Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 72747
Müthiş Bir Zeka Örneği
2011/12/27 17:08
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

                                                                                        MÜTHİŞ BİR ZEKA ÖRNEĞİ

     Bir gün, birisi, Fatih Sultan Mehmed Han’ın yoluna çıkıp:
     “Padişahım Yüz yirmi dört bin peygamberin her birinin hakkı için bana bir akçe ihsan eyle.” demiş.
     Sultan Mehmed Han:
     “Efendi Yüz yirmi dört bin peygamberi, bana tek tek say, sana her bir peygamber hakkı için on akçe vereyim.”diye mukabelede bulunmuş.
     Bunun üzerine adam sadece on beş kadar peygamberin ismini sayabilmiş. Sultan Mehmed Han’da bunların her biri için adama on akçe verilmesini emretmiş
 

                                                                                        ÇAL ÇOBAN ÇAL

     Yıldırım Bayezid Han, Timur’un Sivas şehrini harab ettiğini ve oğlu Şehzade Ertuğrul’un da şehid düştüğü haberini alınca çok müteessir olmuş ve bir sabah Uludağ eteklerinde, gamını dağıtmaya çalışırken, koyun güden bir çobanın hazin hazin kaval çaldığını görmüş..
     Çobanın bu haline gıpta eden Sultan, çobana:
     “Çal çoban, çal, ne derdin var ki? Sivas gibi kalen mi yıkıldı,Ertuğrul gibi şehzaden mi şehid edildi?,,” diyerek hüznünü ifade etmiş…
 

                                                                              SENİN KARLARINI ULUDAĞA TOPLATTIM 

     Ahmet Vefik Paşa vali olduğu sırada Bursa’da çok ağır bir kış olmuş ve her taraf karla dolmuş. Vali o zamanlar fermanlı olarak Uludağ’ın karlarını toplayıp satmak hakkına sahip olan buzcubaşıya emir salmış:
     “Çabuk şehirden karları toplat” demiş.
     Buzcubaşı ise:
     “Pekâlâ, sabah olsun toplarım.” Cevabını vermiş.
     Fakat o gece bir lodos esmiş ve bütün karları eritmiş. Ertesi sabah Buzcubaşı valiye gitmiş ve:
     “Vali Paşamız, hani benim karlarım? Onları sizden isterim, çünkü toplatmasaydım bana ceza verecektiniz. Şimdi zararımı ödeyin, ben onları toplatıp kuyulara dolduracaktım, yarın da satıp para kazanacaktım! demiş…
     Ahmet Vefik Paşa da ona:
     “Senin karlarını Uludağ’a toplattım. Git oradan al.” diye latifede bulunmuş.
 

                                                                                   TAŞI DA TOPRAĞI DA MEVLEVİDİR

     Yavuz Sultan Selim Han ve ordusu Mısır seferi dönüşünde Konya’ya geldiklerinde çok büyük bir fırtına çıkmış. Yerlerden kalkan tozlar havada döne döne göklere yükselirken Sultan, Şeyhülislam İbn Kemal Hazretlerine :
     “Bu hal nedir” diye sorar.
     İbn Kemal Hazretleri de şu cevabı verir:
    “Efendim, burası Mevlana’nın şehridir . Taşı da toprağıda Mevlevi’dir. İşte böyle durmadan dönerler.”
 

 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: akbulut.f, paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie,
Son Oturumlar: