Dünyadan haberler için teşekkürler citizen.
Başlangıçta ne nedir çok bilmiyordum. Ancak araştırdıkça, işin iç yüzünü daha iyi anladım. Bulgularımı ve uzmanların değerlendirmelerini (video ve haber) yukarıya ekledim.
Vardığım nokta ise şu: Memurlar yahut sigortası bulunan kimseler, zaten bağımlı idiler ve bu prim kendilerinden otomatik olarak kesiliyordu. Ancak bunların dışında kalan bir kesim vardı. Bunların da boyunlarına bir ip geçirilmeli ve esaret altına alınmalıydılar. Bunun için iyi bir bahane bulunmalıydı.
Bu kesimi daha kolay kandırmak adına, güya sağlıklarını düşündüklerini söyleyerek ipleri kafalara geçireceklerdi. İpin ucu da kendi ellerinde olacağına göre, diledikleri zaman, diledikleri oranda boğazları sıkabileceklerdi.
Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel'in (videoda) ifade ettiği üzere, gelir hesaplama sistemi de değişmiş. Buna göre, yaptığınız tüm harcamalar sizin geliriniz olarak sayılmaktaymış; ödediğiniz ev kirası, elektrik, su, gaz parası, hatta aldığınız erzaklar...
Büyük şehirlerde sadece bunlar bile minimum olarak asgari ücret düzeyine ulaşabilmektedir... Hal böyleyken, paşa paşa her ay belli bir ücret ödemeye mahkum ediliyor, halk.
Yine videoda ifade edildiğine göre, şu ana kadar gelir testine başvuran 750 bin kişiden 650 bin gibi büyük bir rakam prim ödemeye mahkum edilmiş. Yaklaşık %90 olan bu ezici oran, her ay haraca bağlanmış oluyor. Hiç yoktan, durduk yerde yeni bir gelir kaynağı elde edilmş olundu!
Bu bir zulümdür! Ve millet, bir sonraki seçimde bunun hesabını soracaktır!
Geçerli yönetimi takdir eden ve hatta onlara oy veren ben dahi bu noktaya geldiysem, işin vahametini varın siz düşünün.
Daha ağır şeyler yazmamak için kendimi tutuyorum.