Enlem ve Boylam 115 - Örneklerle Phrasal Verbs

Merhaba değerli dinleyenler, yine yeni bir "Enlem ve Boylam"da, 115. "Enlem ve Boylam"da, "Envaiçeşit Müzik ve İçerik"le, Mart 2018 itibariyle huzurlarınızdayız.

Dinlemek için: Enlem ve Boylam 115 (Mart 2018)
İzlemek için: Örneklerle Phrasal Verbs (İngilizce-Türkçe)

Enlem ve Boylam, Mustafa Birgin

Hazırlayan ve Sunan: Mustafa Birgin
Süre: 7 dk.
Boyut: 16 MB
Tür: Podcast
Teknik Özellikler: MP3, 320 Kbps, 44 KHz, Stereo
Fon Müzikleri:
Josh Woodward - Memory Replaced (Instrumental)
Josh Woodward - Untitled (Instrumental)

Akış Çizelgesi:

Zaman Bölüm Açıklama
00 Giriş Açılış sinyali (Müzik: M. Birgin)
00 Eğlenceli İngilizce Müzikle bütünleşik ve süslü bir sunumla, örnek cümlelerle 10 adet "phrasal verbs"
10 phrasal verbs with sample sentences and Turkish explanations.
7 Çıkış Kapanış sinyali (Müzik: M. Birgin)

"Eğlenceli İngilizce" köşesinde yer verilen cümleler

  1. set about: girişmek, başlamak; atılmak, saldırmak
    Birgin set about creating a new video for Youtube.
    Birgin, Youtube için yeni bir video oluşturmaya başladı/girişti.
  2. think up: uydurmak, tasarlamak
    You'd better think up a good excuse for being late.
    Gecikme için iyi bir mazaret uydursan iyi olur.
  3. peel off: soyulmak, dökülmek
    His fake moustache started to peel off on one side.
    Sahte/takma bıyıkları bir ucundan düşmeye/soyulmaya/dökülmeye başladı.
  4. border on: bitişik olmak, sınır komşusu olmak
    Can you name two countries in the world that border on three oceans?
    Dünyada, üç okyanusa bitişik olan iki ülkenin adını söyleyebilir misiniz?
  5. tell off: azarlamak, paylamak
    The customer told off the rude clerk.
    Müşteri, kaba tezgahtarı azarladı.
  6. come true: gerçekleşmek
    I want to live long enough to see my dream comes true.
    Hayalimin gerçekleştiğini görebilecek kadar uzun yaşamak istiyorum.
  7. pop in: habersiz gelmek, uğramak
    I usually pop in to my father’s office.
    Genellikle babamın ofisini aniden ziyaret ederim.
  8. read out: sesli okumak
    It's sometimes helpful to read out what you've written.
    Bazen yazdıklarınızı sesli okumak faydalıdır.
  9. break away: kaçmak, ayrılmak, kurtulmak
    Can you break away from the traditions you were raised in?
    İçinde büyüdüğün geleneklerden kaçabilir/uzaklaşabilir misin?
  10. tell apart: ayırt etmek, farkını söylemek
    One of you is Metin and the other is Çetin, but I can't tell you apart.
    Biriniz Metin, diğeriniz Çetin, ama ben sizi ayırt edemiyorum.

Kaynak: memrise.com, idioms.thefreedictionary.com


Bağlantılar:

Bu sayfa, 31.03.2018 tarihinde yayınlanmış ve 9947 defa görüntülenmiştir.
Oyla!
Abonelik Bilgisi
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Ellaeso, molafm, Mete123456, Hayati, masalozt,
Son Oturumlar: m1gin,