AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI
Genellikle, bir iş hallederken daha karmaşık ve zor bir durumla karşı karşıya kalındığında kullanılan bu deyimin hikâyesi Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Hazretleri devrinde yaşanan bir hadiseye atfedilir.
Sultan İkinci Selim Yemen’de çıkan isyanları bastırmak üzere Sinan Paşa’yı yollamış. Sinan Paşa’nın karışıklıkları bastırmasından sonra Yemen’de uzun yıllar sürecek Osmanlı hâkimiyeti tekrar başlamıştır.
Bir gün Sinan Paşa’nın ordusu çölde konaklamış, aşçılar yemek pişirmek üzere torbalardaki pirinci büyük bir bezin üstüne dökmüş ve içindeki taşları ayıklamaya başlamışlar.
Bu sırada aniden çıkan bir rüzgârla kumlar pirinçlerin üstüne savrulunca, Yeniçeriler arasından nüktedan bir asker, arkadaşlarına:
“Siz pirinç nimetini taşlı diye beğenmezdiniz. Hadi, şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşını ” diyerek herkesi güldürmüş
Yedi Kıta Tarih ve Kültür Dergisinin ( Kasım 2011 Sayı 39 ) Tarih Ambarı köşesinden iktibas edilmiştir
KAYIKÇIYA NASİHAT
Kayıkçının birisi akşama kadar müşteri beklemekte ve akşam çocuklarına götüreceği ekmeğin parasını düşünmekte iken bir müşteri zuhur etmiş çıka gelmiş.
Kayıkçı son derece sevinerek müşterisini istediği yere kadar götürmüş. Fakat müşteri dışarı çıkıp parası olmadığını ve ne kadar sıkılsa ve ne yapsa çare bulamadığını söyleyip para yerine kendisine nasihat vereceğini, onu dinleyip kabul etmesini istemiş.
Kayıkçı çaresiz kalıp müşterinin vereceği nasihatı sormuş. Adam tereddütsüz, “ bundan sonra parasını peşin almadan hiçbir müşteriyi kabul etme” demiş!
Ruzname-i Ceride-i Havadis, numara 504, 17 Cemaziyülevvel 1279 [10 Kasım 1862]
Bu mesaj, gunduzalp tarafından, 12.11.2011 19:43:12 itibariyle düzenlenmiştir.