Bu sefer kısa tutmaya çalışacağım... Zaten sonra, sona yeni yaşadığım bir tabloyu aktarıyor olacağım... Böylece yine uzamış olacak. 
Ben dedim değil mi!? citizen vakti zamanında bir kez Nasreddin Hoca olmuş ve tadı damağında kalmış, anlaşılan. 
(Buraya da bir "tevekkeli" sözcüğünü barındıran bir cümle iyi olurdu aslında... 
Lâkin neden bilmem, bu ifadeyi cümle içinde kullanmakta haylice zorlanıyorum... Bilirkişiler destek olurlarsa sevinirim hani. 
)
abheri gene ayıp ederek; ayıp etme sırasını bana devretmiş... Hakkımı kullanayım; zayi olmasın! 
Kilo problemi olan birine ağır,fit gibi gaflar yapılır mı hiç, bir de bu kişi bayansa :)
"fat" demedik, "fit" dedik yahu! Bunun neresi gaf! 
Ağırlık da, citizen 'in ciddiyetinden ve mesajlarının muhteviyatından neş'et ediyor ey!
Ama bir dakika! 
Sakın bunları, aramızı açmak ve böylece size karşı takındığımız işbirliğizi hezimete uğratmak için kullanıyor olmayasınız!? Evet evet, öyle olmalı! 
Ey citizen; abheri 'nin bu taktiklerine aldanmayacağınızı biliyorum! 
Zaten abheri 'nin mesajından gördüğünüz gibi; sizi zor durumda bırakabilecek ifadeleri devredışı bırakmak için giriştiğim denemeler de fayda etmedi! Zira abheri, yılmak nedir bilmiyor... Tam 3 kez resimler en baştan tekrar tekrar eklenir mi yahu!? 
Sonuç olarak ey citizen; abheri umduğumdan çok daha dirayetli çıktı!
Şaka şaka! Benim hiçbir müdahalem olmadı!
Durduk yerde abheri 'yi kızdırıp, ortalığı dağıtmasını hiçbirimiz istemeyiz, değil mi?
Ve abheri gerçekten önemli bir noktaya değinmiş... Yazılmakta olan mesajların birkaç dakika aralıklarla otomatik olarak kaydedilmesi; olası sorunlarda yazılanların tümden yitirilmelerinin minimize edilmesine büyük oranda etki edebilecektir... Böyle bir özelliğin gerçekleştirilebilirliğini düşünmekteyim... 
Ey citizen, anlattığınız fıkranın resimli anatımı da hoş duruyor sanki, ne dersiniz?
Tamam tamam, sustum!
Ey abheri bu yapılır mı yahu!? citizen 'in ciddi ciddi anlattığı ibretamiz güzelim fıkrayı ne kılığa sokmuşsunuz öyle?
Ve şimdi sırada, en başta sözünü ettiğim, yeni karşılaşmış olduğum tabloda...
Alışveriş merkezindeyim... Canım çiğ köfte çekti... Bir miktar aldım... Ama bunun yanına şöyle biraz yeşillik olsa ne güzel olurdu, değil mi?
Ve manava doğru ilerledim...
- Şuradan küçük bir beyaz lahana alabilir miyim?
- Tabi. Turşuluk mu olacak, sarmalık mı?
- Şey! Nasıl yani? Ben onu çiğ köfte ile beraber yemeyi düşünüyordum!
- Beyaz lahanayı çiğ köfteyle mi!? 
- Evet... Geçen gün denedim, hoşuma gitti! 
Manavdaki görevli beni daha bir dikkatle süzdü... Fazla söze hacet yoktu... Sustu zaten o da! 
Bu mesaj, m1gin tarafından, 25.01.2010 09:37:40 itibariyle düzenlenmiştir.
