Birkaç gün evvel, kapıda bir haber kağıdı gördüm... Postacı gelmiş ve beni bulamadığı için söz konusu haber kağıdını bırakmış olmalıydı.
Bana bir taahhütlü mektup gönderilmişti, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından. Meraklanmıştım.
Ve fırsat bulduğumda belirtilen PTT şubesine gittim.
Mesai bitimine yakın bir vakitti. Yerler buzlu, hava da pek soğuktu. Küçük olan PTT şubesinde iki memur dışında kimse yoktu.
Memur, benim zarfı ararken, aynı zamanda laflıyorduk.
- Merak ettim, ne istiyorlar acaba, dedim.
- Sanırım sosyal güvenceniz yok, değil mi?
- Evet, yok. Neden sordunuz ki?
- Haberleri takip etmiyor musunuz? Zorunlu sağlık sigortası geldi.
- Hmm...
- Ama öyle bir şey ki, başka hiçbir yerde yok. Parasını da alıyorlar.
- O halde ne anlamı var ki?
İşin iç yüzünü pek bilmiyordum... Ancak eve gelip zarfı açıp okuduğumda ise, gerildiğimi hissettim... Meseleyi internette araştırmaya giriştim.
Yeni devreye giren sisteme göre, sağlık güvencesi bulunmayan herkes otomatik olarak güvence altına alınıyordu. Burası gayet hoş duruyor... Ancak devamı hiç de öyle değil malesef. Zorla dayatılan güvencenin bir bedeli vardı ve durumu iyi olanlar bunu ödemek zorundaydı!
Bu durumda bu sağlık güvencesi, bir çeşit vergi gibi bir şey sayılır... Ama ne önemi vardı ki? Nasılsa ülkemizdeki vergi oranları gözle görünmeyecek derecede düşük ya; bir yenisi eklense ne olurdu sanki?
Düşündüm de, bu uygulamayı geliştirenler, Facebook'taki "Like / Beğen" butonu gibi "SEV" diye bir özellik de geliştirmeliler... Ki, sevsinler uygulamalarını!
İşin içerisinde anlamadığım bir şey vardır diyerek soğukkanlılığımı muhafaza etmeye çalışıyorum... Ama internetteki haberler de aynı şeyden bahsediyor... Garipsediğim nokta ise vatandaşların tepkisizliği... Herkes benim gibi habersiz mi yoksa?
Konu hakkında bilgisi olanların bizleri bilgilendirmesi önemle rica olunur.
Konuyu araştırmaya devam ediyorum...
cnnturk.com sitesinde 2012/01/15 'te yayına giren bir haberi aşağıya alıntılıyorum:
Sağlık güvencesi olmayanlar dikkat!..
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, sağlık güvencesi olmayan yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin ocak sonuna kadar, vizeleri bitecek 9 milyon 200 bin kişinin de vize bitiş tarihinden itibaren bir ay içinde "Gelir Testi" yaptırmamaları halinde 213 lira sağlık primi ödeyeceklerini bildirdi.
Arıkan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin tamamen sağlık güvencesi dışında bulunduğunu ve bu durumdakilerin 31 Ocak tarihine kadar Gelir Testi için başvurmak zorunda olduklarını hatırlattı.
Yeşil Kart'lı yaklaşık 9 milyon 200 bin kişinin de vizeleri bittiğinde bir ay içinde Gelir Testi yaptırmak zorunda kalacaklarına dikkat çeken Arıkan, SGK İl Müdürlükleri ya da ikametgaha yakın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'na başvurularda zaman nedeniyle büyük sıkıntı yaşanabileceğini kaydetti.
Arıkan, başvuru yapılmaması halinde, kişilerin aylık 213 lirayı bulan sağlık primi ödemek zorunda kalacakları uyarısında bulunarak, konunun Türkiye genelindeki sosyal güvencesiz olan 25 yaşını doldurmuş üniversite öğrencilerini, tarım işçilerini, part-time ya da ev işlerinde çalışanları, kayıt dışı konumda olanlar gibi daha birçok kişiyi ilgilendirdiğini vurguladı.
Test sonucuna göre primlerin ya devlet tarafından ödeneceğini, ya da 35,46 lira ile 212,76 lira arasında bir tutarı kişilerin kendilerinin ödeyeceklerini belirten Arıkan, "Bu kişiler ay sonuna kadar başvurmazlarsa resen yani kendiliğinden SGK tarafından tescil edilerek asgari ücretin iki katının yüzde 12'si oranında, yani 212,76 lira prim ödeme yükümlüsü olacaklar" uyarısında bulundu.
"Yükümlülük nasıl başlayacak"
Yahya Arıkan, kendisine gelir testi yapılmasını istemeyenler ile genel sağlık sigortası tescilinin yapıldığına dair tebligatın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde gelir testi yapılması yönünde muvafakat vermeyenlerin primlerinin 2 asgari ücret üzerinden tahakkuk ettirileceğini, Genel Sağlık Sigortası tescilinin re'sen yapıldığı tarihten itibaren ise prim tahakkuk ettirilerek ödeme yükümlülüğünün başlayacağını bildirdi.
Gelir tespitinde, aynı hane içinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşan ailenin esas alınacağını aktaran Arıkan, şu bilgileri verdi:
"Yaşları ne olursa olsun aynı hanede yaşayan evli olmayan çocuklar ile, öğrenim nedeniyle aynı hanede yaşamayan 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocuklar, öğrenimleri süresince gelir tespitinde aile içinde değerlendirilecek.
Anne veya babası Genel Sağlık Sigortalısı olan öğrenciler 25 yaşını dolduruncaya kadar Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanmak üzere öğrenci belgesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurmaları gerekiyor. 2012 yılı itibariyle 25 yaşını doldurmuş veya bu yıl içinde 25 yaşını dolduracak olan öğrenciler ise kendileri adına Genel Sağlık Sigortası'na giriş yaptırmak zorundalar."
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Yeşil Kart'lıların da vize süreleri doluncaya kadar sağlık yardımlarından yararlanabileceklerini, vizenin dolduğu tarihten sonraki 1 ay içinde ise ikamet ettikleri sosyal yardımlaşma vakfına başvurarak gelir testi yaptırmak zorunda olduklarını bildirdi.
Vizesi dolduğunda başvurmayanların ise SGK tarafından "zengin" kabul edilecek ve asgari ücretin iki katının yüzde 12'si oranında, yani net 212,76 lira prim ödeyeceklerini belirten Arıkan, kısmi süreli (part-time) veya çağrı üzerine çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalılar ise yine bu ay sonuna kadar eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerini tamamlamak zorunda olduklarını kaydetti.
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarını da ilgilendiriyor
Arıkan Gelir Testi'nin yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını da ilgilendirdiğini, kişinin ikameti Türkiye olarak kayıtlıysa, SGK'nın otomatik olarak bu kişileri de genel sağlık sigortası kapsamına koyacağını, bunların da Gelir Testi sonucuna göre prim ödemek zorunda kalabileceklerini kaydetti.
Kim ne kadar sağlık primi ödeyecek
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan kimin ne kadar sağlık primi ödeyeceği konusunda da 5 maddeden oluşan kılavuz bir tablo hazırladıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"1 Ocak-30 Haziran 2012 dönemi için aile içindeki kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan herkes prim ödemek zorunda kalacak. Gelir asgari ücretin üçte birinin (295,50 lira) altında ise primleri devlet ödeyecek.
Geliri asgari ücretin üçte biri (295,50 lira) ile asgari ücret arasında ise, kişi 35,46 lira prim ödeyecek. Geliri asgari ücret (886,50 lira) ile asgari ücretin iki katı arasında ise, kişi 106,38 lira prim ödeyecek. Geliri asgari ücretin iki katından (1.773 lira) daha fazla ise, kişi 212,76 lira prim ödeyecek."
Kaynak: cnnturk.com
Buradan; asıl amacın pek de vatandaşın sağlığı olduğu hissi uyanmıyor bende. Gelirleri iyi olanlardan nasıl daha fazla kırparız çabası daha baskın duruyor.
Değilse neden herkes zorunlu olsundu ki? Dileyen başvursun, yararlansın; istemeyen de kendisi bilsindi.
Hem sonra, madem ki herkesin sağlık sigortasının olması çok isteniyor, o halde neden ücretsiz sağlanmıyor?
Yanlış anlaşılmasın, öyle çok geliri filan olan bir kimse de değilim. Bu şartlarda muhtemelen ben hiç prim ödemeyeceğim zaten. Ancak hiç de adaletli bir uygulama gibi gelmedi bana.
Önümüzdeki günlerde bu meseleyle ilgili olarak nelerle karşılaşacağım bakalım. Ay sonuna kadar gelir testi için başvuruda bulunmalıyım. Değilse üniversite yıllarımda aldığım kredilerden kaynaklanan devlete olan borcum, daha da artacaktır.
Dilerim gözden kaçırdığım şeyler olsun ve ben yanılıyorumdur... Hayrolsun...
Notlarımı buraya aktarmaya çalışacağım.
Ve bir başka alıntı: ("106 liralık taksimetre teste gitmeyene açıldı" başlıklı, Ali Tezel imzalı, 2012/01/26 tarihli yazıdan alınmıştır.)
Genel Sağlık Sigortası için şubat ayı sonuna kadar gelir testi yaptırma imkânı tanındı. Ama 1 Ocak 2012’de kapsama alınan 1.7 milyon kişiye 106’şar lira prim borcu şimdiden yazıldı bile. Testi hemen yaptırıp primi düşürmek önemli. Yoksa geriye dönük fark ödenmiyor
Konuyla ilgili video haberler:
STV'nin haberini yanıltıcı buldum. Haberde, söz konusu uygulama sanki isteğe bağlı bir lütufmuşçasına sunuluyor. Oysa gerçek öyle değil! İstemeseniz bile dayatmaya dahilsiniz.
Yaşasın özgürlüksüzlük!
Dayatılan bu sağlık sigortası ile ilgili ayrıntılı bilgi için aşağıdaki videoların izlenmesi tavsiye olunur.
Vay be! Sanırım benim de kaçarım yokmuş! Ödediğim ev kirası bile zaten asgari ücretin 3'te 1'inden fazla olduğu için, her ay en azından 36 TL mi ödeyeceğim?
Off ya! Dyojen'e öykünüyorum, doğru. Ama onun gibi fıçıda yaşayabileceğimi sanmıyorum...
O halde bedelini ödemeliyim, öyle mi? Hmm...
Bu türlü uygulamaları üretenlere yeni bir fikir vermek istiyorum. Ki, bir sonraki adımda yeni bir şey bulmak için çok zorlanmasınlar.
Aldığımız oksijen için de para istesinler... Hatta daha sonrasında da verdiğimiz karbondioksit için bir şeyler düşünebilirler...
Yaşasın sevgili ülkem!
Bu mesaj, m1gin tarafından, 02.02.2012 08:36:57 itibariyle düzenlenmiştir.