Öncelikle Kırkayak 'ı okurken vicdanımın sızladığını belirtmek isterim.Keşke acı çektirmeden direk su dökseydiniz zira hesabını ahirette kesin ödersiniz
.Rahmetli dedem söylemişti böcekleri acı çektirmeden öldürün bu nedenle sivrisinek ilacı dahi kıullanmamaya özen göstermeye başlamıştım.Ne yalan söyleyeyim üzüldüm yaaa.Siz şimdi abartma diyeceksiniz ama ne bileyim insanın vicdanını rahatsız ediyo =) Vicdan insanın karakutusudur.Nasıl ki uçakların karakutusu var bizimde yüreğimiz - vicdanımız karakutumuz =) Eğlenceli olan kısımları yazmış olduklarından bende vicdan kısmını yazayım dedim =)
Değerli m1gin abim yinede ellerinize sağlık =) Buarada fatura da size cenaze masrafı olarak gelir
Veeee Hüzün...
Değerli abheri abla bence köşe yazısı olmayı hakeden ; Hüzün...
gönül isterki bizimki olsun =)) lakin öncedende dediğim gibi telaaşdan biz mihvanlarımıza ÇAY ı CAM bardakta sunmak yerine PLASTİK-MAKET bardakta sunduk =)
Buda ESTETİK bozukluğu yaptı =) Çay yazı olunca CAM bardakta olması ayrı bir lezzet =)
yayımlanan yazılar arasında CAM bardakta HÜZÜN sunulmuş =) bence
buarada Hüzün'ü okuyunca aklıma Nurullah GENÇ abimizin şiiri geldi =)
GÜL (YİNE HÜZÜN)
bitir bu işkenceyi , sende artık bana gül
dokundurma elini pıhtılaşan kana gül
bahçe boş ;çeşme kuru ; nerde bostancıbaşı
gelde feryâd ü figân etme bu hüsrâna gül
yıllarca yatağında uyudum semenderin
çakallar yuvalandı bizim olan hana gül
unuttum gökkuşağı altındaki resmini
nice bühtan ettiler eski bir sultana gül
kâinat oluk oluk boşalırken içimden
yağmur damlası bile olamadım sana gül
uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü
her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül
ya öldür , yarasalar okşasın cesedimi
ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül
dinle ki , en ölümcül şarkımı söylüyorum
darağacı kurdular döndüğüm her yana gül
nasıl sevişiyorsun kırkayakla , çıyanla
hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül
meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum
güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül.