Nasıl bir hüzün çöktü böyle siteye,daha doğru ifade ile bizlerin üzerine.
Günlerdir nefha'nın ve diğer arkadaşların yazılarını okuyor,tek kelime etmeye cesaret edemiyorum.
Ama üstüne bu da yapılmaz ki...
Ağladım,ağlayacağım da bunu ev halkına nasıl açıklarım?
"nefha,bir manevi yolculuk hazırlığında,herkes ona destek olma çabasında.
Ben birşey söyleyemedim,üstüne mbirgin bir parça koymuş ki...
ruhum,bedenim,kalbim atomlarına ayrılmak istiyor,fizik kuralları ona karşı koyuyor."
Ohhh! (burada gerçek bir iç çekiş vardı)
Bu hüzün dalgalarının sebebini,Allah'ın doğaya verdiği o doğuş sancılarıyla bağlantılı buluyorum.
Yapraklar,otlar,çiçekler,hayvanlar ayların verdiği uykudan uyanma çabasında.Allah'ın kurduğu saatin alarmı çalmak üzere.
Biraz uzun süre hareketsiz kalsak tüm vücudumuz uyuşur,kan akışının yavaşlaması canımızı acıtır.
Düşünün ki,dünyayı paylaştığımız diğer canlılar aylardır hareketsiz,hafif kıpırdanmalar onların canını acıtmaya başladı,duyamadığımız çığlıklar çıkıyor bedenlerinden.
Ve bu bizlere tesir ediyor...
Ve başlarını çıkartmaları ile sevinç çığlıkları başlar ya,bundan değil midir,bahar gelince kendimizi sebepsiz mutlu hissetmelerimiz?