Teşekkürler gunduzalp, başucu kitapların arasında hakkıyla yerini alabilecek bir kitap, izninle bir tane de ben paylaşayım arkadaşlarla bir kıssa :)
İSTANBUL KABADAYILARI
Yetmişli yıllarda kitapçı vitrinlerinde sık sık görülen daha doğrusu müheykel halde kendini gösteren kocaman bir kitap vardı. Ragıp Şevki Yeşim tarafından kaleme alınan ve ''Allahın Gazapları'' adını taşıyan bu eser o kadar hacimliydi ki, birisi gazaba gelip muhatabının kafasına fırlatmış olsaydı, mutlaka kan dökerdi.
Bir gün sahhaflar Şeyhi Muzaffer Ozak'ın dükkânına bir adam gelir ve aralarında şu konuşma geçer:
-Allah'ın Gazapları var mı?
-Var!
-Ben ondan istiyorum
-Allah'ın rahmeti varken, gazabına niçin talip olursunuz?
-Bana o lazım.
-Peki madem ki istiyorsun, senin olsun!
Bir gün Sahaflar Çarşısı'nda Sabri Bey'in dükkânında tozlu kitapların sararmış ve kararmış yapraklarını çeviriyordum. Tam o sırada içeri giren bir müşteri,''bet'' bir sesle sordu: ''İnsan-ı Kâmil var mı?'' Sabri Bey ''yok'' dedikten ve müsteri gittikten sonra şu viçiz cümleyi sarfetti: ''Bu kadar yıldır kitapçılık yapıyorum, kâmil insana rastlamadım!''
Derken içeri cins bir müsteri daha girdi. O da kaba saba tavırla seslendi:
-Refi Cevad'ın İstanbul Kabadayıları var mı?
Sabri Bey, yine sabrederek dedi ki:
-Olmaz olur mu? Hatta bir kısmını Ankara'ya gönderdik. Şimdi onlar birbirlerine silâh çekiyorlar.
Ve artık ''ya sabır!'' çekiyorum.
-Dursun GÜRLEK - Çınar altı kitap sohbetleri-