Sırf internet kullanabilmek için, sabit telefon hattının zorunlu olması bir dayatmadır!
Ne çare ki elimden gelen bir şey olmadığı için, bu saçma düzensizlik sebebiyle, yıllardır kuzu kuzu her ay 15 TL kadar ek bir sabit ücret ödemeye mahkum durumdayım.
Ancak görünen o ki birilerinin gözü doymak bilmiyor. Ve ödenen 15 TL'yi az bulmuş olmalılar ki, türlü taklalar atıyorlar.
2 hafta kadar evvel bir eleman telefonla beni aradı:
- Siz telefonu sadece internet için kullanıyorsunuz değil mi, dedi.
- Evet, dedim.
Bunun üzerine benim durumum için daha uygun olabileceğini söylediği bir tarifeye geçmemi teklif etti ve onay vermemi istedi. Buna göre her ay, her tarafa 100 dakika bedava konuşabilecekmiştim.
O tarifenin ücretini sordum; 16 TL olduğunu söyledi.
Düşündüm; zaten her ay paşa paşa 15 TL ödüyorum... Hadi 1 TL daha ekleyeyim, 16 TL olsun...
Ve onay verdim. Geçişimi yaptı.
Aradan günler geçti... Bankacı bir arkadaşla konuşurken, muhabbet arasında bu meseleden söz ettim.
- Yahu sen telefonu hiç kullanmazsın ki, neden geçtin, dedi.
- 1 TL çok önemli değil ya, belki 100 dk bedavadan yararlanabilirim, diye düşündüm, dedim.
- İyi de o indirimli fiyat, 9 ay sonra 23 lira olacak... Ayrıca 12 ay boyunca taahhüt verilmesi gerekiyor, dedi.
- Nasıl yani!? Beni arayan kişi böyle bir şeyden söz etmedi, dedim.
Keyfim kaçmıştı... Allem edip, kallem edip milleti aldatmayı maharet zannediyorlar...
Madem öneride bulunuyorlar; neden emrivaki yapıp, bir anda karar vermemizi istiyorlar? Ayrıca madem ki telefonda tüm bilgileri aktaramıyorlar, ne diye telefonla arayıp rahatsız ediyorlar?
Email göndersinlerdi madem... Keyfimizce inceler ve karar vermemiz halinde biz onlara ulaşamaz mıydık sanki?
Ancak galiba amaç biraz da baskı altında bırakmak ve oldubittiye getirmek...
Onları arayarak eski tarifeme dönmek istediğimi, çünkü bana bir taahhütten söz edilmediğini ve ücretin bir süre sonra 23 TL olacağı bilgisinin verilmediğini söyledim. Aldığım cevap ise insanı çileden çıkaracak cinsten... Taahhüt verilmiş olması dolayısıyla bir önceki tarifeye geçiş halinde ceza ödemem gerektiği söylendi.
- Bu nasıl iş, hem oyuna getirilerek tarifemi değiştirtiyor, hem de ceza ödememi istiyorsunuz, ne güzelmiş ya, diye çıkıştım...
- Dilerseniz bir şikayet kaydı oluşturabilirim, dedi eleman.
Ve bir şikayet kaydı oluşturduk... Aradan günler geçtiği halde bir gelişme olmayınca, çevirilen bu dolabı teşhir etmek istedim...
Sesimizi duyurabilmek için bir ara katmana ihtiyaç bırakmadığı için interneti seviyorum ya!
Bu olay üzerine Hz. Peygamber'in bir sözünü hatırladım: "Bizi aldatan bizden değildir."
Hoş, onların bizden olmak gibi bir dertlerinin olduğundan da emin değilim gerçi.
Şimdilerde telefonsuz internet diye bir şey çıkmış galiba... Ancak ne hikmetse orada da ayrıca bir sabit ücret isteniyor. Of ya!
Bu vesileyle, Nisan Kumru'un "Bunda Gülecek Ne Var?" adlı talk-show programında bu türlü kalpazanlıkların ele alındığı bir bölümü hatırladım... İlk dinlediğimde gülüp geçmiştim... Ancak bu tablolar bizzat yaşanınca çok daha farklı bir etki oluşturuyormuş.
Ha sahi! Bir başka dayatma olan zorunlu sağlık sigortası sebebiyle de 400-500 TL borcum birikmişmiş! Seviyorum seni sevgili ülkem!