:))
Biraz konuşalım bari
Hadi diyelim gerçekten aynı ortamdasınız. Tabi ki insan heyecanlanır çok değer verdiklerini görünce, ancak;
Sanki ifadenizi almayacaklar ya, kısa cevaplar neden verilmesin. Uzun cümleler kurma gereği niye?
Sonra hep siz konuşacak değilsiniz. Merak ettikleriniz olur muhakkak. Onların da cevap vermeleri gereken şeyler olacak. Programlarından, ne kadar çok beğendiğinizden vs bahsedeceksiniz. Herbirinin eski bir programından ve şu anki yaptıkları işlerden konuşsanız, alın size muhabbet...
Kendinizi onların yerine koyun; sizi cok beğenerek dinleyen, programınızdan keyif alan biri merakla yanınıza gelmiş, sizinle konuşmak istiyor. Kimin hoşuna gitmez. Saygı sınırını aşmadıktan ve gereğinden fazla vaktini almadıktan sonra...
Ben böyle düşünüyorum açıkcası...
Sizin heyecanınız daha çok onlara karşı olan yoğun sevginizden kaynaklanacaktır ki, bunu da varsın çaksınlar ne var, kötü bişey mi? Sonuçta onlar da insan değil mi?
Neyse, hem bu hayal şimdilik, istediğiniz kadar heyecanlanma hakkınız olduğuna göre, kendinize sınır koymanıza da gerek yok .
Yazdıklarımı okudum da şöyle, psikolog gibi hissettim bir an kendimi.
Ne haddimeyse .
Ha, ayrıca herkes farklı farklı. Taktikler de farklı olabilir pekala...
Başka bir seansta görüşmek üzere...
Affınıza sığınarak bir şey daha söylemek istiyorum:
Bu mesajla direkt alakası yok ama aklıma gelmişken paylaşmak istedim.
"Morrie ile Her Salı" isimli filmi seyretmenizi tavsiye ederim.
Vay be, aklıma başka bir şey daha geldi.
Anlaşılan hemen çıkamayacağım .
Filmin isminde "Salı" Kelimesi var.
Yaa, aslında alakasız bir tavsiye de değilmiş, farkında olmasam da...
Bu mesaj, bnm tarafından, 20.07.2009 18:03:00 itibariyle düzenlenmiştir.