Enlem ve Boylam 122 - Prepositions
Merhaba değerli dinleyenler, yine yeni bir "Enlem ve Boylam"da, 122. "Enlem ve Boylam"da, "Envaiçeşit Müzik ve İçerik"le, Ekim 2018 itibariyle huzurlarınızdayız.
Dinlemek için: Enlem ve Boylam 122 (Ekim 2018)
Hazırlayan ve Sunan: Mustafa Birgin
Süre: 8 dk.
Boyut: 19 MB
Tür: Podcast
Teknik Özellikler: MP3, 320 Kbps, 44 KHz, Stereo
Fon Müzikleri:
Josh Woodward - California Lullabye (Instrumental Version)
Josh Woodward - Honcho Graham From Birmingham (Instrumental)
Pipe Choir - Adam Are You Free
Akış Çizelgesi:
Zaman |
Bölüm |
Açıklama |
00 |
Giriş |
Açılış sinyali |
00 |
Eğlenceli İngilizce |
Prepositions (Edatlar) |
8 |
Çıkış |
Kapanış sinyali |
Prepositions ve Türkçe Anlamları
- abstain FROMbirşeyden uzak durmak -den sakınmak
- refrain FROMbirşeyden uzak durmak -den sakınmak
- familiar WITHbirşeye aşina olmak
- be acquainted WITHbirşeye aşina olmak
- in a momentbir dakika içinde
- for a momentbir dakikalığına, bir dakika süreyle
- accuse OFbirisini birşeyle suçlamak
- blame FORbirisini birşeyle suçlamak
- charge WITHbirisini birşeyle suçlamak
- bear (something) in mindunutma, aklında bulunsun!
- keep (something) in mindunutma, aklında bulunsun!
- ban (somebody) FROM doing (something)birini birşey yapmaktan men etmek, yasaklamak
- ban ON (something)bir konudaki yasak
- related TOile ilgili, bağlantılı, ilintili, alakalı
- relevant TOile ilgili, bağlantılı, ilintili, alakalı
- belong TO-e ait olmak
- complain ABOUT (something) TO (somebody)bir mesele hakkında, birisine şikayette bulunmak
- make up FORtelafi etmek, açığı gidermek, tazmin etmek
- compensate FORtelafi etmek, açığı gidermek, tazmin etmek
- comply WITHuymak, uyum sağlamak, uyum içinde olmak, bağdaşmak, itaat etmek
- stick TOuymak, uyum sağlamak, uyum içinde olmak, bağdaşmak, itaat etmek
- conform TOuymak, uyum sağlamak, uyum içinde olmak, bağdaşmak, itaat etmek
- abide BYuymak, uyum sağlamak, uyum içinde olmak, bağdaşmak, itaat etmek
- adhere TOuymak, uyum sağlamak, uyum içinde olmak, bağdaşmak, itaat etmek
- confer ONmüzakere yapmak, danışmak, görüşmek
- coincide WITHdenk gelmek, tesadüf etmek
- sure OF (something)birşeyden emin olmak
- compatible WITHuyumlu, uyum içinde, bağdaşan
- busy WITHbirşeyle meşgul olmak
- capable OFbirşey yapabilen (able to)
- by means ofyoluyla aracılığıyla sayesinde
- by way ofyoluyla aracılığıyla sayesinde
- tackle WITHbirşeyle başa çıkmak, uğraşmak, çözmeye çalışmak, ele almak
- deal WITHbirşeyle başa çıkmak, uğraşmak, çözmeye çalışmak, ele almak
- cope WITHbirşeyle başa çıkmak, uğraşmak, çözmeye çalışmak, ele almak
- result OF (something)birşeyin sonucu
- result INbirşeyle sonuçlamak
- result FROMbirşeyden kaynaklanmak
- caused BY-den kaynaklanmak
- base (something) ON (something)birşeyi birşeye dayandırmak, birşeyi temel almak
- based ONbirşeye dayanmış
- aware OFbirşeyin farkında, bilincinde
- conscious OFbirşeyin farkında, bilincinde
- associate (something) WITH (something)birşeyi birşeyle ilişkilendirmek
- tie (something) TObağlamak
- link (something) TObağlamak
- relate (something) TO (something)birşeyi birşeyle ilişkilendirmek, birşeye bağlamak
- relate (something) WITHbirşeyi birşeyle ilişkilendirmek birşeye bağlamak
- tired OF (something)birşeyden bıkmak, usanmak
- pay FOR (something)birşey için ödeme yapmak
- depend ON -e bağımlı, -e bel bağlamış
- dependent ON-e bağımlı, -e bel bağlamış
- reliant ON-e bağımlı, -e bel bağlamış
- be accompanied BYile eşlik edilmek
- afraid OF (something)birşeyden korkmak
- for fear OF (something)birşeyden korktuğu için, bir şeyin korkusuyla
- go ON a dietdiete başlamak diet yapmak
- be ON a dietdiette olmak
- deprive (somebody) OF (something)birisini birşeyden mahrum etmek
- be deprived OF -den mahrum bırakılmak
- be devoid OF-den mahrum bırakılmak
- intention OF doing (something)birşey yapma niyeti
- contrary TO-nın aksine
- rich INbir şey açısından zengin olmak
- deficient INaçısından eksik noksan, yetersiz
- lack INksik, noksan, kıt, yetersiz
- lack OFeksik, noksan, kıt, yetersiz
- short OFeksik, noksan, kıt, yetersiz
- crowded WITH-le dolu olmak, -le kalabalık olmak
- full OF-le dolu
- similar TO-e benzer
- similar INaçısından benzer
- different INaçısından farklı
- different FROM-den farklı
- die FROM-den ölmek
- die OF-den ölmek
- happy WITHbirşeyden memnun olmak, birşeyle mutlu olmak
- pleased WITHbirşeyden memnun olmak, birşeyle mutlu olmak
- content WITHbirşeyden memnun olmak, birşeyle mutlu olmak
- satisfied WITHbirşeyden memnun olmak, birşeyle mutlu olmak
- dedicate TO-e adamak
- devote TO-e adamak
- commit TO-e adamak
- the problem WITH (something)birşeyin sorunu, birşeye dair sorun
- controversy OVERbir konuda anlaşmazlık, fikir ayrılığı, tartışma
- fit (something) WITH (something)birşeyi birşeyle uyumlu hale getirmek, eşleştirmek
- match (something) WITH (something)birşeyi birşeyle uyumlu hale getirmek, eşleştirmek
- prevent somebody FROM doing (something)birisini birşey yapmaktan alıkoymak, önlemek
- protect FROM-den korumak, -e karşı korumak
- protect AGAINST-den korumak, -e karşı korumak
- good ATbirşeyde iyi olmak
- bad ATbirşeyde kötü olmak
- skilful AT (something)birşeyde yetenekli kabiliyetli olmak
- resistant TO-e dirençli, -e direnç gösteren
- eligible FORelverişli, hakkı var, yapabilir
- ON the basis OF (something)dayandırılarak, bazında, baz alarak, temelde
- digress FROM (something)konu dışına çıkmak, sapmak, uzaklaşmak
- be involved IN (something)birşeye dahil olmak, müdahil olmak, adı karışmak
- aim AThedef almak
- point ATişaret etmek
- target AThedef almak
- agree WITH (somebody) ON (something)bir konuda birisiyle hemfikir olmak
Kaynak: youtube.com
Bağlantılar:
Bu sayfa, 31.10.2018 tarihinde yayınlanmış ve 3003 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|
|
Etiket:
mbirgin, enlem ve boylam, podcast, eğlenceli ingilizce, dil öğrenme, ingilizce, learn english, fun english, prepositions, edatlar, ingilizce kalıp ifadeler, ingilizce kurallar, grammar, sınav ingilizcesi, english for exams
|
|
|