Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 46608

 

     Hz. Rabia(R.A.) Allah dostudur o. Sevgi denizinde her daim yüzendir o. O, bizim ufkumuzu aydınlatan hiç sönmeyen kandillerdendir. Her gün, yatma vakti geldiğinde, fakir kulübesinin bir köşesine serdiği hazır seccadesine yönelerek: “Allah’ım! Şu an, bütün sevenler, sevdiklerinin ağuşuna doğru gidiyor. Ben de sana geldim.” diyerek sabaha kadar, gecesini sevdiğine ibadetle geçirirdi… Sonra, bütün dünya debdebesinden, kirinden arınmış o madde fakiri, ama mana zengini kulübesinin bir köşesindeki bir hasıra kıvrılarak uyurdu.

     Birgün yine böyle olur. Sabaha doğru bir hırsız, usulca süzülür kulübeye. Fakat, büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. Çalmak amaçlı girdiği kulübede, onun ilgisini çeken hiçbir şey yoktur. Çıkmaya karar verir, ama hırsızlığın şanındandır diyerek, hiçbir maddi değeri olmayan bulduğu şeyleri çuvalına doldurur ve kapıya yönelir. Fakat hayır! Kapı yoktur. Dört yanı duvardır. Oysa az önce bir kapıyı açarak girmiştir kulübeye. Ne yana dönse duvar.
Yönelecek, çıkacak küçücük bir delik bile yok… Hz. Rabia uyumaktadır. Hiçbir şeyden haberi yoktur. Ya da biz öyle sanıyoruzdur… Bir süre sonra bunun adi bir iş olmadığının farkına varır ve çuvalı sırtından bırakır. Çuvalı bırakır bırakmaz, biraz önce girdiği kapı beliriverir duvarda. Kapıyı görünce nefsi yeniden kabarır. Çuvalı yeniden sırtlayarak kapıya yönelir. Fakat heyhat karşısında yine kör bir duvar vardır. Bunun üzerine, büyük bir pişmanlıkla, tepeden tırnağa bir samimiyetle pişmanlık ve peşinden iman gelir. Kapı açılır, gözleri yaşlı, girdiğinden çok farklı bir mana kimliği ile kapıya yönelir. İşte o anda duvarlar dile gelir:
Seven uyuyor. Ama sevilen her daim ayakta…

Alıntıdır.

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: