Çok teşekkür ederim kardeşim. Tatilde bolca yazmayı düşünüyorum. Beğenmeniz beni mutlu etti. Saygılarıla.
İşte size yeni bir hikâye...
Linç
Attıkça atıyorlardı dayak. Öldüresiye dayak yiyen adamın sesini duyan yoktu. Bu bir linçti. Olur muydu hiç öyle şey?! Şehirde araba sürmenin de bir kuralı yok muydu? Ağzı, burnu kanlar içinde, yarasına yara eklenen bu genç adam sanki az önceki kişi değildi. Ona göre, bu dayağı taksiciye atmak gerekirdi. Hani olayı olduğu gibi görse, bir şey demem... Olayın nasıl olduğunu bile tam anlamadan, bilmeden taksiciden öc almak istercesine bağıra bağıra:
- Bu taksiciler var ya! bunlar... Kural nedir, bilmezler. Bunları linç etmek lazım! diye, kalabalığı galeyana getirirken; Taksinin altında kalma tehlikesi atlatan çocuğun yakınları hışımla olay yerine geldiğinde, orta yerde heyecanlı olan onu taksici sanıp evire çevire dövüyorlardı. Öyle ki; bu yanlış anlama doğru anlaşılıncaya kadar yediğini yemiş, anasından emdiği burnundan gelmişti. Sonunda, üzerine çullananları kaldırabildi oradaki kalabalık. Ama ne fayda, ağzı burnu kanlar içinde yığılıp kalmış, eski, yamalı, bir çuval gibi öylece duruyordu.
- Yahu! çocuğunuzun durumu iyi. Hiçbir şeyi yok. Ahan! orada duruyor. Hem kabahat tamamen çocuğun. Taksinin önüne atlayan o. Bu dayak atığınız adam da taksici değil ...
Olay geç de olsa anlaşılmıştı ama ne çare?!... Çocuğun ailesi yanlış yerde de olsa öfkesini kusmuştu. Yine de bu olaydan bir ders çıkarmak zor değildi. Nasıl bir işti ki; olay bu hale gelmişti. Oysa daha on dakika önce bunun böyle olacağını kim bilebilirdi? Ne taksicinin, ne bu adamın, ne de bir başkasının aklının ucundan böyle bir şey geçmemişti. Nasıl olmuş sa olmuş her şey birkaç dakikada gelişmişti. Taksinin önüne atlayan bir çocuk, bağırıp çağıran bir adam ve aniden toplanan kalabalık...
Ve bir linç girişimi!
Taksici ise yan tarafta öylece durmuş, ibretlik olayı izliyordu.
Az sonra kalabalık dağıldı. Çocuklar kaldıkları yerden top oynamaya devam ettiler. Taksici taksisine atladı. Her zaman olduğu gibi rızkını yollarda aramaya... Dayak
yiyenin ise hala anlamadığı bir şey vardı...
Neden?!... Ama neden?!..
Bu mesaj, huseyin tarafından, 22.06.2011 02:47:12 itibariyle düzenlenmiştir.