Evet sevgili abheri'ye katılıyorum.
Bir şeyi görmemek ya da duymamak onu inkar etmeyi gerektirmez.
"BLACK" filmini izlediğimde bu konuda sorgulama yapma ihtiyacı hissetmiştim.Hayatımız algılarımızın ürünü müydü? Duymadığımız, görmediğimiz,tadına varamadığımız,hissedemediğimiz şeyleri inkar mı edecektik? Birazcık "nihilist" bir anlayışa sahip olsaydık bu inkar gerçekleşebilirdi.
Bir başka açıdan bakarsak, insanın sınırlı yaratıldığını görüyoruz.Algılarının ötesine geçmeye çalıştığında "delilik" halleri göstermeye başlıyor.Hem algıların ötesine geçip hemde normallik sınırları içinde kalabilenler sadece özel insanlar; veliler,peygamberler,şehitler...
Bir başka açıdan bakarsak;-anne karnıda dahil- görme ve işitme engelli olarak yaratılan bir insanın ses ve görüntüyü inkar etmesi beklenebilir. Ancak böylesi bir durumda bile diğer duyuları öyle bir performansla çalışır ki, algıladıklarının ötesine ulaşma şansını yakalar.
Soruda kasdedilen insan mıdır, yoksa başka bir varlık mıdır, buna da açıklık getirmek lazım.Farklı boyutlardaki varlıkların farklı algılamaları var şüphesiz.
Biz ancak bize bilgisi verilmiş/ öğretilmiş bir şeyi sorgulayabiliriz. Belki ağaç filan devrilmedi. Bu ormanın bekçisi yokmuymuş ki, bulsak ve ağacın ses çıkarıp çıkarmadığını ona sorsak. Zira ben ipin ucunu kaçırdım.
"En doğrusunu Allah bilir" deyip kaçayım.