Bir çift ayakkabının hikâyesi...
Hayatın gerçek değerinden git gide uzaklaştığımız zaman dilimlerinde belki birkaç küçük ayrıntıda gizli sahip olduklarımızın sırrı. Oysaki ne kadar habersiz yaşamaktayız bize sunulan nimetlerden ve çoğu kez burun kıvırdıklarımıza muhtaç olan kimselerden.
Hayatın masal gibi aktığı bir şehirde, filmde bu bir İran şehri olsa da aslında bizim doğup büyüdüğümüz, sokaklarında koştuğumuz memleketimizden çok da farkı yok esasında.
Daracık sokakların ortasından akıp giden su kanalları, içice hayatların yaşandığı, musluğu dahi olmayan gecekondular, onlarca çocuğun coşkusuna ortak olabileceğiniz mahalle arası maçlar, üç çocuğun ayni sırayı paylaştığı öğrencilik yılları.
Sadece bunlar değil elbette yaşadığımız hayatı bir gün karşımıza böyle beklenmedik anda çıkaran, var oluşumuzu, var olma nedenimizi bizlere sorgulatan.
Filmin konusu kısaca, kardeşinin tamir olduğu halde, aslında hala giyilemeyecek durumda olan ayakkabılarını kaybeden küçük bir çocuğun tekrar bu ayakkabıları alabilmek için hayatını ortaya koyduğu bir mücadele.
Ne güzel ki, halen insanca hasletlerin takdir görebileceği, hayatın aslında onca karmaşa arasında bazen küçük de olsa mutluluklar bahşedebileceğini…
Aklıma gelen bir kaç can alıcı sahneden söz etmeden de geçemeyeceğim.
Örneğin, küçük kızın getirdiği çayı içmeden önce şeker isteyen, önünde çaycılık yaptığı camiye ait kesme şekerleri paketleyen babasına, “baba bu şekerlerden kullansana” diyen kızına, "Olur mu kızım, bunlar caminin mali. Bize güvendiler de teslim ettiler" diyebilecek kadar bizden bir film.
Hasta annesinin yaptığı çorbayı bir başka hasta yaşlı komsusuna götüren çocuğa, sevinsin diye bir avuç kuruyemiş ikram eden ihtiyar amcanın ikramını kabul etmekte tereddüt yaşayacak kadar da hislendiren bir film.
Sinema diliyle anlatılan onca şey var ki 88 dakikaya sığdırılmış, her biri aslında birer hikâye, birer hayat emaresi.
Hepsini anlatıp da filmin büyüsünü, sizlerin de sinema keyfini kaçırmak istemem.
Son söz olarak derim ki, lütfen kendinize bir güzellik yapın da hayatın bir penceresini açın: Bu filmi izleyin!