Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 97184
Her İnsan Kendi Şehrini Yaşar (!)
2010/05/14 22:36
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,4 (8 oy)

Değerli m1gin abimiz sıradaki yazıyı merakla beklerken =) daha fazla meraklandırmadan zaatalim yollasın dedim

Öncesinde yarışmaci arkadaşlara başarılar =) Şimdiden söyleyeyim kazanamsamda sonuçta bu köşede yazı okunmuş olcak =) Ha sağda ha solda kardeşim ne fark eder Kaybedersek önden bi hazırlık olsun dedim

Buarada Hatip yine döktürmüşsünsayın vuslatnur başarılar =)

ve sayın ben =) yeter bu kadar söz =)


Her İnsan Kendi Şehrini Yaşar (!)

Hayattayız Azizim (!)
 

Nefes alıp verdiğimize göre yaşıyoruz demektir.
Yaşıyor, yaşatıyor ve birde gelişi güzel yaşlanıyoruz.
Hayat, hayallerimizi doldurduğumuz çantayı kapıp kaçmak istiyor ve
Kap-kaç işini de doğrusu iyi beceriyor. Her şey bir yana birde kaptırdığımız çantada;Umut-Aşk kimliğimiz olmasa belki o zaman mazur görür, ihtiyaç sahibine bizzat kendimiz teslim eder, paylaşır birlikte yol alırız. Hayatta güven kadar emsali bulunmayan riyada var azizim…
Her şehirde, her can da bir başka hayat sızısı yaşanmaktaymış meğer.
Kanayan yaralarımıza zaman ve yaralarımızı tedavi edecek pansuman gerek. Umut-Aşk tükenmez panzehirdir Hayat Eczanesi’nde.Yarayı önce Aşk ile toniklemek daha sonra Umut bezi ile sarmak gerek.

Yıllar önce araba kullanmaya başlamıştım. Büyüdükçe Hayat Yolu’nda sürat yaptım. Herkes gibi benimde arada sırada ufak-tefek kazalarım olmuyor değildi. Size hastanedeki o yoğun bakım gecesini anlatacağım. Cihazların kulak tırmalayan, kalp ritimlerinin insanı ürküten o seslerin olduğu; Hayat-Yaşam odasına Türk Kahvesi içmeye gidiyoruz; Buyurun.
 

Herkesin başına gelebilecek o feci kaza benimde başıma geldi. ‘Keşke’lerimi Geçmiş’e sigortalatmış, zararımın karşılığını ödeyemeyen sigortadan davacı olmamış, olamamıştım. Klasik lakin doğru söz; Sağlık Olsun (her halükarda)…
Bitmez, tükenmez zifiri bir karanlık. Nefes alıyor olmanız canınızı acıtıyor. Şairin deyimi ile ‘Nefes almak yaşamak mıdır anne? Acı çekiyorum nefes alırken yaşamak, yaşamak acı çekmek midir? Ölürsem nefes alamam değil mi?
O halde ölüm acısız daha mı güzeldir?’
Sonrasında ritim bozukluğu yaşıyorsunuz. Kalbiniz beyne meyl ediyor. Tam bu esnada dipsiz bir kuyunun olduğunu fark ediyor ve hemen Aşk-Umut panzehirini hazırlayıp pansumana başlıyorsunuz. Ben girdap bir kuyudayım. Gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin hak olduğuna inanıyorum. Ahdim var. O halde ilk akla gelen; Hz. Yusuf a.s. Ben girdap kuyulardayım ve Rahman bana Hz. Yusuf’un sünnetini yaşatıyor ne güzel. Aşk toniği işe yarıyor gibi. Umudumu da üzerine sarmayı bir becerebilsem belki o zaman yeniden Bismillah deyip, kurtulabilirim yoğun bakım odasından.
Kalbim beynime meyl edince yeniden Aşkla düşünmeye başladım. Aklıma ilk aşkım Azizim İstanbul geldi. Evet, ben İstanbul olmalıydım. Kavgaların, kadavralaşmış ruhların şehri İstanbul (!)
Şair mısralarında kendimi bulduğum İstanbul;
*İçimin sesi, rüzgârımın öfkesi, merhametimin şehri…*
Kalbim İstanbul olmalıydı. Yoğun bakımdaki bir hasta için en iyi tedavi;
‘Alın Yazısı Saati (İstanbul)’ mısraları;
*Ölümüm biliyorum Ey İstanbul diriliş içindir.
Öyleyse indir ruhunun teslim bayraklarını indir göm toprağa
Doğrul ve kalk ayağa…*
Doğrulmak ve kalkmak için sana ihtiyacım var Ey diriliş muştusu, kalplerimizin miracı, ahde sadık kalmamanın utançlığını yaşadığım tutsak gönüllerin özgür şehri Kudüs (!) Şahlanan nefis ordusuna taş atmayı, fitne, iftira bombalarının altında yılmadan yıkılmadan mücadele etmeyi, çiçeklerinde kan kokabileceğini senden öğrendim. Ahde vefayı, vuslata sevdayı Rahman’a yönelerek başlattı Sultanlar Sultanı.
Sana yöneldi bir başka diyardan; Namaza durdu. İkinci rekâtta gelen vahiy; Secdesini Mescid-i Aksa’dan, Kâbe’sine yöneltti. Adını ‘Kıbleteyn’(İki Secde) diye isimlendirdiğini okuduğum zaman anladım kardeşinin Mekke olduğunu.
Mekke’yi çok sever sevilirken ayrıldı Rasul ve dönüşü feth-i mübarek oldu.
Anladım gözlerimin Kâbe olduğunu.
Göz; Ruhun dürbünü, aklın rotası…
Bir siyaha sevdalandım ben. Leş kargaların gözlerimi çıkardığı an, bedenimden herkes tiksinecek; ama ruhum ebedi var olacak ve o ruh hep ; yek-bir olan Rahman'a ; Kabesin'e yönelerek secde edecek.
Cihazdan gelen seslere bakılırsa kalp ritimlerim düzeliyor.
İstanbul, Kudüs, Mekke derler ki gökyüzünde hazırlanıp yeryüzüne inşa edilen mukaddes şehirlerdir. İstanbul, Kudüs, Mekke hep siz vardınız yanımda;
Kudüs; dirilişin simgesi ruhum,
Mekke; sarsılmayacak Aşkım, imanım ve
İstanbul; bütün bu güzellikleri bana yaşatan aynı zamanda kin, nefret, yalan, umut ve aşkı barındıran kalbim olmalıydı.
Öğrendim ki, her insan kendi şehrini yaşar, kendi şehrine yanar...
Derler ki, her şehirde insanına yanar…

*Yeryüzüne ayı indir o bir şehir olsun
 Yaklaştıkça büyüyen
 Ayrıntıları setleri bahçeleri
 Yumuşak çizgileriyle ortaya çıkan
 İşte ben o şehri yaşadım yıllarca
 İstanbul’da parça parça*…

**Sezai Karakoç**

Dipnot; Ben mihvanlarıma Orta Şekerli tadında Hayatı sundum =)
sizde kahvenizi dilediğiniz şekilde arzu edebilirsiniz

 

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 15.05.2010 21:02:03 itibariyle düzenlenmiştir.
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: