Heyula
Vakit gece
Karanlığın dilinde
Her zerre bir bilmece...
Bir dolunay doğuyor
Ufkumun deryasında
Pelteleşmiş ruhumda, son umut kırıntıları
Kimbilir kaç asırdır
Bu gaflet rüyasında
Kirpiğimde demledim
En koyu kâbusları.
Güneşi arar iken
Ruhun kör dehlizlerinde
Boyandım yedi renge
Beyazın sînesinde.
Dedi: " Eğ ki başını; gönül gözün kamaşır
Damlaya meftûn yürek okyanusa ulaşır".
Dakikalar eriyor...
Zamanı yok, zamanın
Nefesi daralıyor akrebin, yelkovanın
Bir hazan arefesi saatlerdeki çığlık
Sızıyor yüreğime
Her zehirli hıçkırık.
Dilimi tırmalıyor genzime kaçan isim
Boşuna sürdürdüğüm bu anlam arayışları
Beynimin duvarında çakılı duran resim
Gözyaşıyla sulanmış ömrün sabır ağacı.
Ne zaman ki sancısa
Bu mücrim arsızlığım
Yüreğin feryâdına naçar kalıyor dilim.
Hangi kapıyı açsam,
Ardında yalnızlığım
Saplanır bir hayale
Düğümlenir kalemim...
|
Bu mesaj, pem-bkarinca tarafından, 07.08.2012 15:09:10 itibariyle düzenlenmiştir.