Baktım ki, arayı epey açmışım. Sanmayın sakın uğramıyorum. Bu aralar zili çalıp kaçıyorum sadece :). İşin aslı, tüm suçlu bizim Alexandre Dumas... Hani bir de filmine bakayım dedim. Ama yok. Gurmesi olunca bu sözlü anlatımların, bir de iyi bir aşçıdan çıktı mı, her bölümünü tekrar tekrar dinliyorsunuz bir sonraki bölüme geçmeden. Baksanıza hemen bizim diye yazıverdim... O kadar sahiplenmişim. Tıpkı IMDB puanlamasında en iyi 10 filmi seyreder gibiydim. Bilirsiniz, konudan çok oynayan aktörlerin mimiklerine ve sözlerine odaklanıp, "bunlar bu iş için yaratılmış diyorsunuz ya." İşte hem eser uzun olunca, hem de dinlerken tüm karakterleri kafada canlandırınca, kapıdan içeri bir bakıp çıkıyorsunuz. Elinizdeki emeğe ihanet etmeyeyim. Önce o bitsin istiyorsunuz... Zaten siz benim ne demek istediğimi anladınız...
Sitedeki yenilikleriniz hayırlı olsun. Dereceye giremesem de, sıkı takipçinizim. Emeklerinize emek katabilirsek ne mutlu bize. Şimdi müsaadenizle Ekmekçi Kadın ile bir kaç güzel cümleyi daha dağarcığıma eklemek istiyorum.
Bu arada; annem adımı Sedat koymuş. Halen devam ediyorum kullanmaya.
Sevgi ve saygılarımla,