Efendimiz Aleyhis-Salatu vesselam: “Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” buyuruyor.
Bu Hadisi aşğıdaki şekilde anlamaya çalışırsak daha doğru olur kanaatindeyim.Efendimiz (A.S.M.)'ın malumunuz üzere söz, fiil ve takrirleri hadis olarak anılmaktadır.Bu hadisi şeriflerinde aynı Kur'an-ı Kerim'de olduğu gibi muhkem ve müteşabih kısmı vardır hadisi şerifler üzerine yorum yaparken bunları göz önüne almak gerekmektedir, yoksa hadisi şeriflere yanlış mana vermek kaçınılmaz bir durum olacaktır.Hadis i şerifte ki el ile düzeltmek manasını her gördüğümüz yanlışa fert olarak müdahale etmek olarak anlarsak devletin adalet mekanizması işlevini yerine getiremez ve toplumda anarşi kaçınılmaz duruma gelir...
Bir kötülük, bir haksızlık görüldüğünde onun el ile, olmazsa dil ile önlenmesi, o da olmazsa kalben o işe karşı olmakla mukabele edilmesi Peygamberimizin bir emridir. Bu hadis-i şerifi islam alimlerimiz şöyle açıklamışlardır: Münkeri yani kötülüğü el ile men etmek devletin ve diğer yetkililerin vazifesidir. Dil ile met etmek ise alimlerin, bu konuda bilgi sahibi olan kişilerin vazifesidir. Elinde bir yetki olmayan, o kötülüğü dil ile önleyecek ilim gücünden de mahrum bulunan kimseler ise kalpleriyle buğz edecekler, yani o kötülüğe iç alemlerinde karşı çıkacaklardır.
Buna göre, bir haksızlığa maruz kalındığında onun izalesi için yetkili makamlara müracaat etmek, o kötülüğü önleme gücüne sahip kişiler varsa onların devreye girmesini sağlamak gerekir. Bütün bunların bir sonuç vermediği hallerde ise kişinin o hakkını alması mahşer meydanındaki büyük hesap gününe kalmış demektir.