Görüntülenme: 40712
Bir Miniğin Ramazan Günlüğü
2008/11/03 1:24 - Güncelleme: 2021/04/16 22:04
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,2 (2 oy)

Ramazan 1
Bu gün evde bir acaiplik var.
Herkes sessizce işine okuluna gidiyor.
Annem "Zeynep hadi sana kahvaltı hazırlayalım" dedi.
Kimse yemek yemiyor, su içmiyor.
Ablam bile!




Ramazan 5
Önce diyet yaptıklarını sanmıştım.

İzledim hepsini.
Akşama doğru hepsi sessizleşiyor.
Sofrayı hazırlayıp ezanı bekliyorlar.
Onları böyle seyretmek, öyle hoş ki.
Başka zaman, susmak bilmeyen ablamın bu hali içten içe güldürüyor beni.
Ama gülmeye cesaretim yok.



Ramazan 9
"Niye böyle yapıyorlar?" Ablama sordum, "Büyüyünce anlarsın.." dedi.

Zaten başka ne der ki…
Anneme sordum, Ramazan dedi.
Babama sordum, Oruç dedi.




Ramazan 11
Bu Ramazan ve Oruç isimli iki kişi, bizimkilere yeme-içme yasağı koymuş demek.

Arkadaşım Fatıma'ya sordum.
Onun ailesine gündüzleri yemek yemiyor su içmiyormuş.



Ramazan 14
Kaşık çatal sesleri, konuşmalar duydum.

Uyandım.
Babama haber vermeye koştum, yatağında yok!
Çaresiz, huysuz ablamın odasına koştum.
O da yok!
Korkmadım, Ben bu hırsızların hakkından gelirim!" dedim.
Aldım elime paspasın sapını, aniden açtım mutfak kapısını.
Sopamı havaya kaldırdım öylece kaldım oracıkta.
Bizimkiler yemek yiyorlar!
Vay uyanıklar.
Gündüz Oruç ile Ramazan'dan korkup gece yiyorlar.
Birde üstüme gülüyorlar…
Korkaklar.



Ramazan 17
Önceleri, Oruç ile Ramazan'ı bulup şikayet etmeyi düşündüm.
Fakat ablamın yemek yemedikçe pamuk gibi yumuşadığını fark ettim.
Babam ile Annem de artık tartışmıyorlar.
O zaman devam.
Belli ki Oruç ve Ramazan iyi kalpli iki amca.



Ramazan 19
Her gün bize beyaz başörtülü teyzeler geliyor.

Oturup birlikte Kur'an okuyorlar.
Her zaman ki gibi mobilyadan, gelinden, kaynanadan, konuşmuyorlar.
Ellerini açıp herkese dua ediyorlar.
Sevim teyze de başını örtmüş.
Çok da yakışmış




Ramazan 22
Her şey aynen devam ediyor.

Televizyonlar bile uslu uslu konuşuyor.
Hepsi akşam ezan okuyor.
İftar iftar deyip bütün şehir birden yemeğe başlıyor.
Ne hoş.



Ramazan 24
Oruç'u merak ediyorum.
Geçen gün Ayşe teyzem Annemle konuşuyorlardı.
Şöyle şöyle yaparsam Oruç bozulur mu?
Yok böyle olursa Oruç kaçar mı?
Demek ki Oruç, çok duygulu birisi.
İnsanlar kötü bir şey yapınca bozuluyor.
Kötülüğü gördüğü yerden kaçıyor.
Oruc'u ve Ramazan'ı artık iyice merak ediyorum.
Onlarla tanışmaya can atıyorum.



Ramazan 25
Bu günlerde herkes Kadir gecesinden bahsediyor.

Şimdiye kadar gecesi olan bir adam göremedim.
Bu Kadir de kim?
Bin aydan hayırlı gecesi varmış.
O gece uyumamak, namaz kılmak, Kur'an okumak önemliymiş.



Ramazan 26
İftarı çok sevdim.

Akşam yemek yemeye İftar diyorlar.
Gece yemek yemenin adı da Sahur.
İftar sonrası eğlenceler oluyor.
Babam camilere götürüyor bizi.
Herkes sokaklarda, camide, neşe içinde.




Ramazan 28
Merak içinde beklerken uyuyakaldım.

Kadir, gecesiyle beraber gelmiş gitmiş.
Ben göremedim.
Anlayamıyorum.
Bu yüzden ağabeyimi çok özlüyorum.
Ablama soru sormaya kalksam, bana doya doya gülüyor.
Sonra da arkadaşlarına anlatıyor, birlikte gülüyorlar.
Sinir oluyorum.
Abim uzak bir şehirde üniversitede okuyor.
"Abim ne zaman geliyor?" diye aneme soruyorum.
"Bayram gelsin, o da gelecek" diyor.
Oruç, Ramazan, gece gelen Kadir'den sonra şimdide Bayram!..
Soramıyorum "Bayram kim?" diye.
Neden o gelmeden abim gelemiyor?
Belki de abimin arkadaşıdır.
Çok özledim abimi.
Bayram'ı da alsın gelsin tanışalım.




Ramazan 29 / Arefe
Sonunda bir hanım ismi duydum.
Arife diyemiyorlar mı ne?
Arefe diyorlar.
Niye Arefe?
"Arife" olması gerekmiyor mu?
Yengemin adı gibi yani...
"Arefe geliyor, daha temizliği bitirmedik." diyor Annem.
Demek ki Arife teyze çok titiz.
İyice telaşlandılar.
Bir Bayram diyorlar, bir Arefe, harıl harıl çalışıyorlar.
Temizlik yapılıyor.
Yemekler hazırlanıyor.
Anneme "Bayram ne zaman gelecek?" dedim, "Arefe'den sonra" dedi.
Demek ki Bayram ile Arefe evli değil.
Akraba da değil.
Kafam karma karışık.
Salih abim bi gelse de her şeyi bana anlatsa.




Ve Bayram geldi



Sabah kalktığımda, herkesi kahvaltıda yakaladım!.

Oruç öldü heralde diye düşündüm.
Gece Abim gece gelmiş.
Sevinçten haykırdım.
Çok özlemişiz birbirimizi.
Bütün olanı biteni bir güzel anlattım Abime.
Yüzüme bakarken, bana tebessüm ettiğini gördüm.
Ablama sormamakla ne iyi ettiğimi anladım.
Abimin tebessüm ettiği yerde, Ablam kahkaha atar.
Abime küser gibi yaptım, hemen gönlümü aldı.
Bana her şeyi baştan anlattı, bu sefer de ben gülmeye başladım.



***


Abimden söz aldım.
Kimseye anlatmayacak, konuştuklarımızı yazmak için izin istedi.
Ben de verdim..
Ramazan günlüğü işte böyle ortaya çıktı.
Abim buna bir de isim buldu: 5 Yaş Sendromu.
Sendromu anlamadım.
Ama olsun, Abime güveniyorum.
Gerçi Ablam'a göre 4 yaşındayım.
Annem 5 yaşında olduğumu söylüyor.
Babam daha 4 yaşından gün almadı diyor.
Abim bu konu beni aşar diyor.




Bayramı çok sevdim.

Ama Ablam tekrar o sinirli haline dönecek diye, Ramazanın gidişine çok üzüldüm.



Bizim için her gün Ramazan olsa!..
Ne iyi olur..


sevgili bilinchard teşekkürler:D

ramazanlar güzeldir :D

akşama kadar oruç tutmaya takatim olmadığı için öğlenleyin eve geldiğimde annem sizin orucunuz tekne (neden tekne bilmem yani neden???? bu konu hakkında bir bilgim yok tekne işte dahasını karıştırmayın) orucu olsun der bizim oruç akşama kalmazdı inat edip bi gün sende ye o zaman  ben yemeyeceğim sen  yemezsen dediğimi hatırlarım (tabili yemedi annem ve ben aç kaldım ) aç kaldım kalmasına da oruç yine bozuldu yemek yemedim su içtim veeee tabi kimseye göstermeden :D (sanki gören biri yokmuş gibi:S) 

Unutulmayan Günlük
2009/09/03 17:52
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bu miniğin bu hoş günlüğü, kendisi irileşecek olsa da, sonraki senelerdeki ramazanlarda da hatırlanacak galiba.  

Mesela bu sene için, 3-4 kez yeniden gönderildi foruma. Zaten var olduğu için, yeni gelenleri sildim tabi.
Ama bazı arkadaşlar sanırım bir hata olduğunu zannedip tekrar gönderdiler... Haliyle ben de tekrar sildim. 

Sonra, bu eski konuyu görünür bir konuma getirmenin uygun olabileceğini düşündüm. 
Ve işte bu mesaj, öyle bir amaca hizmet etmektedir. 

Hayırlı ramazanlar...

İngilizce kelime ezberleme oyunu: https://vav.mbirgin.com
şimdi anladım:)))
2009/09/08 16:41
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

mbirgin: Ama bazı arkadaşlar sanırım bir hata olduğunu zannedip tekrar gönderdiler... Haliyle ben de tekrar sildim.
E be mbirgin insan bi hatırlatma mesajı gönderir.

( Aklima gelmedide değil esasen ama )

Diyorum şimdi burdaydı nereye kayboldu

Orucun verdiği rehavetlede ...E şimdi anladım tabı bizim miniğin günlüğü zaten forumda yerini çoktan almış.

Sağolasın bilinchard.

Seyrelti
2009/09/09 15:12
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Aslında bir hatırlatıma mesajı göndermeyi düşündüğüm oldu... Ancak, bu konuyu da gündeme (son mesajlara) getirmek için, konununun bulunduğu yere bir mesaj yazmayı yeğledim. 

Ama buna rağmen ISIK, sonraki gün yeniden, aynı konuyu oluşturdu. 

Buradan; ISIK 'ın eskisi gibi siteyi takip etmediğini çıkarsadım. 

Olsun! Seyrek de olsa onu burada görmek güzel... 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: https://vav.mbirgin.com
Çocuklarınızla Konuşun
2010/01/10 1:25
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,7 (2 oy)

 
Bir gün susmayı öğrendim. 
Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. 
Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim
tarzıydı.



Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben
bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim. 
Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla
oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da,
hadi odana git, derdi.
Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir
araya gelirdik babamla.

Onlar annemle konuşurken ben araya girer,
sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir,
'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, bir de sen kafamı
ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama
gönderirdi.

Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep
birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret
edemezdim.

Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip
koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.

Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi
anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.
Önce resim yaparak başladım işe.

Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.'
diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son
günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu annem
halimi.

Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.

Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama
odamı toparlamayı beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım.' dedi bir gün.

Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden
alırsa ben ne yapacaktım?

Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince
uygun zamanı kolladım.

Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim.

Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi.

Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim.

O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu
küçük kız da arkadaşın.'dedi.

Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu
küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim.

Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.

Heyecanla başladım anlatmaya.

Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz
yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek,

komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten
geldiğimde yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler
paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.'
diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları
da var, daha ne istiyorlar' diye.

Annemle babamın gözleri fal taşı gibi
açılmıştı.

Duyduklarına inanamıyorlardı ..

Bana sarılıp beni öyle
içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar
konuşsam hiç bıkmadan
dinleyecekler gibiydi.

Mesut Koçak

 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: molafm, Mete123456, Hayati, masalozt, masalozturk,
Son Oturumlar: