Aslında suçum çok eskilere dayanıyor. 1975 yılıydı; ilk kez "hoca" ve daha sonra da "hacı" olacak babam bindi Reno'ya... Hatırlıyorum da, Samsun-Trabzon yolunda, canım Reno'nun gözünün yaşına bakmadan "namaz molası" verirdik. O da bizi, Allah bilir içi yanarak beklerdi. Ne etsin zavallı; taksitle maksitle parasını vermişiz bir kere! Sus dedik sustu! Git dedik gitti. Fabrikasından doğduğuna pişman etmişiz meğer Renault 12'mizi! Dahası da var: İçinde Kur'ân bile okunurdu o Reno'nun... Hatta başortülü annem, babaannem de fabrika yetkililerinden habersiz defalarca oturdular Reno 12'ye... Kapıdan hiç çevrilmedi başörtülüler. Çevirince anahtarını ister istemez açıyordu gariban!
Yenilere gelelim. Yaklaşık son 3 yıl boyunca Renault Megane'la yol aldım. En azından sabah namazına götürme zulmü yapmadım ona. Evimizin yanındaki camiye Reno'suz da yürüyebiliyordum. Ama sık sık cuma namazına götürdüm; cami önüne park ettim! Başörtülü eşim de içinde olmak üzere, defalarca o Kutlu Doğum Programı senin, bu Namaz Paneli benim koşturdum Reno'mu... Dehşetle hatırlıyorum; içinde başörtülü eşim Kur'ân'dan ayetler falan okurdu, hiç durmaksızın dualar mırıldanırdı! Bir keresinde bagajına namaza dair CD'ler, kitaplar falan yüklemiştim. "Yeter artık!" bile diyemedi talihsiz. İnan olsun, CD çalarından saatlerce Kur'ân dinlediğim oldu; tık etmezdi!
Hazır elimi yüzüme almışken son bir itirafta daha bulunayım: Renault Megane'ıma olabildiğince abdestli otururdum. Ah asıl suçumu söylemedim daha: Bir kaç defa hacı karşılamak için havaalanına götürdüm, hatta hacı olarak havaalanından Renault'larla alınanları gördüm. Ve biliyor musunuz ben de hacıyım!
Reno'ma ne mi oldu? Küstü gitti! Şimdi yaya kaldım! Minibüslere talim ediyorum! İBB'nin "şeriatçı" başkanının adamlarının hazırladığı Akbil'le idare ediyorum!
Bir bildiği varmış meğer:
27 Şubat 2010 günü, Bursa'da Oyak-Renault fabrikasında, bir işçi, eşi, annesi ve babasıyla birlikte kooperatife alışverişe gitmek isteyecekmiş. Kapıdaki görevliler çalışan işçi ile başı açık eşini içeri alacaklar. Ancak başörtülü annesi ile babasının girmesine izin vermeyeceklermiş. Yaşlı çifti yağmur altında bekçi kulübesinin önünde bekleten görevliler, talimatın yönetimden geldiğini bildireceklermiş. Aynı işçi, insan kaynakları biriminden gönderilen elektronik posta ile ikinci şoku yaşayacakmış. Çalışanların eşleri ile yakınlarının hafta sonlarında alışveriş için kooperatife girmesinin yasaklandığının altı çizilen e-posta'da, üstü kapalı işten atma tehdidinde de bulunulacakmış!
Küsüp gitmekte haklıymış koskoca Megane... Az bile yapmış! Oh olsun bana!
Bence bundan sonra, bütün başörtülüler, namaz kılanlar, hacılar ve hocalar Renault'ya bindiğine utanmalı.. Hem de çok utanmalı...
Bu mesaj, citizen tarafından, 28.03.2010 02:12:34 itibariyle düzenlenmiştir.