Görüntülenme: 41867
BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/05 20:20
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bir gazeteci olsam, PIYANGO gibi, LOTO gibi TOTO gibi haram yollarla, baskalarinin emekleri uzerinden ve bir anda zengin olanlarin sonraki hayatlarini ve olumlerini arastirirdim. Her yilbasi buyuk ikramiyeyi kazananlar kim ise, otuz-kirk senelik bir liste yapar, bu isimlerin pesine duser, bu isimleri yasadigi yerde veya mezarinda bulur; evliliklerinin, cocuklarinin,islerinin,cevreleriyle iliskilerinin ve is dunyalarinin resmini cekmeye calisir; haram paranin onlara ne getirdigini, cevrelerine ne getirdigini irdeleyen bir yazi dizisi hazirlardim.

Bir gazeteci olsam, universite sinavi birincisi, kolej sinavi birincisi cocuklarin ve genclerin hayatlarinin pesine duser; yine otuz-kirk yillik bir liste yaparak, bu birinciligin hayatlarinin sonraki doneminde grcekten buyuk bir fark getirip getirmedigini; getirdiklerinin ne kadarinin arti ve ne kadarinin eksi oldugunu onlarin ve cevrelerinin diliyle ortaya koymaya calisir; bu birinciligin hayatlarinin her diliminde ve her alanda birinciligi garanti edip etmedigini, mesela iþ hayatinda, evlililklerinde, dostluklarinda, ozellikle 'ic hayatlar'inda buyuk bir tesir yapip yapmadigini irdelemeye calisirdim.

Bir gazeteci olsam, 'mukemmel' anne ve babalar tesbit eder; yaslari her ne olursa olsun, boyle anne ve babalarin cocuklariyla soylesirdim. Babasinin istedigi dogrultuda suna, annesinin istedigi dogrultuda buna yoneltilmis cocuklarin, kendilerine birakilsa ne olmak, nasil olmak istdiklerini ogrenmeye calisurdim.

Bir gazeteci olsam, binlerce anne-babayi kapsayan bir anket yapar, onlara cocuklarinin ne olmasini istediklerini sorar; bu soruya "Ne olursa olsunlar, yeterki mutlu olsunlar" cevabini verenlerin, "Yeterki Rabblerinin hosnutlugunu kazansinlar" cevabini verenlerin yuzdesini, degilse bindesini bulmaya calisirdim.

Bir gazeteci olsam, reklamlarda oynatilan cocuklarin, dizilerin ve filmlerin kahramani haline getirilmis cocuklarin sonraki hayatlarini arastirir; "gorunme"ye dayanmayan bir is,bir eser ortaya koyup koymadiklarini bulmaya calisirdim.

Bir gazeteci olsam, daha yetenekli, daha zeki, hafizasi daha guclu ve daha caliskan cocuklarin varligina ragmen; okul mudurunun, filan ogretmenin, okul-aile birligindeki filan velinin, okula cok yuklu bagista bulunan falan velinin cocugu yahut yakini oldugu icin siir okuma secmelerinde, sinif ve okul baskanliklarinda, kompozisyon yarismalarinda'idare marifeti'yle birinci secilen cocuklarin pesine dusup, hayatlarinin sonraki dilimlerinde "torpilsiz" bir is becerip beceremediklerini; milletin yukunumu tasidiklarini, millete yuk mu olduklarini ortaya cikarirdim.

Bir gazeteci olsam, askerde iken teror orgutuyle sicak catisma sonucu olen gencecik fidanlarin evlerinin, anne-babalarinin cetelesini cikarir; bunun sosyal statu, meslek, makam, gelir durumu, oturduklari sehir ve semt bakimindan analizini yapar; cikan sonucu bir yazi dizisinde yayinlardim.

Bir gazeteci olsam, anne-babalarin sosyal statuleri, meslekleri, makamlari, oturduklari semt vb ile cocuklarinin askerligini emir eri olarak, yazici olarak, orduevinde, yahut sicak catismaya acik bir konumda yapmalari arasinda bir iliski olup olmadigini da arastirirdim.

Bir gazeteci olsam, "olumler" uzerine, ozellikle asker olumleri uzerine cok hamasi yazilar yazan, ozellikle de "bir gencimiz gitse bini gelir" turunden sozler sarfeden yazarlarin listesini cikarir; onlarla kendi hayatlari, hayatlarinin acilari,evlat acilari, evlatlarinin birakin olumlerini, ciddi ve hatta hafif bir hastaliklari uzerine konusup, yasadiklari duygulari ogrenmeye calisir; sonra hamasi yazilari bir tarafa, bu soylesi esnasinda soylediklerini obur tarafa siraladigim bir yazi dizisi hazirlardim.

Bir gazeteci olsam, sabah, ogle ve aksam vakti insanlarin arasina dalar,bir hafta boyu binlerce insanla gorusur; onlara "gunesin dogusunu en son ne zaman seyrettiniz?" sorusunu sorar; son bir ayda, son alti ayda, son bir yilda ve bir omur boyu boyle bir mucizeden mahrum kalanlarinyuzdesini cikarir ve bunu haber yapardim.


Ne dersiniz,acaba bir gazeteci mi olsam?

METIN KARABASOGLU "MELEKLERI URKUTMEDEN"

Bu mesaj, m1gin tarafından, 05.06.2009 22:04:22 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/05 20:24
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Ozur dilerim, yine yapamadim. O boyayi nasil koydysam bir turlu kaldiramadim. Basettiginiz duzenlemeyi de bir turlu bulamadim, Ey M B1gin. Is yine sana dusuyor.

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/05 21:08
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Ben bir gazeteci olsam ki en büyük hayallerimden biri  =)

Gazetemin Mavi köşesinde SALI günleri sadece İNSAN-HAYAT başlığını yoruma açık yazardım =) vee ilk sorum çok kolay görülsede bi türlü cevaplanamayan MUTLULUK NEDİR ? sorusu olurdu.Farzedelim ben bir gazeteciyim =) sizce mutluluk nedir?

Tespit
2009/06/05 22:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Yazıda dikkat çekici hususlara değinilmiş... 

Biraz uyarlayarak haftalık plânlarımda kullanabileceğim proje önerileri de var sanki. 

Ey Itri, "boya" derken, sarı arka rengi mi kastediyorsunuz? Ben onu anladım ve kaldırdım. Umarım isabet etmişimdir. 

Ey Z.SARI, mutluluğun çok tanımlı olduğunu düşünüyorum. Mesela bunlardan bir tanesi de, "mutluluk nedir?" sorusuna bir yanıt bulabilmektir. 

İngilizce kelime ezberleme oyunu: https://vav.mbirgin.com
Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/05 22:16
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

=) Kesinlikle çok doğru sayın m1gin...

Zira hergün yürüyüş yaptığım bir stad da Merhabalar ben Z.SARI .......Gazetesi muhabiriyim ve sizinle röpörtaj yapmak isterim der ve elimdeki su şaşalını insanlara uzatır Mutluluk Nedir? sorusunu yöneltirdim =)

Önce bir şaşkınlık ifadesi sonrasında hayat hikayeleri hatta bir abla vardı ve başına ole şeyler gelmiş ki sonrasın da bak dedi ve etraftakilerin rahatlıkla duyabileceği bir kahkaha attı ve işte MUTLULUK budur dedi =) notlarım arasında ayrıntısı olacaktı ileride paylaşmak isterim...

 

 

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/06 1:37
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sayin Z. sari. Soruna bir cevap ta ben vereyim, cok biliyorum ya(!)

Bir kere sorunuzun cevabi M.1gin sitesinin kapsamini asar. Cunki hayatla yakindan alakali. Hayat ise cok genis bir kavram degilmi? Herseyi yazabilirsin. Ama ben o kadar yazmayacagim. Mutlulugun bir basit, iki genel cevaplari var.Kolumuzun bacagimizin oldugundan tut saglikli nefes alisimiza kadar cok seyler girer.

GENEL OLARAK ISE Allah'in verdiklerinin olabildigimiz kadar farkinda olmamiz ve buna karsi tesekkurumuzu yapabilmemiz, geneldir.

SON GERCEK MUTLULUK ISE Hesabi verip allah'in lutfuyla Cehennemden kurtulup Cennete -insaallah- nail olacagimiz, daha otesi Cemalullah'a (Nasip eyle ya Rab) nail olacagimiz zaman. Iste kesin ve gercek mutluluk o.

"ONLAR ASLA MAHZUN OLMAYACAKLARDIR" Biraz klasik cevap oldu ama Gercek te bu.

Not: Tesekkurler ey M.1gin.

Mutluluk mu, o da ne ?
2009/06/06 2:16
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,2 (2 oy)

Bu güzel yazı için teşekkürler Itri

Farkındalıkları fark etmek için gazeteci olmak gerekmiyor aslında, görebilen ve yorumlayabilen için ayrıntılar hep vardır hayatta...

Ve mutluluk mu ?

Mutluluk mu yoksa mutlu olmak mı nedir ? Aynı şeyi ifade ediyor gibi gelsede farklı anlamlar içeriyor gibime geliyor :))

Neyse ortalığı karıştırmayayım da bir kaç cümle de ben sarfedeyim. Mutluluk; bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan doğan kıvanç durumu. Ama mutlu olmak dersek eğer her insanın mutlu olduğu şeyler farklıdır, bir kişiyi mutlu eden şey diğer bir kişiyi mutlu etmeyebilir. Eğer beşerliğin yanında insan olma yolunda ilerleyebiliyorsak en büyük mutluluğu tatmış oluruz.

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/06/06 6:33
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Tesekkur ederim.

"Mutluluk;butun ozlemlere eksiksiz ve surekli olarak ulasilmaktan dogan kivanc durumu."

Ne demek? Allah insani halden hale sokar. Bazen nimet verir, bazen  alir. Bazen yuregimizi yakan acilarimiz vardir. Uzatmayalim; ben mi yanlis anliyorum, yoksa degisik bir sey mi demek istiyorsun? selamlar.

Yanlış anlama
2009/06/06 11:30
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Tanımladığım cümle mutluluğun sözlük anlamıydı, kendi düşüncem değil. Mutluluk nedir sorusunun tanımlanmış şekli diyelim. Ben ise mutlu olmak nedir? diye sorsak daha doğru olur demek istedim.

Son olarak mutluluk nedir sorusunun cevabı ise görecelidir, kişiden kişiye değişir ve o yüzden cevaplanamayan sorular arasındadır.

Bilmem yeterince anlatabildim mi Itri ?

Selam ve dua ile...

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/07/08 1:24
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Mutluluk Nedir?
Mutluluğun nadir olduğu zannedilen dünyada yaşamaktayım ve hayatta olduğum için mutluyum.Bundan iki yıl evvel bir yetişkin tarafından iki gence sorulan suale tanık oluyorum;mutluluk nedir?Birinin cevabı;huzur diğerininki ise;aile.Aslında her ikisi de süslü kelimeleri ile;huzurlu ailenin varolduğu sürece mutluluğunda varolduğu düşüncesindeydiler.Kolay gibi görünen bu soru,aslında düşündürücüydü.Kendime sormadan önce başka görüşleri de öğrenmeye karar verdim ve sabahın seher vakti 07:30 sularında ,yürüyüşte iken selam veriyor ve adını soruyorum herhangi birine.Adının Meliha olduğunu söylüyor ve sualimi kendilerine takdim ediyorum;Meliha abla sence mutluluk nedir?Bir iç çeker gibi oluyor ve cevap veriyor Meliha abla;mutluluk;ne kadar acı çekersen çek karşı tarafa belli etmemendir.Mutluluk;hayatla oyun oynamaktır,acını göstermemendir diyor ve sonlandırıyor sözlerini.Bir başkası ise;para diyor ve kahkaha atıyor.Şaşırdım doğrusu,işte diyor; mutluluk içimin yandığı halde böyle kahkaha atmayı başarabilmemdir.Kimi sevgi cevabını iletiyor mutluluk için,kimi para,kimi ise;aşk diyor.Öğrendim ki,çoğu insan çektiği sıkıntılarını,karşı tarafa belli etmediği duygularına,mutluluk takısı takıyor.Sizce mutluluk bu mu olmalıydı?Denemeye değer diyor ve soruyu kendime yöneltiyorum.Mutluluk nedir sence?Cevabı isterseniz mantığım değil de,mutluluk duygusunu tadan ve onun dilinden anlayan yüreğim versin.Mutluluk;gözle görülmeyen,elle tutulmayan ve satın alınamayan bir şeydi bu kesin.Şayet satılsa onunda zevki kalmazdı ya neyse…Ümidini kaybettiğin anda,her şeyi bırakıp,yeter(!)dediğin anda sınırı zorlayandır.Mutluluk;Hastahane koridorlarında bazen bir bebek sesi,bazen yoğun bakımdan gelen bir iniltidir belki.Düşündükçe ağlayan,ağladıkça gülümseyendir.Mutluluk;bir çay kokusunda hayatın ritimlerini bulman ve ona her dem sımsıkı sarılabilmendir.Kainatın en şerefli varlığı insan olmaktır ve tüm duyu,duygu ve düşüncelere sahip olmaktır ve bu şanı verene nail olabilmendir.Mutluluk belki de bulutlarla oynamak ve onları hiç benzemediklerine benzetmektir.En çokta mutluluk;hilal ile yıldızı birleştiren ve şehit kanları ile boyanan bayrak altında layıkıyla,özgürce ve yasaksızca yaşamaktır.Hep bizim olmasını isteriz.Başkalarında daimi olduğunu zanneder ve bize gelmediği için hayıflanırız.Mutluluk;bazen bir radyo,bazen küçücük bir tebessüm ama çoğu zaman gülüşlerimde saklı olan hüzünlerimdir.Haykırmaktır,bir şelale gibi coşmaktır mutluluğum.Bazen şarkı sözlerinde,çoğu zaman şiir satırlarında aradığım yegane tek duygudur.Siyah-beyaz filmlerin mutlu sonudur.Mutluluk;kul olmaktır.Anlımı dayadığım secdemde Rabbim ile baş başa kalmamdır.Sıkıntımın duaya döküldüğü dem,ellerimin semaya açık olduğu vuslat anıdır.Vuslat anımda,evrendeki kardeşlerime duamda da yer vermem ve efendimizi unutmamamdır..Mutluluğum dudağımdan dökülen şükrün zikridir.Mutluluk;hayattır.
(Sizce mutluluk nedir?)
 

Çok Şeydir Mutluluk
2009/07/08 10:45
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Merhaba  S.SARI,

En son mesajınızı okurken, kendi kendime gülümsedim gayri ihtiyari. Yazınızdaki bazı cümleler ve ifade şekli, ben de olsam buna benzer anlatırdım :) dedirtti bana :)

Habercilik geçmişi olan birisi olarak, muhabir olma hevesiniz hoşuma gitti doğrusu.

O yüzden yakın hissettim biraz da  :)

Yukarda söylenenlerin hepsi de mutluluk kaynağı olabiliyor elbette. Göreceli bir tanım olduğu konusunda herkes hemfikir nasıl olsa.

Ben de birkaç tane ekleyeyim.

Mutluluk... Huzur,

İçinin kıpır kıpır olması, yalnızken dahi içindekilerin gülümsetmesidir seni.

Sevmek ve sevildiğini bilmektir en çok mutlu eden.

Mutluluk, rahat bir nefesin "elhamdülillah" a dönüşmesidir.

vs...

Ha, aklıma ne geldi şimdi. Sabahları servis beklerken tam karşımızdaki parkta yaz-kış yürüyüş yapan, koşan insanlar oluyor hep :) Onları görünce muhtemelen siz geleceksiniz zaman zaman aklıma. İşte o zaman, aniden birisi parkın duvarından atlayıp, mikrofon uzatırsa hiç şaşırmayacağım :) 

Selamlar...

 

 

Bu mesaj, memnune tarafından, 08.07.2009 10:54:39 itibariyle düzenlenmiştir.

Mutluluk bize bahşedilen 24 saaati Allah rızasıyla geçirerek huzuru yaşamaktır.

Yalan söylememektir mutluluk; hani anlık işimiz görülsün diye beyaz yalanlar adını verdiğimiz sözler sarfederek mutlu olacağımızı düşünürüzya değilizdir aslında. Zamanı gelince o yalanın tokat gibi yüzümüze vurulacağını düşünemeyiz. Yada söylediğimiz bir yalanla belki bir çıkmazdan sıyırmışızdır kendimizi ama sonunda içimiz içimizi yer, huzurumuz kaçar, vicdanını sorgularya insan...O zaman anlar mutluluğun sahtecilikte olmadığını.

Harama bulaşmamaktır mutluluk;. helal kazancın tadı bir başkadır, alın teri vardır onda, ailesinin rızkıdır. Mümin insan bilirki kazancına haramı bulaştırırsa bereketi de kaçar,huzuruda...Nice insan vardır bir ev sahibi olmak için faize bulaşır, helaline haramı karıştırır. Olur bir ev sahibi de ama huzuru yoktur mutlulukları sürekli değildir.Bazı insanlarda vardır ki kiradadır ama helalinden kazandığı parasından üç beş kuruş artırarak sahip olacağı evi düşünerek mutludur...

Kul hakkı yememektir mutluluk; hakkına razı olmaktır, dünyada kazandıklarını değil ahirette kaybedeceklerini düşünerek hak yememektir mutluluk. Hakkı üzerinde olandan helallik almaktır mutluluk.

Allah rızasıyla bakmaktır mutluluk, Allah rızasıyla duymaktır mutluluk, Allah rızasıyla yürümektir mutluluk, Allah rızasıyla tutmaktır mutluluk, bize bahşedilen azalarımızın şükrünü yapmaktır mutluluk.

Hani Bediüzzaman Said Nursi' nin bir sözü vardır. ' Cennet ucuz değil , cehennem dahi lüzumsuz değil ' 

Cenneti, Cemalullahı düşünerek ibadet etmektir mutluluk....  

 

 

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/07/08 19:32
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sayımn memnune; habercilik geçmişinizi çok merak ettim doğrusu.

Merakımı mazur görün ama okumayı çok isterim şayet paylaşmak isterseniz.

Ben haber spikerlerini izler iken çok zevk alır,yani bence haber izlenme-dinlenme konusunda onlara büyük iş düşüyor,en azından bu benim kendi düşüncem.Örneğin ben ; Tv. de haber izlemeyi en çok ;

Fulin ARIKAN

Tümer DOĞRU / Erhan ÇELİK

Ali KIRCA

Radyo da ise ;

Selda ATALAY / Mehmet CAN

SUNUMLARINI BEĞENİRİM.Bu değerli şahıslardan dinlemek bir başka oluyor bence...bunlar benim favorilerim =) tabii bunlar dışında güzel sunum yapanlarda vardır muhakkak ama ben bunları daha bi seviyorum =)

 

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/07/10 21:57
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Yazı çok güzeldi.. Hepimizin hayatta bir anlık farkedip de arada bir düşündüğümüz konular.. Yazar bunları irdelemeyi, dile getirmeyi seçmiş.. İyi de etmiş.. Fakat sanırım ben bir gazeteci olamam, yüreğim kaldırmaz.. :)

Mutluluk..

"Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!" (Fecr / 27-30)

hitabına muhatab olmaktır..

Habercilik
2009/07/13 12:44
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Merhaba .Z.SARI,

Estağfirullah, tabi ki bahsedebilirim.

Öğrenciliğimin son iki yazında bir televizyon kanalının haber merkezinde staj yaptım. Stajyerliği bilirsiniz belki, işe müdahil olamazsınız ama gözaçık biriyseniz :) epey bir şey öğrenirsiniz. Hatta iyi bir stajyerseniz sonraki zamanlarda çok işinize yarayacaktır bu :)  Orda size onay verecek birileri olacaktır çünkü :)

Okul bitti. Başka bir kanalın haber merkezinde işe başladım. Asistan muhabir olarak. Zira habercilikte ilk yıl asistan muhabir olursunuz. Ben de  sonradan en çok seveceğim ve kendisinden çok şey öğreneceğim kanalın editör muhabirinin asistanı oldum :) Semanur Abla'nın :) Kanalın gözde muhabirlerinden. Çok şanslıydım bu konuda.

Röportaja gittiğimde önceleri çok heyecanlanırdım. Hatta ilk röportajıma denk gelen bir üniversitenin hocalarından biri, heyecanımı farketmiş olacak ki,  "Siz yenisiniz galiba?" demişti. Acemilik de hoş bişey :)

Zamanla alışıyor, daha rahat yapıyorsunuz işinizi. Tabi on- oniki yıllık muhabirlere göre toy kalıyorsunuz yine de :) Günün sonunda, haberin montajıydı, kasetlerdi, yetiştiydi,yetişmediydi, sesti, görüntülerdi, arşivdi vs. oldukça hareketli geçiyor hasılı.

Yorulsanız da, her şeyi ile güzel bir haber ortaya çıktığında, değdi diyorsunuz.   

Çok sevmeme rağmen tam bir yıl sonra ayrıldım kanaldan.

Daha fazla ayrıntı yazmayacağım. Sıkmayalım di mi :P

Bahsettiğiniz isimlerden üçünün spikerliği hakkındaki düşüncelerinize ben de katılıyorum. Değerli spikerler bence de...

Sevgili Z.SARI, dilerim siz de tecrübe eder, tadına varırsınız haberciliğin.

Bu arada öğrenci misiniz? Ne okuyorsunuz?

Ha, ayrıca gazete haberciliği tv haberciliğinden farklıdır. Siz hangisini istiyorsunuz?

Görüşmek üzere...

Habercilik
2009/07/14 0:53
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

=) Değerli memnune;

sıkılmadım,tam aksine devamını beklerim

HABERCİLİK...Gerek tv-gerekse gazete gönül her ikisini ister lakin ben birine dahi ulaşamayanlardanım...

Sebebi ben değilim.Sebebi hayatıma yetkisi olmayan şahısların önüme koyduğu engeller ya da biz buna halk arasında cahilce yanan selektör diyoruz. =) Hayat herşeye rağmen güzel ama değil mi? Bence de öyle =) Geçen sene Nur dağına çıktığımda;ipod u uzatarak ;Merhabalar ben Z.SARI şuanda sizlerin duygu ve düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum der ve röpörtaj yapardım.Hatta bir ara okadar ileri gittikki yanımda ki amca kızı ipod u uzattığım şahısa amca bu hadi içimden geldi adını yazayım Marmara fm.de spiker   meğer amca şuan ismini hatırlayamıyorum camii imamıymış ve bize Nur dağını uzunca anlattı ve sonunda teşekkür etti 

Belki belgelerde bir haber spikeri ya da gazeteci olamayacağım ama bu hiiçte umrumda değil çünkü adım gibi iyi biliyorum ki ben HAYAT RADYOSUNUN;'GÖKYÜZÜNE BIRAKILAN UMUTLAR 'ADINDAKİ PROGRAMININ BİR NUMARALI SPİKERİYİM VE EN BÜYÜK HAYALLERİMDEN BİRİ BU PROGRAMI YAPMAK =)

Yazmak bambaşka bir duygu...Köşe yazarı olmayı çok isterim (inşaallah) .Günün birinde köşe yazarı olursam şayet başkaları gibi kalemimi harflerin yolsuzluğuna aldırmadan kağıt üzerinde delilercesine dans etmesini sağlayacağım =) Hakaret içeren sözleri uzamadan hasat vakitleri geldiği AN kalemim ile keseceğim.

değerli memnune bende kısa yazayım =) bekliyorum siz yazdıkça bende aklıma gelenleri yazarım,okumak çok güzel hele ki sizin gibi habercilik geçmişi olan birinin ellerinden dökülen harf topluluğu bir başka keyif =)

veee gazete de röpörtaj deyince ilk akla gelen can da can abim; H.SALİH ZENGİN gönlü zengin değerli,kaliteli şahıs...

 

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 14.07.2009 00:56:41 itibariyle düzenlenmiştir.
Z.SARI demiş ki;
HABERCİLİK...Gerek tv-gerekse gazete gönül her ikisini ister lakin ben birine dahi ulaşamayanlardanım...

Sebebi ben değilim.Sebebi hayatıma yetkisi olmayan şahısların önüme koyduğu engeller ya da biz buna halk arasında cahilce yanan selektör diyoruz. =) Hayat herşeye rağmen güzel ama değil mi?

 Değerli Z.SARI,

Doğru söylüyorsunuz. Her şeye rağmen hayat güzel olabilmeli değil mi?...

Belki de, geçmişte ben ve benim gibi bir çok kişi, şu an sizin yaşadıklarınızı yaşamış, hissettiğiniz aynı şeyleri hissetmişizdir ha? Okul konusunda yani.O yüzden çok iyi anlıyorum sizi.

Ama ne güzel ki, takılıp kalmamışsınız.

Her şey her zaman göründüğü gibi olmuyor... Zaman ne gösterir ilerde kim bilir?

Nur Dağı'nda bile gazetecilik yaptınız demek :) Hmm. Medeni ceseretinize bayıldım. Helal olsun muhabir hanım :)

Yeni gazetecilik maceralarınızı-hikayelerinizi bekliyoruz :)

Selam ile...

 

 

Yanıt: BIR GAZETECI OLSAM
2009/07/14 15:55
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Kahraman muhabir o anları anlattı
Diğer 3.SAYFA haberlerini okumak için tıklayınız...
Mesleğini bir kenara bırakıp canını tehlikeye atarak su kanalına atlayan muhabir yaşadıklarını Haber 7'ye anlattı. Her şeyden önce insan diyen muhabirin öyküsü:
İlgili Haberler
Kahraman muhabir o anları anlattı
Görüntü almak yerine imdada koştu

14 Temmuz 2009 13:38

Geçtiğimiz haftasonu Karaman’da iki çocuğun su kanalına düştüğü haberini alan muhabir Bünyamin Katırcı, haberi bırakıp su kanalında atlamış ve canı pahasına iki çocuğu sudan çıkartmıştı. Çocuklardan biri yaşama tutunurken biri hayatını kaybetti. Bünyamin Katırcı yaşananları Haber 7’ye anlattı.

Su Kanalında Boğulan Canlar…

11 Temmuz Cumartesi Saat 16.25... Bu tarihi sanırım hiçbir zaman unutamayacağım.16.25’te Genç TV binasında iki çocuğun su kanalına kapılarak kaybolduklarını ve suyun alıp götürdüğünü ihbar almamla başladı her şey.

Çeltek Mahallesi Zindan Kale, Dağ Oteli mevkisinde, su kanalının kenarına oturarak serinlemek F.Ş (15) ile arkadaşı D.K (14), ve A. K, serinlemek için girdikleri su kanalına düştüğünü, anonsunu duydum.

"İÇİMDEN BİR SES 'KIRMIZI IŞIKTA DURMA' DEDİ"

Olayın seyri, Kuvvetli akıntıda yaklaşık 200 metre sürüklenen çocukları gören çevredeki bir kadın, durumu 112 Acil Servis ile polise bildirmiş. Telsizde anonsu duyduğumda her zaman yaptığım gibi, habere erken gitmek için motosikletime atladım ve yoldaki bütün kırmızı ışıkları haber için ilk kez pas geçtim! Daha önce haberlere giderken önemli bir olay olsa bile kırmızı ışıkta beklerdim ama o gün ‘kırmızı ışıkta durma’ dedi içimdeki bir ses… Motosikletimi olabildiğince hızlı kullanmaya çalıştım maksimum 65 km yapıyordu zaten. Olay yerini tam olarak bilmiyordum 2 su kanalı vardı o bölgede acaba hangisi derken, Sivil Polis Memuru Nuri ve İsmail ağabeylerim arkamdan gelerek yanımdan geçtiler. Onları takip ettim ve olay yerine birlikte ulaştım.

 

HİÇ DURMADAN SUYA ATLADIM

Olay yerine vardığımda, çocukların suyun içinde olduklarını söylediler. Hiç düşünmeden üzerimdeki fotoğraf makinemi, kameramı bir kenara attım ve suyun içerisine girdim. Her şey saniyeler içerisinde gerçekleşti. İki çocuğun kanal içerisinde olduğunu gördüm, ikisi de suyun dibinde kıpırdamadan duruyorlardı. Suyun derinliğini bilmiyordum. Suya atladım ve çocukları görmek için suyun içerisinde gözümü açtığımda, 2 çocuğun bir birine sarılmış bir vaziyette, otlara takıldıklarını gördüm. İki çocuğu gördüğüm o anı hiç ama hiç unutamayacağım.

ÇOK FAZLA AKINTI VARDI

Önce iki çocuğu da almak istedim fakat akıntıya kapılıp gitmemeleri için üstte duran çocuğun kolundan tutum ve yukarıya çıkardım. Akıntı o kadar çok fazlaydı ki dışarıdan göründüğü gibi değil… Çocuğu aldım ve suyun yüzeyinde ilk müdahaleyi yaptım. Çocuğun karnını tuttuğumda bir yaşam belirtisi hissettim bir şey atıyordu ve çocuğu kıyıya götürürken kalbine baktım ve o minik yüreğin attığını hissettim. İlk çıkardığım çocuk 14 yaşındaki D.K’ydi. Çocuğu kıyıya aldık daha sonra olay yerine gelen 112 acil servisi ilk tedavisini hemen kanalın kenarında yaptılar.

İKİNCİ ÇOCUĞU TEK BAŞIMA ÇIKARTAMADIM

Yüzme bilmeme rağmen akıntı çok zorluyordu. İkinci çocuk 15 yaşındaki F.Ş hala suyun içerisinde otlara takılmış bir şekilde bekliyordu. Halat yardımıyla dışarı çıktıktan sonra, tekrar suya girdim. İkinci çocuğu da suyun içerisinden çıkartmıştım, çıkartırken akıntıyla birlikte yorulmuştum. F’yi sudan çıkartırken halsiz kaldım, sivil polis memuru Nuri ağabeyin yardımıyla onu da dışarıya çıkarttı.

 

İyi bir yüzücü olduğum için kendime güvendim ve girdim yüzmesini bilen birisi o suda altını çizerek söylüyorum kesinlikle BOĞULUR.. Olaydan sonra bir polis memurunun suya girdiğini söylediler, ama o an ben çocuklara yoğunlaştığım için polis memurunu bile görmedim suyun içerisinde; kısa bir süre şok geçirdim suyun içerisinde, sonradan fotoğraflarda gördüm ve inanamadım.

KURTULAN ÇOCUK İYİ

Suyun içerisinden çıkardığım ilk çocuk D.K (14), olaydan sonra Karaman Devlet Hastanesine kaldırıldı, burada yapılan 20 dk yoğun gayret ve çaba ile kalbini çalıştıran Karaman Devlet Hastanesi Doktorlarına ve 112 Acil ekibini de ayrıca kutlamak istiyorum, onlar yaşatmada benden daha çok gayret gösterdiler ben sadece çıkardım… D.K Konya Numune Hastanesi Sevk edildi. Çocuğun durumunun az da olsa iyiye gittiğini öğrenmem aldığım en güzel haberlerden biri oldu. Umarım en kısa sürede sağlığına kavuşur. Allah’tan acil şifalar diliyorum.

15 Yaşındaki F.Ş kardeşim ise maalesef ki şanslı değildi.. Olay yerinde hayatını kaybetmişti. Yapılan bütün çabalara rağmen hayata getirilemedi. Yakınlarına başsağlığı diliyorum..

 

Etiketler: bünyamin katırcı karaman boğulma su kanalı

(Haber 7)

 

Sanırım muhabir olmanın CAN KURTARMAK gibi özellikleri- güzellikleri de var...okuyunca paylaşmak istedim...

 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: