Kelimeler ve Kavramlar

Abdussamed Batur
Kelimeler ve Kavramlar

Ulaşılabilirliğin maksimum olduğu fakat ulaşmanın minimum olduğu bir zamanda, kelimelerin işaret ettiği şeyin değil, sadece kelimelerin dikkati çektiği bir zamanda insan olabilmek ne kadar da zor!

‘Bir toplumu değiştirmek isteyen kimse, işe kavramlarla başlamak zorunda’ der Konfüçyüs. Sırtımızı meydanda yere getiremeyenler taktik değiştirip işe kavramlarımızı değiştirmekle, onları tahrip etmekle başladılar. Bizi omurgasız bir hale soktular. Artık ortada ne yere gelebilecek bir sırtımız kaldı, ne de gelinebilecek bir yer. Onların kavramlarıyla düşünüyor, onların yaşantısını yaşıyoruz fakat onlar gibi de olamıyoruz. Çünkü istesek de istemesek de ‘eski biz’e ait omurgasız kısımlarımız duruyor halen. Ne varız ne de yok, yani tam bir karmaşa…

Dikkat çeken şeyin sadece kelimeler olduğunu, işaret ettiği anlamınsa ya yok olduğunu, ya da korkunç bir yozlaşmaya uğradığını (sadece uğramamış, resmen orada park etmiş!) üzülerek müşahede ediyoruz. Mesela “aşk” kelimesi; yediden yetmişe herkesin dilinde pelesenk olmuş, insanoğluna ait en yüce, en güzel bir kavram iken ‘ipini koparan’ ın saldırdığı/sarıldığı bir kelime halini almış. Esasen tarifinin mümkün olmadığı, sadece yaşanabilecek bir duygu olduğu halde, kolayca ‘iki bacak arasına’ veya daha iyimser bir durumda ‘el ele tutuşmaya’ indirgenebiliyor. Parası, şöhreti olan birilerinin yaptığı şeye ‘aşk?’ denilirken, aynı şeyi yapan kişi bir arka mahalle sakiniyse kolayca ‘orospu’ yaftası alnına yapıştırılıveriliyor.

‘En zengin olamamanın adı olmuş yoksulluk’ der İsmet Özel, yozlaşmanın çarkına/çukuruna takılan bir başka kavram için. Üç gün üst üste karnı doymayan ve bunu hiçbir şekilde problem telakki etmeyen Kutlu Peygamber (SAV)’in ümmeti olma iddiasındaki bizler, bir tümör hırçınlığıyla her şeye sahip olmaya çalışıyor, bir maymun iştahıyla her şeyi yeme yarışına giriyor ve bunu ‘Müslüman her şeyin en iyisine layıktır’ pespayeliğiyle savunabiliyoruz. ‘İyi’ ne demekse artık? Artık araba sahibi olanların her an değişmeyi bekleyen bir arabası veya eşine, çocuğuna alması gereken ikinci bir araba vardır. Aynı zamanda çocuğuyla yaşıt olmasının (çocuk 4-5 yaşındadır) getirdiği bir tarihi eser olma durumu nedeniyle emekli olmayı çoktan hak eden bir oturma grubu vardır. Nasılsa Müslüman her şeyin en iyisine layıktır!. Varsın insanlar karınlarını çöp kutularından doyursun. Varsın başkalarının çocukları, ölümlerini bekleyen akbabaların gözünde ‘pirzola’ işareti oluştursun. Bize ne? Onları biz mi doğurduk? Hem onlar insan mı ki? Baksana! yalınayak, üstelik de çıplaklar. Ayrıca evlerinde bırakın bilgisayarı, televizyon bile yok!....

Bazı kavramların (insan, İslam, cesaret, cömertlik, kadirşinaslık, yardımseverlik, aşk, sevgi, cihad, şahadet…)yozlaştırıldığı, bazılarınınsa ortadan kaldırıldığı bir zaman ve mekânda bir şeyler yapmaya kalkmadan önce ne olduğumuzu ortaya koymamız ve ne olmamız gerektiği üzerinde çaba sarf etmemiz gerekiyor. Yani, yeni bir medeniyete yelken açmadan önce, omurgamızı yerine yerleştirmemiz lazım. Çünkü, omurgasız insan olunamaz ki!

Selam ve dua ile…

Bu sayfa, 24.05.2007 tarihinde yayınlanmış ve 9742 defa görüntülenmiştir.
Oyla!
7,5 (1 oy)
Abonelik Bilgisi
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: