---------------------------------------------
Fİ’LEYLETÜ’L-KADR
Rasulüllah(s.a.v) ashabına İsrailoğullarından dört kimseyi anlattı. Bunlar seksen sene ibadet etmişler ve Allah’a biran olsun asi gelmemişler. Öyle ki onları ardından Eyyub, Zekeriya, Hızkıyl, Yuşa b. Nuh Peygamberleri dahi anlatmışlardır. Rasulüllah da onları anlattıkça sahabe-i Kiramı hayrete düşürdü. Bunun ardından Cibril Emin geldi ve şöyle dedi:
—Ya Rasulüllah! Sen ve ashabın anlatılan sekiz kimsenin ibadetine hayret etmiş
durumdasınız. Oysa Allah ondan daha hayırlısını bildiren bir sure yolladı, bu sürenin adı fi’leyletü’l kadr’dır. Nitekim ayeti celile okunduktan sonra Rasulüllah(s.a.v) çok sevindi.
Yahya b. Nüceyh anlatıyor:
İsrail oğullarından biri silah kuşandı, tam bin ay Allah yolunda savaştı. Bu durumu Habibi
Kibriya ashabına anlattı, yine hayretle dinlediler. O kimsenin adı Abid Şem’un idi. Ashabı Kiram:
—Ya Rasulüllah! Demek ki geçmişte uzun ömürlü ümmetlerden bir adam Allah için bin ay (Seksen küsur sene) savaş yapabiliyormuş. Biz bütün ömrümüzü sebil etsek bu adamın sevabına erişemeyiz dediler.
Bunun üzerine Allah Rasulü gelen vahyi okudu:
Yüce Mevla’mız; Şüphesiz, Onu(Kur’anı) indirdik biz.. Kadir gecesinde.. Sana bildirecek var mı, Kadir gecesinin ne olduğunu? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için dururlar. Selamdır, esenliktir. O gece, ta fecrin doğuşuna kadar(Kadr,1–5) mealindeki Kadir suresi nazil oldu.
Allahü Teala; İnna enzelnahü fi’leyleti’l kadr(Kur’anı kadir gecesinde indirdik) derken; Kur’anın levh-ü mahfuzdan yazıcı meleklere indirip Ümmet-i Muhammed döneminde parça parça yirmiüç senede Rasulüllah’a indirdiği manasınadır.
Ve ma edrake ma leyletü’l kadr (Kadir gecesinin nasıl olduğunu sana nasıl anlatmalı ki?) beyanıyla da Allah bu gecenin hayırlara vesile niteliğinde uğurlu bir gece olduğunu vurgulamak istiyor, yani hüküm gecesi olduğunu.
Leyletül kadr hayrün min elfi şehr (Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır) beyanıyla kadir gecesinde yapılan bir amelin bin aylık amelden hayırlı olduğuna işaret ediliyor.
Tenezzelül meaiketü verruhu fiha (o gece melekler ve ruh iner) beyanıyla meleklerin gün batışından başlayıp tan yeri ağarıncaya kadar şereflendirdikleri belirtir.
Bi izni rabbihim minkülli emr (Rablerinin emri ile ve hertürlü hayırla) beyanıyla her türlü hayrı ve iyiliği getirirler manasınadır.
Selam-ile de melekler yeryüzündekilere selam verirler anlamınadır.
Rasulüllah(s.a.v); Allah beş gece ihsan eyledi, bunlar:
1-Mucize ve kudret gecesi,
2-Davet ve kabül gecesi,
3- Beraat gecesi,
4-Miraç gecesi,
5- Kadir gecesi diye buyurdular.
Allah(c.c) yine beş şey gizledi:
1-Rızasını taatlarda,
2- Gazabını masiyetlerde,
3- Orta namazı kılınan namazlarda,
4- Kadir gecesini.
Kadir gecesinin alametlerini ise âlimler özetle şöyle izah ederler;
—Kadir gecesi ne soğuk, ne de sıcaktır,
—Köpek uluması duyulmaz,
—Evliya-i kiramda hayret verici şeyler meydana gelir,
—Açık ve rahat gecedir.
Evet, bin aydan hayırlı bir gece. Kelimenin tam anlamıyla hakkında özel ayet inen tek ışık kandilimizdir kadir gecemiz.
Kutsal olarak addettiğimiz zatlar, mekânlar, hatta üç boyutu aşan Miraç ve zamanlar var. Ki, bunlar Allah tarafından bahşedilmiş bizatihi. Kur’anı Muciz’ül Beyan, Fahr-i Kâinat Efendimiz(s.a.v), Arafat, müzdelife, Hacer annemizin Safa ile Merve arasında say yaptığı Tepeler, Mescidi Aksa, Mescid-i Haram, Ravza-i Mutahara gibi mekânlar kutsallarımızdır. Herbiri hatıralarla yüklüdür. Kadir gecesiyle de kutsallarda olduğu gibi varlığımızı, kulluğumuzu hatırlarız. İşte Kadir gecesi, Cuma, Bayram, Haram aylar, duha ve namaz vakitleri gibi zamanlar bizatihi Yüce Mevlamızın zamanlardan ayrı tutulmuş bize bir ikramı. İkramdan da öte iç ferahlatıcı kurtuluşa vesile aydınlık kandilimiz. Hürmette kusur eylememek adına kutsiyete tapınma değil, bilakis kendimize gelmek için herbiri birer fırsat araçlarımız. Sevdiğimizi onun için istemek sünneti seniyyeden şaşmamak kaydıyla, Allah’a ulaştıran her araç mukaddestir, bu böyle biline.