Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 415568
Biraz Daha Victor Hugo
2009/11/07 1:21
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)
 

 

Neler mi istiyorum?

Neler mi istiyorum uyaninca her sabah 
Ne bahardan bir nese, ne de yazdan bir cicek 
Siyah, siyah cok siyah kadife kadar siyah 
Bir sacin buklesini bana kim getirecek 

Neler mi istiyorum gurbette aksamlardan 
Ne ruzgardan bir buse, ne de bir pembe kelebek 
Derin, derin cok derin, ufuklar kadar derin 
Bir cift gözün rengini bana kim getirecek
 

Victor Hugo




Gece

Günün tükendiği bu saatlerde 
Tüm doğa canla başla çalışıyor. 
Gece vakti bu yıldızlardan inen 
Ne acayip bir korkudur kim bilir? 

Etkisinde kalmış nice gizemin, 
Kaygılı, bir yandan tir tir titriyor, 
Karanlıkta, bilinmeyen bir gücün 
Gözlerini üstünde hissediyor. 

Ne büyük dehşet kendini tanımak! 
Kaçışı olmadan, durmadan çalışmak, 
Ebediyetin içinde devinen 
Varlığın merhametine kalmak! 

Bu nasıl kara, zor bir bulmaca 
Amaçlar ve çözümler gizleniyor, 
Birileri titrerken aşağıda, 
Yukarda birileri düş görüyor. 



Yarın Erkenden

Yarın erkenden kırlar ağardığı zaman
Gideceğim... biliyorum beni bekliyorsun bak,
Geçip gideceğim dağlardan, ormanlardan
Daha fazla kalmayacağım senden uzak.

Gözlerim düşüncelerime saplı yürüyeceğim,
Duymadan hiçbir haber, hiçbir şey görmeden,
Yalnız, kimsesiz, birbirine kenetli ellerim
Gideceğim, farkı yok gündüzümün gecemden.

Ne uzaklarda Harfleur'ü saran perdelere
Bakacağım, ne de inen altın renkli akşama
Kavuşunca bir bağ yeşil çoban püskülü ve
Bir çiçekli funda koyacağım mezarına.

Victor Hugo


Konuşan zaman

Gùneş uykuya dalarken
Ufuktan karanlıga kapı açılıyorsa
Yıldızlar geceyi kucaklarken
Ay gôkyùzùnde parlıyorsa

Gecenin çigi dùşùyorsa sabaha
ilk ışık la buharlaşıp ucuyorsa semaya
Gôkyùzùnde beyaz bulut,siyah oluyorsa
Kızgın bir ateş olup şimşekler çakıyorsa

Rùzgarla karışıp fırtına oluyorsa
Dev yelkenler onunla doluyorsa
Herbir damla toprakla buluşuyorsa
Sarı benizler, çatlak yùzler, canlanıyorsa

Yeşil ot, çepe cevre sarıyorsa
Toprak onu bagrına basıyorsa
Hercanlı bu zamanda yaşıyorsa
Anlamazmı bu evrende boşluk yok

Victor Hugo


Oceano Nox (Denizde Gece)

Ah nice denizci, ah nice kaptan,
Sevinçle uzağa sefere çıkan,
Bu kasvet dolu ufukta kayboldu.
Kurbanı oldu kötü bir kaderin,
Aysız gecede, dipsiz bir denizin,
Karanlıklarına gömülü kaldı.


Kasırga, reisleri, tayfaları,
Bir kitabın dağılan sayfaları
Gibi savurdu dalgalar üstüne.
Hiç kimse bilmez sonları ne oldu,
Bu yağmadan her dalga bir şey çaldı,
Kimi bir denizci kimi bir tekne.

Yazık bu bahtsız, kayıp insanlara
Sürükleniyorlar karanlıklarda,
Kayalara çarpa çarpa başları.
Analar babalar her gün sahilde
Tek düşleri vardı, gözler denizde
Öldüler gerçekleşmeden düşleri.
Oturup paslı çapalar üstüne,
Sizi anar neşeli gençler gece,
Karışır karanlık isimleriniz
Öykülere, şarkılara, gülüşlere
Sevgiliden çalınan öpüşlere
Yeşil yosunlar içinde uyurken siz.

“Bir adanın kralı mı oldunuz?
Daha güzel bir vatan mı buldunuz? ”
Sonra susulur, hatıranız yiter.
Beden suda yeter, adlar bellekte.
Zamanla daha da kararır gölge:
Karanlık sularda karanlık unutuş!

Silinir gözlerden şekliniz bile.
Kayığınız kimde sabanınız kimde?
Beklemekten bıkmış ak saçlı dullar,
Ocağın ve kalplerinin külünü,
Eşelerken, fırtınanın hükmünü
Sürdürdüğü geceler sizi anar.

Bir gün ölüm o gözleri örtünce,
Anmaz adınızı, anmaz hiç kimse.
O küçük yankılanan mezarlara,
Ne yeşil yaprağı düşer söğüdün,
Ne köprü başında bir dilencinin
Şarkısı duyulur, basit, tekdüze!

Nerde suyun yuttuğu denizciler?
Deniz! Sen de ne acı öyküler var!
Uğunan analardan korkan dalga!
Bunları anlatır gelgitleriyle,
Bu yüzden akşam yaklaşırken bize
Haykırır, umutsuz, çığlık çığlığa!



Şiirlerim

Irmak olup akın ey şiirlerim!
Akın, suyunuz çoğala çoğala!
Acı içinde kanayan kalplerin,
Yalpalayan susamış gönüllerin,
Pınarı olun, su verin onlara!

Işıktan gagası suyunuza dalsın
Kartal, pisliklerden uzakta dursun
Dalgaların tuhaf çağıltısında,
Kuş seslerine, şarkılarına
Meleklerin ilahisi karışsın!

(1942)


Hep Yol Almak İsterim, Hiç Duramam Yerimde,

Hep yol almak isterim, hiç duramam yerimde,
Tanığımdır dalga, o denizde titriyorsa,
Rüzgara seslenirim: gidelim! rüzgar dönse,
Dalgadadır sıra: Haydi daha uzağa!

İlerlerim, kasırga alır götürür beni...
İnsanlar, aşklarınıza dört elle sarılın,
Kapının önündeki taş sedire oturun,
Ve geçen günlerinizin arkasından bakın!

Ne mutlu evinden hiç çıkmayıp,
Her akşam aynı saatte çatının aynı
Köşesinden havalanan gece kuşunu
Tekrar tekrar izleyen kişiye ne mutlu!


Aklından Sonsuz Yazgı Çıkmayan Adam

Bir yolcu gibi sabah, tan vakti yola çıkan,
Aklından sonsuz yazgı çıkmayan mutlu adam,
Uyanıyor şafakta, ruhu hep düş içinde,
Elinde kutsal kitabı, dualar dilinde!
Duasını ederken başlıyor gün doğmaya
Güneş hem göğe doğuyor, hem onun ruhuna.
Solgun ışıkta beliriveriyor eşyalar,
Eşyalarla birlikte ruhunda başka şeyler,
Ondan başka herkes uykuda, böyle sanıyor,
Esrik bir mutluluğun huzuruna varıyor,
Oysa arkasında güler yüzlü melekler var,
Kitabın üzerine eğilmiş bakıyorlar.

(1856) 

 

Bu mesaj, citizen tarafından, 07.11.2009 01:46:09 itibariyle düzenlenmiştir.
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: