Görüntülenme: 198349
Yanıt: TAVSİYE KİTAP
2010/10/11 21:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Hakkında bilgi sahibi olmadığım halde aldığım bir kitaptı,okuduktan sonra daha önce tanımadığıma hatta zamanında yaşamadığıma çokça üzüldüğüm ender abilerden. Ufak çaplı bir araştırmayla benden gayrısının haberdar olduğu tabii çok sevdiği güzel insan Fethi Gemuhluoğlu'nu (tanıyan herkesin Fethi ağabeyi) hayatını, eserlerini,onun hakkında yazılanları anlatan bir kitap...Biyografi sevenler için....

 Fethi Gemuhluoğlu -  Dosluk Üzerine -Timaş Yayınları

El Kulubu'd-Daria
2010/11/03 22:06 - Güncelleme: 2013/08/26 20:32
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

el-Kulubu'd-Daria

19.10.2010 SALI

HerZAMANki =) gibi gazetemi okumaktaydım =) öncesinde tüm sayfaları dolaşırım sonrasında detayları okurum =) ve sayfaları dolaşır iken ;

 el-Kulubu'd-Daria kitabının reklamına rastladım ve hemen o köşeyi yırtmıştım =) ve bir sonraki SALI Canım babam tarafından SALI hediiye olarak zaatalime sunulmuştu =) Açıkçası tahmin ettiğimden daha zengin bir içerik varmış =) Muhteşem tek kelime ile anlatılmaz, okunur ! =)

ve en güzel sürpriz Salı gününün duası nın da olması =) kitabın içeriğini tanıtım metnini kopyalayıp bilgilendireyim hemen sizi =)

DİLDE DUA, RûHA GIDADIR

“Gönüller ancak O’nu (celle celâluhû) anmakla huzur bulur.” (Ra’d Sûresi/ 28)

Mecmuatü'l-Ahzâb'ta, Gümüşhânevi Hazretlerinin hassasiyet, özen ve dikkatine rağmen, ciddi olmasa da tashihe muhtaç yazım ve hareke hataları mevcut idi.

Farklı matbaalar tarafından el yazması nüshalardan fotokopi olarak tab'edilen baskılarda, metin kenarlarına yer yer bazı tashihler ve şerhler düşülmüştür. Muhtemelen Merhum da bizzat nüsha üzerinde bazı tashihlerde bulunmuştur; buna rağmen o günün yazım teknikleri açısından eserin maruz kaldığı hatalar hâlâ vardır. el-Kulûbu'd-Dâria isimli eser hazırlanırken, seçilen metinler üzerindeki hatalar elden geldiğince tashih edilmeye çalışılmıştır. el-Kulûbu'd-Dâria,

[Yakaran Gönüller] M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin derlediği, tasnif ve tashih ettiği dualardanoluşan bir dua kitabıdır.Eser, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin sürekli okuduğu ve okunmasını tavsiye buyurduğu duaları da içine almaktadır.

Eserde, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali, Abdülkadir Geylani, Zeynelâbidin, imam Şâzilî, Veysel Karânî Hazretleri gibi pek cok islâm büyüğünün dualarının yanı sıra Peygamberlerin duaları, Esmâ-i Hüsnâ, çeşitli hal ve şartlarda okunacak dualar ile günlük ve haftalık okunacak dualar da belirli bir düzen içinde yer almaktadır.

“Yakaran Gönüller”in gözyaşlarıyla ıslanan dualar

 

Yanıt: Çiçek Defteri
2010/11/03 22:14
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)
abheri demiş ki;


18. Yüzyıl Osmanlı Kültüründen Bir Örnek

Hayati Develi (PERA MÜZESİ YAYINLARI)

Eğer bencileyin divan edebiyatına meraklı iseniz harika bir kitap. Kitap çok orjinal olarak düzenlenmiş, kapağı kumaş ve deri olarak hazırlanmış, yani eski kitapların şirazelerine çok benziyor. İç sayfalarının bir tarafında divan şairlerinin şiirleri osmanlıca olarak, diğer sayfada ise türkçe yazılışı ve anlamı bulunuyor. Benim elime bugün geçti ve o kadar mutlu oldum ki, bu çocukça sevincimi sizinle de paylaşayım dedim :)

Son olarak kitap sadece 500 adet basılmış, ilgilenenlere duyurulur...
 

 

ve ben Çiçek Defteri'nin içeriğini okur okumaz araştırmaya başlamış,kendisine ulaşmaya çalışmış fakat ulaşamamıştım =)

hemen abheri ablaya danıştım ve yardım istedim =) kendisi bana yardım edeceğini söylemişti , çok sevinmiştim çünkü kitaba ulaşmak bi hayli zordu =)

fazla detay yazmayacağım özel kalsın ;) kıssadan hisse fm bu güzel eseri bana çok güzel bir sürprız yaparak hediye eden  değerli ablama çoook teşekkür ederim Allah razı olsun =) nasibde bugün paylaşmak varmış =)

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 03.11.2010 22:34:53 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: TAVSİYE KİTAP
2010/11/05 0:51
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Canım kardeşim sevgili Z.SARI

Rica ederim, bu küçük hediyeyi dile getirmen büyük incelik. Ki senin yaptığın güzelliklerin değeri yanında benimkisi ne ki !

Müteşekkirim...

Yanıt: Tavsiye Kitap
2011/01/23 15:41
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

OSMANLICA TÜRKÇE UYDURMACA (PEYAMİ SAFA)

 

Türk dilinin (lisan) osmanlıcadan sonraki değişme ve gelişme safhasını anlatıyor kitabımız. Yıkılan İmparatorluğun ardından kurulan Türk Devletinin eski alfaden kurtulmaya çalışma safhası ve bunun ardından kabul ettiği Latin alfabesi. Ve bu durum içerisinde değişen, değişmesi gereken, değişen yada (yahut) değişemeyen bir sürü kelime. Bunun ardından ortaya çıkan karışıklıklar.
Her muharrir bundan nasibini almıştır. Aslında muharrirden önce gelen, yetişen nesil bundan çok etkilenmiştir. Bununla birlikte gelecekle ilgili çok ciddi karmaşalar yaşanmaktadır ve yaşanacaktır. Eskiyi unutmaya çalışan bir nesil. Eskiden ayrılamayan geçmişi unutamayan eskiler. Yeniyi anlamayan yeni millet. Bu karmaşanın içinde büyümeğe, gelişmeğe çalışan Türk alfabesi (latin).
 

Herkes her şeyi farklı söylüyordu. Çünkü farklılıklar çoktu; değişen harfler. Aslında değişen sadece harfler değil inanışlar, davranışlar, ve en önemlisi değişen millet. Değişen harflerin ardından yeni harflerin eskilerin yerinini alamaması ,bunlara uygun olup olmaması. Karşılık bulamaması. Ve bundan dolayıda oluşan anlam kargaşası. Artık çoğu kelimeler anlamın tam karşılığını vermiyorlardı. Çünkü kelimelerde azalmıştı değişen alfabeyle, çıkarılmıştı çoğu arap kelimeleri ve hala çıkarılmaya devam ediliyordu.
 

Aslında yanlıştı bu uygulama evet artık kendi alfabemiz vardı kendi kelimelerimizde olmalıydı ama bunların olması içinde zaman gerekiyordu. Zaten de her kelime sadece kendi ülkesinde gezmiyordu farklı farklı ülkelerde geziyor ve her yere uyum sağlayabiliyordu. Böyle olabilirdi en azından böyle olması gerekirdi şu kargaşayı atlatmak için.
Bunlar yaşanırken artık bişiler yapmak gerekir diye düşündü bazı düşünürler. Ne yapmak lazım? Öncelikle bir akademi kurmak lazım. Bazı konular hakkında kitaplar yazılması lazım neyin ne olduğu ortaya çıkması açısından. Mesela bir sözlük, bir dil bilgisi kitabı bunlar genel olarak gidişatı belirleyecekti. Herkesin farklı farklı kullanışları engellenecekti. Tek bir kaynak tek bir usül ortaya konulacaktı.
 

Nitekim çalışmalar başladı. Yazarlar, şairler ve ünlü düşünürlerle birlikte komisyonlar kuruldu. Bir yığın toplantılar yapıldı. Kah herkes aynı karara vardı kah tartışmalar çıktı. Aslında kendileride biliyorlardı bayağa yol katetmişlerdi lakin daha yapacak çok işleri vardı. Arapça kelimeleri de çıkarmak. Asıl önemli konuda buydu nasıl olacaktı? Ya da olması gerekiyor muydu? Olmasını istemeyenler eskiye dönüşü istiyorlar diye yargılandırlar. Diğerleri ise uydurmacalar içine girdi. Lakin unuttukları birşey vardı o eski dedikleri, unutturulmaya çalışılan alfabe bu milletin yüzyıllar boyunca konuştuğu, anladığı ve bunun üzerinden tahlillerde bulunduğu bir dildi. Aslında yapılacak tek çözüm şuydu eğer yerine aynı anlamda kullanılabilecek bir kelime varsa çıkartılabilecekti ama yoksa da uydurmacasıyla dili küçültmenin bir anlamı yoktu. Kelimeler kalacaktı çünkü diğerleri eskisi anlamının yerine kullanılamıyordu.
Çoğu zaman da bir kelime sadece bir millette ait olamıyordu.Kelimeler ülkeler geziyordu. Değişik coğrafyalar da farklılaşarak o milletin diline dahil oluyor. Kalıplaşıyor herkez de onu benimsiyor ve kullanıyor.
Kelimeler canlılıdır aslında diyor yazar. Ona canlılık niteliği veriyor. Hatta ölebiliyor da kelimeler. Bazıları tekrar getirilebiliyor ama bazıları ise sonsuza kadar gelemeyebiliyor. Burada aslında vurgulanmak istenen nokta kelimelerin işlevleri. Onların kullanış biçimleri ve tarzları.
 

Her alanda bu karmaşa vardı. Edebiyatta, tarihte, şiirde, konuşmada, yazıda, orda, burda, şurda... yani sadece ünlü düşünürler bunun etkisini görmüyordu herkez, her şey bununla cebelleşiyor.
Değişti her şey. Ama nasıl? Ya da bunları genç nesillere nasıl aktarılacak, onların geçmişi unutması ne fayda verecek? Yazarımız bunun kaygısıyla sürekli yanıp tutuşmuştur. Bunun içinde ünlü muharrirleri harekete geçirmiştir ve genel bilgiler içeren kitaplar yazılmıştır. Sözlükler,dilbilsi ve imla kurallarını içeren bir bütünü oluşturan kaynak eserler ortaya konulmuştur.
 

Birbiri yerine kullanılmak istenilen ama uydurmacası onun anlamını taşımayan kelimeler. En basiti mefkure mi? Ülkü mü? İdeal mı? Bu en basit ve en öne çıkanı. İdeal kelimesi batı diline aittir ve asıl bu kelime gerçek anlamı bütünleştirmektedir.
Birde çok değişik bir olay daha var arap harflerini çıkartmak istiyoruz lakin ingilizcede ya da batı dillerinde kullanılan bir kelime çıkartılmak istenmiyor ve bununda vurgusu yapılıyor kitapta. Buda modernleşen dünyada kişilerin batıya yani garp’a özentileri kelimelerle bile devam ettiğini gösterilmiştir.
Aslında kitabımız tamamen bir kimlik kaygısının kargaşasından sıkılan bir milletin tüm yönlerini anlatmaktadır. Osmanlı alfabesinden gelen türkçeleşemeyenler ve uydurmacalar. Bunların ortasında kalan neyin ne olduğu belli olmayan unsurlar.
 

Osmanlı mıydık? Türk müydük? İkisi mi? Yoksa hiçbiri mi? Bunların karmaşası. Aslında hepsiydik ama hep bir tarafımızı görmezden geldik. Beceremedik de ama hangisi olduğumuzu bilmekte istemedik o zaman tek bir tip olacaktık. Bu eskilerden ya da yenilerden vazgeçmekti. Bu yüzden de hepsi olmak istedik lakin bazı şeylerden ödün vererek. Bu da geçmişi unutarak oldu. Eski harfleri okumayı bilmediğimiz için Osmanlı Devletin de yaşayan ünlü muharrirleri okuyup anlayamadık. Onların görüşlerini bilgilerini alamadık. Belki yeniydik ama cahildik de. Eskiyi bilmiyorduk ve yeniye bişiler katamıyorduk.
 

Bu ikilemler aslında hala var sadece biraz unuttuk o kadar ve biraz daha ileri seviyedeyiz farklı kelimelerle zenginleşti dilimiz. Ama hala eksik. Türk dilinin bir yanı hala eksik. Kapanmayan, kapanamayan bir yara gibi adeta.

 

 


Hatice Kübra KARADENİZ
 

Bu mesaj, vuslatnur tarafından, 23.01.2011 15:43:34 itibariyle düzenlenmiştir.
Muhteşem Tarih
2011/02/19 1:54
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 6,1 (3 oy)

 95 yılında soykırım başlayınca uğruna öldürüldükleri dinin ne olduğunu merak edip araştırmaya başlamış Bosna halkı.

Deniyor ki 95 sonrası İslam'ı yaşayanlarda büyük bir artış var.

Şerden çıkan hayr bu olmuş diye tahmin ediyorum kardeş Bosna-Hersek halkı için.

Yıllarca tarihinden uzak yetiştirilen,hatta utanç duyularak yatiştirilen Türk halkı, haddini bilmeyen bir kanalın,edepsizce çektiği bir dizi sayesinde birşeyleri farketmeye başladı.

Adı  "Muhteşem" olarak anılan bir Sultan böyle yaşamış olamazdı,peki ama nasıl yaşamıştı.Ellerinde bayraklar sokağa dökülen birçok insan eminim bu soruya cevap bile veremez.

Bu şerden çıkan hayr,insanımızın tarihine şöyle bir gözlerini çevirmiş olmaları.

Kitapçıların rafları tarih kitapları,"Muhteşem Süleyman" başlıklı kitaplarla dolmaya başladı. 

Ama yazık ki çoğu kitap yabancı yazarlar tarafından yazılmış kitaplar.

Tarih özelliklede Osmanlı tarihi ile ilgili kitaplar okuyan biri olarak doğru bir kaynak tavsiyesinde bulunmayı kendim de sorumluluk olarak gördüm.

Benim okumayı tercih ettiğim tarihçi yazarlar; Mustafa Armağan ve Yavuz Bahadıroğlu.

Konumuz ile ilgili olarak:

Muhteşem Süleyman ve Hürrem Sultan-Yavuz Bahadıroğlu

Paradoks Yayınları

 

Yanıt: Tavsiye Kitap
2011/02/19 9:19
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 4,2 (2 oy)

      Beni de rahatsız eden bu konuya hassasiyet gösterdiğiniz için teşekkürlerimi sunar, CENAB-I MEVLANIN sizleri iki cihanda da kurtuluşa erenlerden eylemesini dilerim.

     Dünyayı 600 sene adaletle yöneten bizi de yönetimleri altına alsalarda kurtuluşa ersek diye kendilerini bekleyen bir çok millete adalet ve huzur götüren sina çölünde MISIR'I fet etmeye giderken önlerinde KAİNATIN SULTANININ rehberlik ettiği o büyük ecdadı incitecek  gerçekle alakası olmayan bu gibi faaliyetleri kınıyorum, herkezinde kınayarak destek olmasını diliyorum. 

Yanıt: Tavsiye Kitap
2011/03/17 23:15
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Tanıdığımızı sandığımız ama tanımadığımız bir coğrafya… Bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz bir tarih… Milletimizin ferdî mücadelelerde vücut bulan hazin hikayesi… İsyanlar, savaşlar, anlaşmalar… Gidip dönemeyenler; kalıp gelemeyenler… Yoksulluk ve hastalıklar… Destanlar ve ağıtlar… Eşref Kuşçubaşı’lar, Lawrence’lar, Wayman Buri’ler, Şeyh İdrisi’ler, Virfil’ler, Mihrali beyler… “Gece bir ses geldi derinden derinden / Beni mi çağırdı Yemen çöllerinden” diye çarpan yüreklerimizin romanıdır.

Okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap..

gün içindeki kahve-çay molalarında okunabilecek ağız tadladıran bir eser..

Kitaptan en ilgimi çeken makaleyi paylaşmak istedim.. sanırım yabancı dil öğrenmeye duyduğum merak ve bu merakın yanında Türkçeye duyduğum sevgi ve koruma içgüdüsünden dolayı bu yazı çok hoşuma gitti. biraz uzun ama umarım siz de okur ve beğenirsiniz...

Türkçe Bilinci Diye Buna Derler

Türkçemizin bugünkü çaresizliğine bakıp da hâline üzülmeyenimiz olduğunu sanmıyorum. Bu acıklı tablo onun acziyetinden değil, bizim ona karşı umursamaz tutumumuzdan kaynaklanmaktadır.

Bazılarının dediğinin aksine bu dilde her türlü ilim yapılabilir, yeter ki dilin ihtişamında eğitim sistemi, ona uygun bir ekonomi ve onu geliştirecek çağdaş bir teknolojiye sahip olabilelim. Ama hepsinden de önemlisi bizatihi bu Dili sahiplenelim, onu koruma konusunda resmi kurumlarımız kadar kendimizi de sorumlu hissedelim.

Atalarımızın Dil konusunda bizim kadar vurdumduymaz davranmadıkları gerçektir. Osmanlı devletinin belli bir Dil politikası olduğunu, padişahların zaman zaman bu hususta fermanlar yayınlamalarından ve gayrimüslim reaya topluluklarının kendi dillerini muhafaza etme serbestlikleri yanında resmî işlerinde ve TÜRK unsurlarla bir aradayken Türkçe konuşmalarının sağlanması için tedbir almalarından öğreniyoruz. Bu konuda bilhassa ilmiye sınıfının, yani bilginlerin ve eğitimli insanların şimdikinin aksine önemli gayretler sarf ettikleri de bilinmektedir.

Osmanlılar, batılı milletlerce konuşulan dillerin tamamına birden"lisân–ı kefere (Gayrimüslim lisanı)"Demişlerdir. Bu tanımlamanın mefhûm–ı muhâlifinden, atalarımızın türkçeye de lisan–ı islâm gözüyle baktıkları anlaşılmaktadır. Nitekim fıkıh bilginlerinin aşağıdaki türden fetvalar vermeleri de bunu gösterir (Fetvalar fetâvâ–yı abdürrahim efendide kayıtlıdır (1):

Soru: Müslüman bir kişi, hiçbir mecburiyeti yokken yabancı Dili ile konuşursa ne lazım gelir?

Cevap: Şiddetli azarlama!(2).

Abdurrahim efendinin fetvasından anlaşılan o ki, Osmanlı ülkesinde müslüman olan her insan, müslümanların ortak Dili olan Türkçeyi konuşacaktır. Bunun tersinden okunuşu da, gayrimüslimlerin kendi aralarında ayrı bir Dili konuşabilecekleridir.

Osmanlı devletinde ihtida eden veya değişik sebeplerle öyle görünen toplulukların bazıları Dil konusunda çok inatçı davranır ve Türkçe konuşmamakta direnirlermiş. Hatta zaman zaman bu inadı yeni kuşaklarına Türkçe öğretmemeye kadar götürenler de çıkmıştır. Aşağıdaki fetva, girit veya diğer adalar gibi rumca konuşulan yerlerle ilgili olsa gerektir.

Soru: Bir kasabanın müftüsü makamındaki kişiyle meclisinde bulunan müslümanlar, hiçbir zorunluluk yokken yabancı bir Dil ile konuşsalar, müftü ile diğerlerine kanunen ne lazım gelir?

Cevap: Şiddetli azarlamaya çarptırılıp yaptıklarından kesinlikle engellenirler.(3).

Bu fetvada ilginç olan taraf, müftünün de kefere lisanı konuşmakta ısrarcı olmasıdır ki bu da Osmanlı içindeki gayrimüslim unsurların ve dönmeliğin nerelere vardığını gösterir. Müftü ki güya dini koruyacak adamdır, aşağıdaki fetvaya bakılırsa onu kanun adamının korumasına havale edecek kadar yozlaştırmıştır.

Soru: Bu sırada o kasabanın kanunî yetkilisi olan zat, müftü ve yanındaki müslümanlara,"mecbur olmadığınız halde neden kafir diliyle konuşuyorsunuz, bu yaptığınız yanlış değil mi?"Dese ve onlar da"bu bizim atalarımızın dilidir, bize helaldir."Deseler, müftü ve yanındakilere kanunen ne gerekir?

Cevap: Şiddetli azarlama, tevbe ettirme ve dillerini temizletme gerekir.(4).

Fetvanın sonundaki"dillerini temizleme (Taşîr–i lisân)"İfadesi dikkatinizi çekti mi bilmiyorum! Taşîr–i lisân,"mecbur kalmadıkça TÜRK dilinden başka bir yabancı Dil ile konuşup Devlet dilini kirletmeyeceğine dair mahkeme huzurunda yemin etmek"tir.

Yabancı dille eğitimin anaokullarına kadar yaygınlaştığı ülkemizde kimlerin azarlanması gerektiğini, şimdi varın siz düşünün.

Bu yazıyı okuyanlar, sakın ola ki yabancı dile düşman olduğumu sanmasınlar, bilakis bütün öğrencilerime ve bütün gençlere bir yabancı Dili öğrenmeleri gerektiğini sıkı sıkıya tenbihleyen biriyim. Ben, öğrenmek ile konuşmak, bilmek ile benimsemek arasındaki farka dikkatinizi çekmek istedim o kadar.

1 - İstanbul, 1243 (1827–1828),C. 1, S 116.

2 - mesele –zeyd - i müslim, min gayr - i zaruretin kefere lisanı üzere tekellüm eylese zeyde ne lazım olur? El - cevap:–Tazîr.

3 - mesele:–Bir kasabının müftüsü olan zeyd, meclisinde olan müslimin ile bilâ zarûretin kefere lisanı üzere tekellüm eder olsalar, zeyde ve ol kimesnelere şeran ne lazım olur?

El - cevab:–Tazîr ile zecr ve men olunurl. R.

4-"mesele:–Sûret - i mezbûrede ol kasabanın hâkimi olan bekr, zeyde ve ol kimesnelere bilâ zarûretin kefere lisanı üzere niçün tekellüm edersüz, hatadır, dedikte; Zeyd ve ol kimesneler, ecdadımızın lisanıdır, bize helaldir deseler, zeyde ve ol kimesnelere şeran ne lazım olur?

El - cevab:–Tazîr, istiğfar ile taşîr - i lisân.

Yazar
İskender Pala
21.07.2003

 

Aşk Düşünce Yollara
2011/11/19 23:03
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,5 (1 oy)

"Aşk Düşünce Yollara: Hikaye-i Bilal" üçlemenin ilk kitabı ve bence bir şaheser. Okuduğumda çok etkilendim ve o zamanlar altı kitaplık olduğunu sandığım serinin ikinci kitabını aramaya koyuldum. neredeyse sormadığım kitapçı kalmamıştı, nette Münib Engin Noyan'ın sayfasına yazmıştım ama cevap gelmemişti. Burada abartısız anlatıyorum ama o zaman tek derdim ikinci kitabı bulup okumaktı hatta sitede dahi yazmıştım kitabı aradığımı. yalnız aklıma gelmeyen bir yol vardı: sitedeki akıl hocam abheri, (Allah ondan razı olsun) benim için yayınevini arayıp sormuş ve ikinci kitabın henüz basılmadığını öğrenmiş. O an abheri'nin ince davranışı karşısında çok sevinmiş fakat kitabın olmayışına üzülmüştüm... daha sonra ara ara yayınevini arayıp çıkıp çıkmadığını soruyordum bir de twitterde sevgili cıvıldaş Engin Münib Noyan'ı takibe başladım haberdar olmak için.Twitterda ikinci kitabı bitirdiği ve kasımda yayımlanacağı müjdesini verdi.

Mutlu son... "Aşk Düşünce Yollara: Hikaye-i Rabia" bugün itibariyle elimde... Çok mutluyum ve mutluluğumu paylaşmak istedim. Aslında biraz da yazarak rahatlamak ve beklenti eşiğimi düşürmek için çalışıyorum... Kitaba şimdi başlarsam sabaha bitireceğim için başlayamıyorum çünkü çok uzun zaman bekledim ve hemen biterse bu beni mahvedebilir :) diğer taraftan elimdeyken beklemek de yoruyor...

Yazdıkça yazacağım galiba...

İçeriğinden tek kelime bahsetmeden bir kitabı "şiddetle tavsiye etmek" bu olsa gerek :)

Aşk Düşünce Yollara - Münib Engin Noyan...
Bu mesaj, epsilon tarafından, 20.11.2011 00:45:18 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: Aşk Düşünce Yollara
2011/11/20 2:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

ya bende tam kitap tavsiyesi bekliyodum:)

demiştimki şöyle akıcı bi kitap okusam diye sağolun efenim:)

çok teşekkr ederiz bu kitabi netten araştırdım biraz ve çok güzel gibime geldi çok güzel şeyler yazıyodu bu kitapla ilgili:)

veeee almaya karar verdim yarın Allah nasip ederse ilk ini gidip alcam inşallah..

epsilon bu arada profil resminde hoş olmuş:):)

Yanıt: Aşk Düşünce Yollara
2011/11/21 20:53
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Aşk düşünce yollara'nın ikinci kitabından haberdar ettiğin için teşekkürler sevgili epsilon. Bu sıralar okuma konusunda eski performansım olmasa da elimden de kitap düşmüyor ama değerli Engin Münib Noyan'ın bu kitabını duymamışım ayıp etmişim :) en kısa sürede almak nasip olur inşallah...

'Akıl hocam' diyerek haketmediğim bir iltifata gark ettin beni müteşekkirim, Rabbim cümlemizden razı olsun inşallah...

Yanıt: Tavsiye Kitap
2011/11/22 0:41
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Medine i Münevvereyi ecnebilere karşı müdafaa eden Fahrettin Paşa'yı ve ecdadımızı anlatan güzel iki eser..

 

Fahreddin Paşa'nın Medine Müdafaası
Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler
Feridun Kandemir Yağmur Yayınları (Araştırma Eseri)

 

 

Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa
İsmail Bilgin
Timaş Yayınları (Roman)

Tavsiye Kitap
2012/08/13 17:38
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 6,7 (2 oy)

Dün bir site keşfettim.Bunu sizinlede paylaşmak istedim.Bir kitap sitesi ve hiçbir çıkar amaçları yokİçerik bu şekilde:(fantastik-macera-polisiye-gerilim-bilimkurgu-dini-klasikler-tarih-şiir-biyoğrafi-felsefe-eğitim-yerli ve yabancı roman) ve pdf,doc,e-pub,text seçenekleriyle indirilebiliyor.
Site bu: www.kitabim.org -online kütüphane...

     İçinizi rahatlatmak için siteden kendi cümlelerini buyrun okuyun:

""E-Kitaplar günümüz dünyasında ağaç kesimini bir nebze olsun azaltmak için bir saçenek e-kitaplar yüzlerce kitabı bir yerde saklamak ve kolayca okumak için bir kolaylık bence. Şu anda hali hazırda yüzlerce E-kitap okuyucu , tabletler, telefonlar var ve bu aletler sadece konuşmak, internet ve oyun için değil. 

E-kitap piyasasına baktığımızda farkında olursunuz ki normal kitaplara oranla daha ucuz. Çünkü kağıt yok, basım yok kapak yok dağıtım yok .Ancak biz size bunları ücretsiz sunmak istiyoruz ve bu yüzden size harika bir site açtık.

Yaklaşık 2 ay önce açılmış olan bu site (aslında açtığımız diyebilirim çünkü abim ile birlikte kurduk) her gün en az bir kitap eklenerek büyümekte.Genel hatlarıyla sitemizde aklınıza gelebilecek ve elektronik ortamda bulunan tüm kitapları yavaş yavaş eklemekteyiz. Böyle bir site açma nedenimiz şu an internet ortamında bu işi sadece para için yapıp kitapları indirterek kazanç sağlamaya çalışanlara inat bir şekilde sadece sitede reklamlardan kazanç sağlıyarak ve en kolay indirme seçeneklerini sunarak tüm kitapseverlerin kullanımına yeni e-kitaplar sunmak. Bugünün standartlarında kitaplar gerçekten ya pahalı oluyor yada bulmak zor oluyor ancak sitemiz sayesinde istediğiniz kitaba ulaşabileceksiniz. Eğer sitemizde aradağınız kitap yoksa tek yapmanız gereken ise İletişim’den mesaj atmak." ....

         Bence değerlendirmeye değer

Bu mesaj, m1gin tarafından, 13.08.2012 18:08:06 itibariyle düzenlenmiştir.
Kitabın Her Türlüsü
2012/08/13 22:55
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

sitenize kısaca göz atabilme fırsatım oldu winnipeg güzel bir çalışma olmuş, tebrikler.

Ben her ne kadar "kitabın kokusunu duya duya okumayı sevengillerden" biri olsam da zaman zaman sitenizden istifade edebileceğimi düşünüyorum.Sizin de söylediğiniz gibi maalesef kitapların (özellikle liste başı olanlar) fiyatları herkesin ulaşabileceği uygunlukta değil. Bu anlamda sitenizi kurarak ve bir kazanç gözetmeksizin okuyuculara indirebilme imkanı sunarak faydalı bir işe adım atmış görünüyorsunuz Allah muvaffak eylesin diyelim..

 .................................................................................................................................................................

eee şeyy...Mesajı gönderdikten sonra farkettim ki siz siteyi kuran taraf değil, tavsiye eden tarafmışsınız :)) Ahh bu yaşlılık insana ne gaflar yaptırıyor :P

Olsun.Bu vesileyle biz de size teşekkür etmiş olalım winnipeg :)

Bu mesaj, pem-bkarinca tarafından, 13.08.2012 23:10:27 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: Tavsiye Kitap
2012/08/14 16:44
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Estağfurullah , o nasıl söz sitede ki hareketliliğiniz  bizi de hareketlendiriyor. Ve o güzel temennilerinizden bir aracı olarak bana da pay biçmeniz beni mutlu etti Yazıya karşı farkındalığınız bile bizlere yetti 

 

10 GÜN OPERASYONU

     10 Gün Operasyonu’nda yeni dünya düzeni güçlerince 10 günlük bir beyin operasyonuna tabi tutulan bir çocuğun bir anda değişen hayatını, hayatın zorlu sınavlarından geçerek Tefekkür Sultanı bir Babayiğit olma yolundaki anlamlı hikâyesini okuyacaksınız.

     Ülke ve siyaset üzerine gösterilmek istenmeyen birçok şeyi cesurca haykıran 10 Gün Operasyonu,
olaylara bakış açınızı değiştirecek. Okurken düşünecek, Türkiye ve dünya resmini bugüne dek hiç görmediğiniz bir şekilde görerek düşünmenin önemini fark edeceksiniz. Biyonik beyinsel uygulamaya tabi tutulan bir insanın gözünden, düşünceye giden yolda ilerleyeceksiniz.
Bir düşünce operasyonu olarak kaleme alınan bu kitapta arzulanan yegâne şey, gelişen dünyanın değişen şartlarında ve günün konjonktüründe düşünmenin ne kadar kıymetli bir durum olduğunu göstermektir. Yapılan her eylem, dile getirilen her söylem düşünceye dayanır.

     Siz de 10 Gün Operasyonu’nu okurken düşünme yeteneğinizi geliştirecek, düşüncenin önemini keşfedeceksiniz.

 

Reader
2013/01/20 20:55
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Ne kadar dirensekte teknoloji bir yerde galip geliyor.

Örneğin,basımı durmuş bir kitaba ihtiyacım olduğu için  sadece e-kitap haline ulaşabilmiştim ki ben asla o zamazingolardan hoşlanmıyorum.

İlk cümlede yenildiğim teknoloji işte bu.

Mecbur kalıp indirdiğim yetmez gibi,her program onu okumuyor.

Neymiş epub için dönüşüm gerekiyormuş,muş,muş...

Bulduğum bir site,üyelik istemeden size hizmet veriyor.

pc'nizde bulunan e-kitabı yüklemeniz yeterli,daha sonra açtığınızda kaldığınız yerden de devam edebiliyorsunuz.

Benim gibi bunlarla uğraşmaktan hoşlanmayanlar için tavsiye olunur.

magicscroll

Yakın zamanda, yaklaşımı ve değerlendirmeleriyle dikkatimi çeken ve böylece daha bir yakından tanımaya başladığım değerli yazar Mustafa İslamoğlu'nun; önemsediğim bir konuda yeni bir kitabı yayınlanmış.

"Pasif İyiden Aktif İyiye" adını taşıyan kitabın tanıtımını; içinden bir bölümle ve yazarının sunumuyla yapmış olayım. 

Müstefid olunması niyazıyla..

 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: https://vav.mbirgin.com

 Tatilde okuduğum ilk kitabı son günlerin anlam ve önemine binaen devrim ile ilgili seçtim!!

George Orwell’den “Hayvan Çiftliği”

Devrim ve komünist sistemi anlatan bilimsel bir kitap bile bu kadar güzel anlatamazdı sanırım sistemin durumunu.

Devrim liderinin domuz(lar),askerlerinin köpekler olması ayrıca hoşuma gitmedi değil yani.

Yazar Stalin’i anlatmak istemiş olsada ,hani diyoruz ya “Ebu Cehil ölmedi,dünyayı dolaşıyor” , onun gibi, Stalin olmak isteyenler çok aramızda.

Okumamış olanlar varsa tavsiye ederim.

Halimize şükür vesilesidir böyle kitapları okumak.

Vikipedi

Domuzlar Diktatoryası
2013/06/24 20:28
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 6,5 (1 oy)

citizen 'in mesajının başlığını, yıllar evvelinden bildiğim "Domuzlar Diktatoryası (Hayvanlar Çiftliği)" adlı bant tiyatrosunu çağrıştırdı bana.

Mesajı okuyunca, farkettim ki aynı çalışmadan bahsediyor...
Hal böyleyken, ben de bant tiyatrosunu bulup ekleyeyim dedim... 
Bulmasına buldum, lakin bulduklarımın ses kaliteleri oldukça düşük... Elden bir şey gelmiyor; idare etmek durumundayız. 

Bu vesileyle ben de bir kez daha dinleyeyim bakalım.

İngilizce kelime ezberleme oyunu: https://vav.mbirgin.com
Muhammed Bozdağ - Zihinsel Şifa
2018/05/04 16:14 - Güncelleme: 2018/05/04 16:40
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,5 (1 oy)

Merhaba 

Sizlere bana şu günlerde bir işaret olabileceğini düşündüğüm bir kitabı önereceğim. Muhammed Bozdağ ve Zihinsel Şifa.
Muhammed Bozdağın, Yüksek Yetenek ve Yüksek Ahlak bölümlerini bu site ile tanımıştım ve uzun bir süre tekrar tekrar dinlemiştim. Bana iyi gelmişlerdi bedenen ve ruhen...
Şu sıralar da kitaplarını yoğun olarak tevaffuken görmekteyim. Yüksek bir yaş kitlesine hitap eder diye düşünmeyin, ortaokul öğrencilerinin ellerinde okurlarken gördüm. Ve hayli beğenmişler ve irdeleyerek okuyorlar.
Ve bugün kütüphaneden bir kitabını edindim. Kitabın ismi "Zihinsel Şifa" . Kitapla ilgili izlenimlerimi de buradan paylaşırım. Diğerlerini de alacağım yakın zamanda... (Sevgi Zekası - Ruhsal Zeka)

Zihinsel Şifa Kitabından; 

Beyni, zihni, hafızayı, ruh halini güçlendirip gerilimleri aşmanın maddi, psikolojik ve manevi yöntemlerini açıklıyor Zihinsel Şifa...

Öğrenci, çalışan, ev hanımı, yaşlı, genç; koşturan, unutan, gerilen, üzülen, öfkelenen, kaygılanan herkese kendi kendine yardım yöntemleri sunuyor.

Yorulan beyin nasıl beslenir ve beyin kimyası nasıl onarılır?

Hafıza, düşünme ve öğrenme gücü nasıl arttırılır?

Stres nasıl azaltılır?

Beynin pilini bitiren düşünce çarpıklıkları nasıl giderilir?

Kaygı, öfke, suçluluk, değersizlik gibi yıkıcı duyguların kaynağı nasıl kurutulur?

Zorba, sahtekâr, pazarlıkçı, paranoyak gibi dengesiz kişilerle ilişkiler nasıl stressiz yönetilir?

Ölüm, kaza, ayrılık, işsizlik gibi ağır stresler, manevi yollarla nasıl aşılır? Düşünce ve öğrenme hızınız mı yavaşladı?

Zorluklara tahammül gücünüz mü azaldı?

Sırf yediğiniz yağın türünün beyninizin çalışma hızını bin kat artırabileceğini biliyor musunuz?

Ya uykusuzluğun veya susuzluğun beyninize etkisi?

Beynimizi nasıl besleyip, koruyup, verimli yönetebileceğimizi bize okullarda öğretmiyorl Bilimle maneviyatı, psikolojiyle biyolojiyi birleştiren, her ortalama zihnin kavrayıp uygulayabileceği işe yarar kendi kendine yardım ilkeleri...

Beynimiz ihmale gelmez. 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: