Günlerimiz ibadet ile geçerken, biraz biraz Türkiye’de kalan yakınlarımızı özlemeye başlıyoruz. Ama bu özlem “Hadi artık dönelim!” türünden bir özlem değil. Yani ne yardan ne serden. Bu özlemle karşılaştığımız insanları sevdiğimiz insanlara benzetmeye başlıyoruz. Annem için bu genelde torunları oluyor. Benim için kardeş, arkadaş, yeğen fark etmiyor. Onları hiç düşünmediğiniz zamanlarda bile alakasız bağlantılar kuruyorsunuz. Mesela tavuklu pilav (büryani kebap) yerken onu seven aziz bir dost aklınıza geliveriyor.
Yeğenime benzeterek ilgilendiğim bir yaşındaki Omar’ın annesi ile bu sayede arkadaş oldum. Dania Lübnanlı idi. Eşi Mısırlıydı ve Kahire’de yaşıyorlardı. Omar sarışın, sürekli gülücük dağıtan bir çocuktu. Her gün aynı yerde olduğumuz için Dania özellikle yanımıza geliyordu. Yazık ki seyahatlerinin sondan 3. günü tanışmıştık. Babamın daha önce Mısır’a gittiğini öğrenince telefon numarasını vererek beni Kahire’ye davet etti. Üç gündür tanıdığınız bir insanı evinize davet ediyorsunuz. Oranın atmosferi o kadar farklı ki üç gün yaşadığınız dostluk üç yıl yaşanmışlık hissi veriyor. Ayrılırken ikimizinde dudakları titriyordu. Annemle Onlar gidinceye kadar kendimizi zor tuttuk. Sonrası tahmin edilebilir.
Orada iletişim kurabilmek için ikinci bir dile ihtiyacınız var. Tercihen bu dil Arapça ama İngilizcede herkes tarafından konuşulabiliyor. Türklerin tek dil konuşmasına o kadar alışılmış ki, İngilizce konuşmam ilk anda şaşkınlık yaratıyordu. Esnaflar Türklerle iletişim kurmak için Türkçe öğrenmiş. Bir dükkânda geçireceğiniz 5 dakikada karşılaşacağınız konuşma şöyle olacaktır.
Bizim Türk Hacı amca “Kaç Riyal?” demenin “Kem Riyal? “ diye sorulduğunu öğrenmiştir.”Kem riyal?” diye sorar.Arapça sorulunca doğal olarak satıca Arapça cevap verir.Bizim Hacı amca Arapça sayıları bilmediği için ilk tepkisi “Efendim!?” olur.Satıcı alıcıya bakıp cevabı Türkçe verir. Bu sahneyi defalarca yaşadım, birazda gülümseyerek.
Hicaz, Türkçenin farklı lehçelerini aynı anda bulacağınız tek yer. Irak Türkmenleri, İran Azerileri, Özbekler, Azerbaycanlılar. Bazı kelimelerde anlaşmakta zorlansakta ortak noktaya çabuk ulaşıyorduk.