Algılarımız ve Tanımlarımız

E. Gürdoğan
Algılarımız ve Tanımlarımız

Kavramlar, algılar, bize hatırlattıkları, hissettirdikleri...

Aynı olgular, objeler, kelimeler farklı şeyler ifade eder farklı demlerde. Farklı baktığımız için farklı görürüz çünkü. Bunu ifade etmek için verilen uğraşta, aynı kelimeleri defalarca kullanmak zorunda kalırız kimileyin. Tekerleme misali...

Aklımdan ‘zaman’la ilgili birçok düşünce geçerken, diğer insanların da bu soyut kavram hakkında ne düşündüğünü merak ettim ve iş yerindeki arkadaşlarıma, ki onlar ara sıra sorduğum başka şeylerden de alışık oldukları için cevap almam zor olmadı, sormaya başladım tek tek. Zaman ne çağrıştırıyordu onlara, nasıl tanımlıyorlardı, bu kelime onlara neleri hatırlatıyordu. Kimi komikliğe sarıyor, kimi önemli bir felsefe sorusuna cevap veriyormuş gibi dikkatle seçiyordu kelimeleri. Bazen geçmişten küçücük bir fotoğraf karesi, bazen gerçekleşmesini istedikleri en özel hayalleri ya da kısacık bir süre gözlerini bir yere sabitledikten sonra, yavaş yavaş telaffuz ettikleri yeni soyut kelimeler oluyordu aldığım cevaplar. Her bir cevabı not ettim elimdeki kâğıda.

Yaşadıkları ana, içinde bulundukları ruh haline ve o anki duyarlılıklarına göre değişiyordu cevaplar. Aynı soruyu bir zaman sonra başka bir ortamda, başka insanlara sordum yine. Öncekilere benzer olanların yanında, geçiştirme cevaplar aldım kiminden. Şunu anladım ki, insanların kavram algıları da yaptığı işe göre değişiyor. Ayrıca soru soranı ne kadar tanıdıkları, aradaki samimiyet de etkili oluyor alınan cevaplarda. Mesela soruma anlam veremeyip garip karşılayanlar bile oldu. Mekân… Tabii o da önemli bir faktör.

Gelelim benim kendime verdiğim ve başkalarından aldığım cevapların neler olduğuna…

‘Zaman’ sözcüğü bazen pozitif, bazen negatif duygular uyandırıyor kafalarda. Düşünürken, kavramlar başka kavramları çağrıştırıyor, ya da beyin bir anda küçücük bir zaman aralığını çekip alıyor, yapabileceğimiz en uygun tanım da oradan çıkıyor.

Zaman neymiş, çoğu bana ait olmakla birlikte, işte verilen cevaplardan derlediklerim… 

Zaman, akıp giden, yarışılan. Bazen iple çekilen, bazen tahammül edilemeyen.

Ruh haline göre başka bir şeydir zaman. Yaşanılan andır. Geçmiş ve gelecek nedir o zaman?

Zaman… Veda vakti, gitme zorunluluğu, sımsıcak sarılış, boğazında düğüm olan o kocaman şey…

Masada biriken çay, kahve bardakları, üçte ikisi geride bırakılan geceler…

Annemin, nasıl çiçek açacağını merak ederek diktiği lale soğanı.

İçi gerçek anlamda hiçbir şekilde doldurulamayan, çoğu kez değerlendirilemeyen…

Zaman, bilinmezlik…

Bir ömür… Hayaller... Sabır… Sabır da aslında zamandan başka nedir ki?

İşte o zaman… Dönüm noktası, yakmak gemileri ve gitmek hesabını vermek uğruna…

Yaban ellerin baharında, her tarafı mis gibi kokutan ıhlamur ağaçları… Kısa süren yaz sonrası, yapraklara gömülen ayakların, öylesine götürmesi vücudunu bir yerlere…

Güvende hissetmek…

Zaman, gülümseyen gözlerin senin için bir araya geldiğini bilmek, muhabbet sofralarında hemhal olmak dostlarla…

Gündemde yer almak adına, entelektüel(?!) saydıklarımızın birbirleriyle kıyasıya söz düellosu yaptıkları, içi boş polemikler, zaman…

En uç nokta, bazen sadece ‘evet’ , bazen sadece ‘hayır’… Her şeyin bu kadar keskin olduğu bir vakitte bile dimdik tutmak başını.

Zaman aşımına uğrayan duygular…

İçini kemirmesi bir şeylerin, kafanda senaryolar kurmak ve ardı arkası kesilmeyen acabalar…

Zaman… Kalp acısı,

Ekmek parası,

Göz altındaki halkalar, beklenen tek bir kelime…

Zaman kimine zehir zıkkım, kimine bal…

Sonraki dolunayda beklemek gerçekleşecek müjdeyi… Sabah yürürken güneş sana, sen güneşe karşı, içini de aydınlatacak o hiç tanımadığını özlemek…

“Yüreğin türlü hallerinde; ortak kelimelerde hemdem olmanın sırrı” ifadesini kullanıyor bir yazar…

Gözgöze gelmek,

Göze gelmek…

Her şeyi terk edip gitmek isterken hiç bilmediğin yerlere ve tek başına yürürken bir akşamüstü soğuk şehrin sokaklarında, acı bir ayazın yakıp geçmesi bütün vücudunu…

Zaman, sonsuzluk, hayat, saat, vaktin gelmesi…

İftar sofrası…

Son bakış, beyazlaşan saçlar, büyüyen çocuk…

Zaman, ömür… Doğum ve ölüm arasındaki süre, bizden bağımsız, mekansız düşünülemeyen.

Gülümseme anı sımsıcak…

Zaman, yalan dolan, zaman, kimileyin çok istenilen ölüm…

Aramak… Gölgemle dansım; bazen önümde, bazen arkamda, yanyana bazen, ama daima yapışık.

Saniyelik farkla treni kaçırmak(!), sonrasında keşkeler…

Zaman, satın alınamayan… Secde anı…

Affetmek ama unutmamak…

Sevinç gözyaşı, zaman, örümcekle güvercinin işbirliği…

Zaman! En çok ihtiyaç duyulan... Paramparça ettiğinde bir kalbi, azın yetmez senin. Her şeyi berbat eden birkaç saniyenin telafisini günler belki de aylar ödemek zorunda kalır.

Zaman… Hiç tanımasan da, muhabbet duymaya yeten o en önemli ortak paydayı bulmak başka bir kalpte.

Bazen kabuğuna sığmayan enerjinin dışa vuruluşuyla, geçmesini beklemek zorunda kaldığın anın çoğulu, zaman…

Özlem… Hasretle bekleyiş, merak, aşk…

Ey zaman! Elimiz kolumuz bağlı karşında… Sabırları zorlayan dokunulamayan, soyut şey…

Zaman… En sevdiğinin kalbi neşterlenip, kanarken ellere yüreği, geçmek bilmeyen vakitte, çıkmasını beklemek kanatlı kapının ardından…

Zaman… Dumanı üstünde, mis gibi kokan kahvenden bir yudum almak…

Kalemle barışık olmayan eller yüzünden, uçup gitmesi en güzel fikirlerin…

Hiçbir şey, hiçbir anlam ifade etmediğinde, akla sorulan “neden”ler…

Asıl konudan uzaklaştıran ilginç başka sorular. Mesela; iki eksi çarpışınca pozitif olur da, neden yanyana gelince iter, iki aynı kutup birbirini? Ya da bir parçayı bölsek de sonsuza, neden “yok” olmaz…

Zaman, yorulmak, altı incelen çoraplar,

Kabuk bağlaması yaraların…

Dinlediğin müziğin alıp götürdüğü an…

Zaman… Üç-beş saniye sonra duyacağın, sevinçten uçuracak o cümle…

Zaman, yağmurda yürümek… Ferah, temiz, sakin… 

Bu sayfa, 18.02.2008 tarihinde yayınlanmış, 26.02.2008 tarihinde güncellenmiş ve 11745 defa görüntülenmiştir.
Oyla!
8,5 (1 oy)
Abonelik Bilgisi
Yorumlar
kaptankosku 2011-04-18 11:12:03 Bildir!
Selam m1gin,

Medeniyet yolu imza yerine,avamane parmak basmıştım evet :)))
m1gin 2011-04-07 12:37:39 Bildir!

Merhaba kaptankosku,

Mesajınızla alakasız durduğu için, eklemiş olduğunuz adres kaldırıldı.
Dilerseniz, forumdaki mesajların altında görünmekte olan imzanızı düzenleyebilir ve ilgili adresi oraya yazabilirsiniz. ;)

Bu arada bu site ile ilgili güzel düşünceleriniz için de ayrıca teşekkürler. :)

Bu mesaj, m1gin tarafından, 07.04.2011 12:39:51 itibariyle düzenlenmiştir.
kaptankosku 2011-04-07 09:35:05 Bildir!

Zaman güneşe karşı yürümek..güneşin gözlerimizi kamaştırıp almasına aldırmadan devam etmek..

(Bu site tipki matruşka bebekleri gibi...yoğun, iç içe ve sürprizli ;az önce bi daldım ondan ona, onadan ona derken oo 'zaman' geçip gitmişş)

Bu mesaj, m1gin tarafından, 07.04.2011 12:33:22 itibariyle düzenlenmiştir.
Z.SARI 2009-11-24 04:00:14 Bildir!
Sayın memnune ne ciddiyette bir yorum bilmem ama hakkatten aklıma çok güzel bir fikir sundunuz =))teşekkürler =)
1. Sahne Senin İstanbul, 2.X, 3.Y, ...  
Sahnelerin birde arkası var =)olabilir aslında neden olmasınki =)Sahne senin İstanbul'dan sonra
2.X Perde Arkasın'da İstanbul =)
3.Y Kadavralaşan ruhlara panzehir İstanbul =)
Azizim İstanbul'u çok sevmekteyim neden olmasın ki =)
memnune 2009-11-23 16:19:55 Bildir!
Demek topu tekrar bana attınız ha? :) Ben sizden isterken, siz de benden istiyorsunuz :)

Son zamanlarda aklımda bir şeyler var ama bir türlü dile getiremiyorum :) İçime sinerek ifade edebilirsem, o zaman paylaşırım inşallah.

Böyle yaparak kendinizi unutturduğunuzu sanmayın sakın :)

1. Sahne Senin İstanbul, 2.X, 3.Y, ...  

Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim Z.SARI :)

Çok hoşsunuz ya :)
Z.SARI 2009-11-18 21:21:12 Bildir!
Amin =)diyerek başlayalım söze =)
bugün makalenizi tekrar okudum ve aklıma Algılarımız ve Tanımlarımız (2)ellerinizden öper diye birneşve geldi =) ne dersiniz? Sonuçta henüz tanımlayamadığımız çook algılarımız var =)hem bu saye de yeni bir Final de yapmış olursunuz yai en azından şöyle açıklayayım bu makalenin finali bir sonraki makaleyi işaret etmiş gibi =)Sizde bunu değerlendirip bizlere okuma zevki yaşatmaya ne dersiniz ? =)
memnune 2009-11-17 09:27:48 Bildir!
Bu hoş değerlendirmeniz için, asıl ben teşekkür ederim Z.SARI. Özellikle final kısmıyla ilgili açık değerlendirmeniz için.

Mesajınızı, yazdığınız zaman okumuştum. Ancak cevap vermemiş olduğumu geç farkettim.

Yazıda "bir şey" de olsa, kendinize yakın bulmanıza sevindim :)

Hmm... Demek "bazen" yazmıyorsunuz. O zaman, tüm zamandan bazeni çıkardığımızda "çoğunlukla" kalıyor geriye. Demek çoğunlukla yazıyorsunuz ve bizimle paylaşmıyorsunuz öyle mi?.. :)

Şidiye kadarki Z.SARI'yı tanıyan içimdeki bir  his, "bu kızın insanlara verebilecek çok şeyi olacak" diyor. :)

"Zaman"ınız hep bereketli olsun...
Z.SARI 2009-10-08 23:35:00 Bildir!
Öncelikle bu mükemmel makale için çok teşekkür ederim.Okur iken çok keyif aldım ve ısrarla bir final bekliyordum (haddıimi mazur görün)fakat tahmin ettiğim yada makalenin güzlliğine yakışan bir final okuyamadım...tabii bunu umursamadım çünkü hakkatten çok güzel olmuş özellikle kendime yakın bulduğum cümle;
Kalemle barışık olmayan eller yüzünden, uçup gitmesi en güzel fikirlerin…(bazen tembellik edip yazmıyorum da)

ZAMAN;E.Gürdoğan'ın makalesini okuduğum süre =)
ZAMAN;Topraktan varolma ,toprakta son bulma;iki ahbabın arasında yaşama...
ZAMAN;Aman kaçmasın halimiz olur sonra yaman...
ZAMAN;sağdan sola okuduğumda; NAMAZ kelimesini düşünüp secdeye vardığım ANda tarifi güç huzuru anlatmaya çalıştığımda varolan süre...
ZAMAN;daha yazacaktım da kalmadı ZAMAN =)
memnune 2008-02-20 18:27:57 Bildir!
Merhaba m1gin,
Yorumunuz  için  teşekkür ederim :)
..
Konuşurken  yüz ifadelerimiz  ve ses  tonumuz da kullandığımız kelimeler kadar  ‘biz’ i  ifade ediyor aslında. Buna önem verince  karşımızdaki insanı daha kolay anlayabiliyoruz, diğer bir deyişle daha kolay gözlemleyebiliyoruz.
..
Yaptığınız yoruma göre, yazıyı da müzik dinliyormuş gibi okumuşsunuz belli :)
Aslında kendi kendinize ritim tutup, seslendirmişsiniz metni. Bu da güzel… İnsan bu kadar işitsel olabilir :)
..
Yazının son kısmıyla ilgili değerlendirmenize gelince;
Ne diyim, böyle bitmesi gerekiyormuş…
Ayrıca olumsuz değerlendirmeler de insana artılar kazandırır :)

selametle...
m1gin 2008-02-19 12:18:52 Bildir!
Yazınızın girişinde bahsettiğiniz uygulama (arkadaşlarınıza bir kavramı sorup, onlardan gelecek yanıtı not almanız), heyecanlanmama sebep oldu; zira ben de ara ara yaparım, ama not almam, ayrı mesele. :P

Bu arada, gözlem yeteneğiniz epey gelişkin görünüyor. Muhataplarınızın durumlarını iyi nakletmişsiniz. ;)

Yazının girişini iyi yaptığınızı ve ana gövdeyi oluşturan tanımlamalara iyi bağladığınız gözden kaçmıyor.
Şayet, şiir tadındaki o tanımlamalarla direkt giriş yapmış olsaydınız, yazının etkileyiciliği önemli oranda düşebilecekti, kanımca.

Doğaçlama unsurlar içeren müzikler, beklenmedik yerlerde, alışılagelen ritimden değişik bölümlerle dinleyicilerini heyecanlandırırlar.
Hoş, bu tür müzik dinleyiciler,, aslında beklenmedik anı beklemektedirler, içten içe. :)

Yazıyı okumayı sürdürürken, sonlara doğru bir atak daha (belki toparlama) bekliyordum. Ancak öyle olmadı. :S
Olsun, bu da beklentimden farklı olduğu için, beni şaşırttı.

Yine de bir değerlendirme... Takıldım ya. :)
Etiket Ekle
Etiket: zaman, yazı
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: