Öncelikle teşekkür ederim.
Ben de kabir fotoğraflarını sizinle birlikte siteden gördüm,Erkan Bey yeşil taşı eli ile işaret ettiğine göre kabir orası.
********
Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra'nın "İslam'da İtikadi,Siyasi ve Fıkhi Mezhepler Tarihi" isimli eserinde vahhabilikten şöyle bahseder:
-Vahhabİliğin kurucusu, M. 1787'de vefat eden, Muhammed b. Abdülvahhab'dır. Bu zat, Ibn-i Teymiyye'nin eserlerini okumuş, onları beğenmiş, onları derince incelemiş ve teoriden pratiğe çıkarmıştır.
-Vahhabilerin halk tabakası, sigara içen kimseye müşrik nazarıyla bakarlar. Vahhabiler bu davranışlarıyla, büyük günah işleyen kimseyi tekfir eden (kâfir sayan) Haricilere benzemiş oldular.
- Önceleri kahve ve benzeri şeyleri de haram sayıyorlardı. Fakat daha sonraları bu görüşten vazgeçtikleri anlaşılmaktadır,
-Vahhabbilik, sadece bir inanç ve amel şeklinde kalmadı. Vahhabîler, kendilerine muhalif olanlarla karşı savaşa giriştiler.
...Belkide zorbalığa dönüşen bu dini hareket,beraberinde Osmanlılar'a karşı bir isyan düşüncesi de taşıyordu.
- Vahhabilerin şiddet eylemleri bununla da kalmadı. Türbe şeklinde olmayan kabirleri de yıktılar. Hicaz topraklarında iktidarı ellerine geçirince, bütün sahabe-i kiramın kabirlerini yıkıp yerle bir ettiler. Buralarda kabir olduğunu gösteren belirtilerden başka birşey bırakmadılar.
Vahhabiler kabir ziyaretini, sadece kabirde yatana selam vermekle sınırlı kalması şartıyla caiz görmüşlerdir.
- Vahhabi âlimleri, kendi görüşlerinin hata kabul edilmez şekilde doğru, başkalarının görüşlerinin ise, tasvip edilemez şekilde yanlış olduğunu düşünmektedirler.
-Bunlar, çölde kabuklarına çekildikleri dönemlerde, bu davranışlarının pek zararı görülmüyordu. Fakat. Hicaz bölgesinde iktidar Suud ailesinin eline geçtikten sonra, Vahhabîler de topluma karışmış ve dolayısıyla durum tehlikeli olmaya başlamıştır.
********
Yenişafak Gazetesinden:
-Muhammed bin Abdülvahhab bir Necid'liydi. Arabistan'ın ortasında Medine'nin kuzeyinden Bahreyn'e uzanan bu bölge tarih boyunca doğudan batıya pek çok kavmin gelip geçtiği yerdi. Yörede eski yeni pek çok gelenek birbirine karışmış, birbirini etkileyip çökertmiş ve anlamsız kılmıştı. Sahte ve yalancı peygamberlerin kaynaştığı, sahte kurtarıcıların rahatça cirit attığı bu yerde insanlar abid ile mabud'u karıştırmış, mabud mabede dönmüştü.
...Öncelikle, ibadet yeri iken yanlışlıkla put'a dönüşen mezarların ve türbelerin yıkılmasını istiyordu.
-Vahhabiliğin kurucusu Abdülvahhab'ın kardeşi Süleyman bin Abdülvahhab bilgin bir adamdı. Bir gün kardeşine sordu: Erkânı İslam kaçtır? O da beştir, cevabını verdi. O da, sen bunlara altıncısını ilave ediyorsun, sana tabî olmayı din erkânından sayıyorsun dedi. Bir diğeri ona, İslam'ın şartı müslümanları tekfir etmek değildir demişti"
Ziya Yörükan, Vahhabilik, İstanbul 1953, shf. 61-63
Ey mbirgin;kendi devlet büyüklerinin kabirleri hakkında bilgim yok.
Daha önce belirttiğim gibi konu çok geniş,deryada iki damla misali biraz yardımcı olmaya çalıştım,bütün konuyu burada anlatmama imkan yok.
Fazlasını araştırmayı sizlere devrediyorum artık.