Hım... haklsınız Sayın M.birgin. Okumam için linkini verdiğiniz bu bölümü okudum ve size hak verdim. Meğer kabalık ve nezaketsizlik sadece sizgillere has değilmiş. Böyle insanlarla karşılaşma oranı benim için düşük hamdolsun. Neden derseniz henüz apartman hayatını yaşamadım. Yaşadığımız mekânlâr en fazla dört kat ve hepsi de yakın akraba. E hespi de asil insanlar.
Şaka bir yana evet bazen duyuyoruz bir sorun hakkında daha komşusunu uyarmadan direk polisle komşularını kapılarını çalanları. Biz komşularla anlaştık birbirimizin üzerinden halı çırpmıyoruz. Su da dökmyoruz tabi. Elimizden geldiğince iyi olmaya çabalıyoruz . Allah bizleri iyi komşu etsin ve iyi komşular nasip etsin. Atalarımız boşuna dememişler ev alma komşu al diye.
İyi bir insan olmak dünyadaki en zor şey. Çünkü ancak iyi bir evlat, iyi bir komşu, iyi bir anne veya baba, iyi bir talebe, iyi bir arkadaş, iyi bir dost gibi vasıflara sahip olmakla bu mümkün. Bu vasıflardan sadecebiriyle iyi insan olunmuyor. Mesela bir hadisi- şerif okumuştuk. En büyük ibadet nedir diye sorulduğunda, Efendilerin Efendisi buyuruyor ki. Güzel ahlak ve insanlarla iyi geçinmektir.
Dünyada en çok iyi geçinilmesi gereken ve iyiliği hakeden kimdir sorusuna karşı üç defa Annendir sonra yine Annendir sonra yine Annendir sonra Babandır. Sonrada diğer yakınlarınızdır buyurmuşlardır.
Bana küçükken sorrarlardı ne olacakasın diye. Atmasyon yapıp da 'öğretmen, hemşire veya doktor' olacağım demezdim. Şimdiki aklım olsa ve yine sorsalar insan olacağım derdim. Gerçi inanmayacaksınız belki ama ben çocukken astronot olmaya gerçekten çok meraklıydım da imkânsız olduğu düşüncesiyle dışa vurmuyordum. Ama farkettimde bende uzaylı ruhu taa çocukkende varmış. Techizatları tedarik edebilirsem belki vatanıma bir yolculuğa çıkabilirim.
Oruç ve Ramazan kısmına gelince o kadar çok anım varki. Ama lafı uzatmamak adına sadece birini söyleyebilirim. Biz çocukken babaannemlerin arkasında namaz kılardık. Birkaç kez başımı secdeden kalkarken babaannemin eteği altına girmiştir. Boğulma tehlikesinden ziyade birde gülme krizlerine giriyorduk. Bilmem size de olur muydu ama biz gülmemek için ne kadar çabalarsak o kadar çok güleceğimiz geliyordu. Birde başımız etek altına girince tutabilene aşk olsun. Birkaç azardan sonra kaldığımız yerden namaza devam.
Bu mesaj, Leyli tarafından, 19.09.2010 01:48:37 itibariyle düzenlenmiştir.