın diye bir ip yardımı ile taşa bağlayarak attığım beyin okyanusundan geri çıkardım ve tekrarladım. Eğitim sadece okumak-yazmak değildi. Eğitim; değiştirme sanatı idi. Öğrendim ki bundan sonraki öğretmenim Hayat ve Zaman. Önce beni sevmediklerini düşündüm. Hiç de şefkatli yaklaşmıyorlardı, oysa siz başkaydınız öğretmenim.
Zaman, hayatın içine saklanmış sürekli beni adını dahi bilmediğim zorlu yarışlara sokuyordu, üstelik kendini daha tam olarak öğretmemişken. Daha sonra ne demek istediğinizi daha iyi anladım ve Zaman içerisinde öğrenmeye başladım. Eğitim sadece matematik, sosyal ve fenden ibaret değildi. Hayat ve Zaman bana, sizin gibi birçok şefkatli öğretmen verdi. Zamana yetiştikçe kendimi hayatta eğitiyorum ve biliyorum ben onları, onlar da beni çok seviyor. Aldığım en güzel eğitim; umut. Hiç yitirmedim, hep var ettim, bunu da bana siz öğrettiniz.
Yıllar öncesi diktiğiniz bu tohum şu an bir fidan öğretmenim. Eğitildikçe (sulandıkça) bir gün Allah'ın izni ile ağaç olacak ve sizin vermiş olduğunuz temel eğitim sayesinde insanlığa en güzel meyveleri sunacak. Geç kalınmış bir teşekkürü 'Öğretmenler Günü'nde size sunmak istedim. Bunun için Zaman'a teşekkür ederim. Ve işte eseriniz öğretmenim. Sevgi, saygı ve muhabbet ile eyvallah...
Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 24.11.2009 19:40:36 itibariyle düzenlenmiştir.