..İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ…
-Sevmek; bazen ateşlerde yanmak imiş,kül olacağını bilmeden…
-Görmesende,duymasanda,kaybetsende,haya etsende kilitli kafesin içinde kanadı kırık ürkek serçe misali sevgiliden ırak haberdar olmakmış sevmek…
-Sevmek; dilin her haykırışında,yıldızlarla süslü pembe gülün gökyüzünden yavaşça inip kalbin tellerine bağlanması imiş…
-Korku ve ümit arasındaki med cezirlere kapılmak imiş sevmek…
-İçin için erimekmiş,gözlerinin her baktığı yerde onu görüp özlem gidermekmiş…
-Sevmek; cesur olmakmış,sevgiliye olan bağlılığın,güvenin,inancın ve zırhının ardına sığınarak…!!!!
-Sükut etmekmiş sevmek;dilin susup kalbin konuşması imiş…
-Sevmek;kimi zaman hakkı ile kızıp, nefret edip,sevip bu duygu üçgeninin ortasında kaybolmakmış…
-Yüreğindeki ateşi,haya ederek edep ile süsleyip ifade edebilmekmiş sevmek…
-Sevmek;çabalamaktan yorulup,zayıf düştüğünü fark ettiğin anda,kulun iradesinin çürümesi imiş…
-Gözyaşlarını sayan biri olduğunu bilerek,kalbin taş kesilecek kadar ağlamak imiş sevmek…
-Sevmek; uzaktan yüreğini onun yüreğine değdirmekmiş,sevgilinin hüznünü sevince çevirme arzusunda olarak ellerini semaya kaldırmakmış…
-Ilık ılık kıvılcımların iç organlarında dolaştığını hissetmekmiş sevmek…
-Sevmek;umudun kalmadığında,her şeyin aleyhine işlediğini Neden? Sorusu ile beynini kemirip seni izleyen birinin VAR olduğunu idrak ettiğin an, kaplumbağa misali kabuğuna çekilmekmiş…
-Korkusuz,sualsiz duygularının arkasında durup HAYIR! diyebilmekmiş sevmek…
-Sevmek;hayatın gideni, kalanı,bitti deyip kaybedeni olmakmış…
-Sevmek;kimi zamanda her şeyi “BOŞ” verip, boşluğa düşmekmiş “YOK” olacağını bilmeden…(?!)