Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 411674
ortaks ;)
2009/06/09 13:32
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

M1gin sanırım dinlence.4yon.org 'ten alıntı olmalı.

bkz... Tuzu kuru olmak:  Tuzu kuru olmak deyimini hemen hemen hepimiz günlük yaşantımızda sıklıkla kullanırız…
Nasıl bir şeydir bu kuru tuz olma hali?
Hangi koşullarda gündeme gelir?
Tuzun kuru ya da yaş olma hali neye göre belirlenir?
Gerçekte nedir bu?

Kimine göre bir memnuniyet hali, kimine göre de bir umursamazlık hali belirler…
TDK’ ya göre tuzu kuru olan kimse; bir işten zarar görmeyen, kazancı yolunda olan anlamına geliyor…

Genel anlamda bakılırsa elbette bir işten zarar görmemek ve kazanç ya da hal, vakit durumlarının iyi olması hoşnutluk yaratıcı bir durumdur amma velakin bu hoşnutluk durumu bireysel ya da kurumsal iletişim ve paylaşımlar esnasında gamsızlık ya da basit anlamda ” Koyun can derdinde kasap et derdinde… ” gibi bir versiyona dönüşürse işte o zaman bir duralım bakalım… .
Derler ya: ” Sizin tuzunuz kuru galiba… ” diye…

Tuzu kuru olanların hayatlarına kimi zaman gıptayla bakılır, kimi zaman da “Tuzsuz aşım, dertsiz başım,” sözlerinde bir avuntu aranır.
Ama dediğim gibi ne yazık ki gerçek olan da şudur ki; şu tuzu kuru dediğimiz insanlara davulun sesi uzaktan ne de hoş ve de maalesef boş gelir… Elbette gözümüz ve hasetliğimiz yok ama içlerinde bulundukları hoş ve rahat ortamın dışına biraz çıkabilseler de tuzlarını kurutmak adına çaba sarf eden ve belki de yardım eli uzatılmasını bekleyenlerin sesini duyabilseler… hadi gözlükleri at gözlüğü… peki kulaklarında da tıkaç mı var bunların?

Bir siteden alıntıdır. =) Yoksa yine yanlış mı anladım ortak m1gin? Biliyordun değil mi?

Müziklere gelirsek... Aslında ben sevmem Hilary Duff'u. Maroon Five o kadar fena değildir ama sizin seveceğinizi tahmin etmiyorum. Görünce öylesine söyleyeyim dedim:):) Ben etsem etsem Yann Tiersen'i tavsiye ederim ancak =) Comptine d'un autre ete isimli parçayı ezberlediğim bile söylenebilir aslında. Güzel parçalar hepsi. Dinlenesi. Bir de şu ihtimal var. Bence siz biliyorsunuz bu adamı. Bu kadar geniş müzik yelpazeniz olduğuna göre...  Acaba klasik müzik de var mı? Bu arada yann tiersen'inkiler sözlü parçalar değil. Siz de bak bu parça çok güzel deyip dinlettirdiğim arkadaşlarım gibi tepki vermeyin. Çünkü ne zaman söze girecek diye sordukları an bende film kopuyor :)))) Parçayı nasıl ezberlediğimi sorarsanız, Müzik ezberlenemez mi yani?

Yeni bir kitap peşindeydim dün gece. Çabucak bitti. Peki neden böyle oluyor hep? Neden böyle sürükleyici romanlar okuyunca hemen kendi kendime konuşurcasına ruh tasvirleri çizmeye başlıyorum zihnimde? Herhalde yazarın yaptığı betimlemelerin yoğunluğundan olacak. Bazen sıkılıyorum, aradan bir 10 sayfa atlıyorum o arada neler olduğunu olayın gidişatından çıkarmaya çalışıyorum. Ara sıra abarttığım oluyor, eğer kitap çok kalınsa şöyle bir 100 sayfa atlayıp okuyorum. Sonra tekrar başa dönüyorum. ama bu yöntemi pek tavsiye etmem, zira çok dikkatli bir okuyucu değilseniz benim gibi kafanız karışabilir. Hatta Rus klasiklerinde sakın denmeyin, zaten bir kişinin onlarca ismi oluyor..... Kitabın yarısında bir isim geçiyor bu kimdi diye düşünürken olay akışını kaybediyorsunuz.

Yaklaşık 4 sene önce Da vinci'yi okumuştum, aradan 1 ay gibi bir süre geçmişti. İnternette kitapla ilgili bir test vardı. Sorunun birinde kitapta kaç kişinin öldüğü soruluyordu... Hiç hatırlamıyordum bile. Şimdi sorsanız yine bilemem. Hatta kahramanların ismini bile unuttum. Hatırladığım tek şey kitabı sabah başlayıp akşam bitirdiğim.. Bir de orda oymalı kakmalı bir kutu vardı. NAllah'ım, nasıl bahsediyordu o kutudan, bütün kitabı kutuyu kafamda canlandırmakla geçirmiştim. Filminde de kutu umduğum gibi değildi. Oysa neler hayal etmiştim, nasıl muhteşem bir kutuydu benim düşlediğim. Hem de 2 tane paradoks olması gerekirken 1 tane vardı. Zaten yaklaşık 500 sayfalık bir kitabın 2 saate sığdırılması da saçmaydı. Kitapta yavaş yavaş yürüdüğünüzü hayal edin. Filmde 200 km/h hız ile koşuyor gibi oluyorsunuz.

Nerede kalmıştım, konuyu yine dağıttım... heh ruh tasvirleri diyordum, Kendi kendime konuşmaya başlıyorum :) Mesela sabah kalktığımda güneş ışınlarının odama süzülüşünden tutun, yüzümü ovuşturup esneyişimle kalkışımdan, yüzümü yıkayıp balkona çıktıktan sonra temiz havayla konuşmam bir kitap tadı veriyor. Aynı kitap okur gibi yaşamaya başlıyorum, kardeşimin konuşmalarının beynimde yankılanmasını sağlayorum. Kendi yorumumu da ekleyip hemen bir metin şekillendiriyorum. Ne kadar garip....

Ortak  Stonesour, senden değil benden sıkılacaklar anlaşılan. Çünkü yine çok konuştum. Bu arada köşe yazımı da tamamlayıp siteye eklemeye üşeniyorum. Ama bu haftasonu yaparım büyük ihtimal. Kendinize iyi bakın :)

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: