Sevgili Zuhal izninle ben de öğretmenlerden bahsetmişken bir kaç satır karalayıvereyim...
24 Kasım 2009
Canım annem. Telefonda sesi titrek , ağlamaklı....Korkuyorum...
-Hayırdır anne iyimisin ? Birşey mi oldu?
-Akşam misafirlerim var. Bir öğrencim aradı, ulaşabildiği dönem arkadaşlarıyla birlikte geleceklermiş....(82 mezunları)
Etekleri tutuşmuş canım benim...Ne yapsam, nasıl ağırlasam acaba...Kimler gelecek...
Akşam olmuş hazırlıklar tamamlanmıştı. Heyecanlı bekleyiş başladı...Ve zilllll....
Heyacanla koşuşturduk kapıya .Önde annem ,dokunsan ağlayacak derken kapının açılmasıyla gözyaşları boşalıverdi bile...Grup halinde gelmişlerdi, ellerinde çam sakızı çoban armağanı hediyeleriyle ....
Annem prensipliydi.Asla öğretmenler gününde hediye kabul etmezdi.Günler öncesinden öğrencilerini bu konuda uyarırdı.
Ama şimdi durum farklı tabi... En güzel hediyeyi gelen ilk telefonla almıştı zaten...
Seneler önce ilkokuldan mezun ettiği öğrencileri..Kimi doktor, kimi, mühendis,kimi öğretmen olmuş...Kiminin saçı dökülmüş, kimi kilo almış, ama her birini hatırlıyor annem aradan geçen onca yıla rağmen.Eski günler konuşuluyor... Gözler ağlamaklı sevinçli...
Bir öğrencisinin getirdiği çiçeğin üzerindeki not dikkatimi çekiyor.
''Hiç ders çalışmadım öğretmenim.Öğrettikleriniz hayatım boyunca yetii...''
Ve en kısa süre içinde yeniden görüşmek dilekleriyle uğurluyoruz misafirlerimizi...
Annem mi ? Bu günü artık hayatı boyunca asla unutmaz..