Hmm... Demek citizen Kanal 7 'de yayınlanan "Eşref Saati"ni dahi izlemiş...
Aklında kalanları bizlerle paylaşmasını isteriz, değil mi Z.SARI?
Bildiğim kadarıyla İbrahim Sadri, Marmara FM'de ilk olarak "İbrahim Sadri ile Akşam Simidi" programını yaptı. O da 2000 veya 2001 yılı idi.
İbrahim Sadri "Eşref Saati"ni ilk olarak Kanal 7'de yapmıştı. Hatta bununla ilgili olarak yıllar önce "Adam Gibi" albümü henüz çıkmak üzereyken (1998 idi sanırım) Marmara FM'de, Mustafa Alcan'ın "Maksat Muhabbet Olsun" programına konuk olmuştu. Orada anlattıklarından aklımda kalanlardan bir kısmını anlamca aktarıyorum:
İlk zamanlar yeni kurulmuş olan Kanal 7'de haber (ya da benzeri) bir program sunuyormuştu. Bir zaman sonra sıkılmış ve ya istediği gibi bir program yapmak ya da ayrılmak istediğini ifade etmiş. O zamanlar gece belli bir saatten sonra yayın bitiyormuş. Yöneticiler düşünmüşler ve "peki" demişler, "normal yayınımız bittikten sonra, TV senin olsun, ne istersen yap!"
Ve Eşref Saati işte böyle başlamışmış.
Ey Z.SARI,
İbrahim Sadri ile yakından tanışmış olduğunuz için, şanslı olduğunuzu düşünüyorum.
Bu arada ben, Marmara FM'deki "Eşref Saati" programını çıkaramadım.
Hani sanki Kanal 7'de bir dönem yine "Eşref Saati" isimli bir program yaptı gibi geliyor bana.
Hatta aklıma geldi, konuyla ilgili bilgisayarımda arama yaptım ve aşağıdaki kayıtlara ulaştım;
Eşref Saati (11.04.2004) [Ses Yıldızları].wma : 85 , Normal
Eşref Saati (04.04.2004) [Cemil Sonses].wma : 75. Normal
Eşref Saati (18.04.2004) [Sürpriz Nikah].wma : 80 , Hareketli , bozuk kayıt
2003 yılı sonlarında da, "İS 2003" programını yapmıştı Kanal 7'de.
Bu program olaylı bitmişti. (Daha doğrusu gerçek gibi görünen bir kurgu idi).
Bu olaylı final üzerine gelebilecek sorulardan pek rahat sıyrılabilirdi İbrahim Sadri; en basitinden, "2004 yılına girdik" diyebilirdi; kimse de itiraz edemezdi.
Bu "İS 2003" programlarının birinde, çok eğlenceli ama bir o kadar da beni düşündüren bir olay yaşanmıştı.
O programlarda, program yönetmeni stüdyoya bir masa konulmamasını uygun bulmuş. Ancak ilerleyen bölümlerin birinde İbrahim Sadri'nin canı, bir masa çekmişti.
Ve, İbrahim Sadri, stüdyo yönetmenine ilkin şakasına takılarak, program yönetmenini razı edemeyeceğini ve stüdyoya masa getiremeyeceğini söylemişti. Stüdyo yönetmeni de getirebileceğini ileri sürmüştü.
Bir süre atıştılar ve birazdan iddiaya girdiler. Masa gelirse, İbrahim Sadri saçlarını makine ile kazıtacaktı.
Ve programın son dakikalarında, seyircilerin alkış ve haykırışları arasında stüdyoya masa getirilip bırakıldı.
İbrahim Sadri soğuk soğuk terliyordu artık.
"Tamam, gelecek programa saçlarımı kestirmiş olarak geleceğim", demişti.
Olayı bu kadar ötelemiş bir stüdyo yönetmeni, işin peşini bırakır mı?
İddialarına göre İbrahim Sadri'nin canlı yayında traş olması gerektiğini seyirciyi de kendi safına katarak ifade eder.
İbrahim Sadri birkaç bahane bulmaya girişirse de, her şey hazırlanmıştır; berber bile elinde malzemelerle stüdyoda belirir.
Ve, kaçınılmaz son! Kameranın değişik açılardan çektiği İbrahim Sadri'nin kafası kelleşir birkaç dakika sonra.
O programa konuk olan sanatçılar da birer seyirci olmuşlardır yazık ki!
Müthiş eğlenceli olan bu program bölümünde beni düşündüren mesele, İbrahim Sadri'nin iddiaya gimiş olmasıydı.
Yapmaz, diyordum kendi kendime; ama yaptı! O anlık eşref saatine mi denk gelmişti yoksa!
Neyse... Çok uzattım... Ama bir anlamda iyi oluyor... Şu yüzden;
İleride oluşturmayı amaçladığım özel dosyada kullanılabilecek bilgiler vermesi anlamında bu konunun çok yararlı olacağı kanaatindeyim. Katılımcılara teşekkürler...
Bitirirken bir farklılık yapayım, İbrahim Sadri'nin 2001 yılında Marmara FM'de yapmış olduğu, gazetelerden haberlerin yer yer eğlenceli bölümlerle aktarıldığı "Sabah Sabah İbrahim Sadri" programından bir kesit sunayım. Programda, Mustafa Alcan yardımcı olarak bulunuyor.