Bana kalırsa, siz olsaydınız da aynı şeyler olurdu, ey kubur.
Yani sizin olmamanızla bir alakası olmasa gerek!
Ey poyraz111, bu olay alimlere nakledilse, öyle sanıyorum ki, muhtelif görüşler ifade edebilirler...
Ve, herhangi birisinin görüşüyle amel edilebileceğinden, yine sanıyorum ki ben bu tavuk parasını ödemekten yırtabilirim.
Ama benim gibi takıntılı bir kimse olunca, rahat edemeyebilirdi tabi.
Ve bugün, olaydan sonra ilk kez aynı alışveriş merkezine gittim.
İftarlık bir şeyler almak için hızlı/pratik yemek (fast food) alanına gittim ve sırada beklemeye başladım...
Sıra bana geldiğinde kasiyere önceki olayı kısaca özetledim.
- Oluyor öyle şeyler, evet, dedi.
- Ama ben yalnızdım ve tavuğu bitirmekte oldukça zorlandım, dedim.
- Canınız sağolsun, dedi.
- Eyvallah... Önceki yarım kızarmış tavuğu da şimdiki siparişime ekleyin.
- Allah razı olsun!
- Sahi, bir de iftar vaktinde şu plazma televizyonlarda, klip yerine iftar programları yapan kanallar açılsa daha uygun olur sanki.
- Bence de çok iyi olur... Lütfen durumu danışmaya bildiriniz.
- Peki. İyi akşamlar...
Ve alışveriş merkezinden ayrılırken danışmaya uğradım.
Orada bulunan görevli elemanlar yoğun ve telaşlı gibiydiler... Biraz bekledim...
Bir eleman, "buyurun" dedi.
Söze başladım:
"Fast food alanında, iftar vakitlerinde klip..."
Daha cümlem tamamlanmadan, "yok!" diye anlamsız bir yanıt aldım.
Sendelemiştim... Bozuntuya vermedim; gülümsedim ve devam ettim:
"... klip yerine iftar programı yapan TV kanalları açılsa iyi olur. "
Mahcup olmuştu. Gülümsemeye çalışarak, "Pardon! İletirim." dedi.
Bu alışveriş merkezinin tüm çalışanları mı böyle şaşkındı yahu!?
İyi niyetli olmasam, epey bir ganimet elde edebilir miydim ki?
Neyse... İşte böyle...
Ve, kendimi yarım tavuk ağırlığı kadar hafiflemiş hissediyordum artık!
Bu mesaj, m1gin tarafından, 15.09.2009 14:05:40 itibariyle düzenlenmiştir.