Bireysel Mesaj Gösterim Modu

Görüntülenme: 39797
what went wrong?!
2009/12/27 22:24
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

heidegger dil varlığın evidir der... bir kitabında sein und zeit ...

nedir dil bence namus şeref ve haysiyetin matrix halidir DİL...

dil insanı giyotine yada ipe götüren insana ait en önemli enstrumandır..

ama biz adem oğulları dilin n' olduğu konusunda cesaret gösterip içine giremedik dilin..

dili iğdiş ettik mıncıkladık değersiz bir modern kadın cıvıklığına getirip yerleştirdik...

bilgi gibi modern bilgi kolay ulşılan bir hale geliverdi bir anda dünyamızda..

dili böyle kazanova gibi kullanmak hatta bir maharet olarak nitelendirildi yine modern dünyada ve medern?! ülkemizde

kazanovanın işi neydi kadın avlamaktı ve avlıyordu...

hatta ibrikcisi ve kazanova bir motelden ayrılmak üzereler, ibrikcisi gelir ve kazanovaya efendim araba hazır sizi bekliyor der..

kazanova eşyalarını toplar ve motelin koridorlarından inceden süzülmeye başlar ve bir anda bir kadın kahkasını duyar...

duraklar tereddüt eder ve seslenir ibrikcisine ibrikci bir gün daha burdayız ufak bir işim daha çıktı halletmem gereken der ve o günü aynı motelde gecirir kazanova...

ben dili daha çok kazanova gibi kullananlarına şahit oldum ama mutlaka dili insana yakışr bir şekilde kullananlarda vardır..

dil ve varlık aslında anlam kaymasına uğramıştır..

dil sadece sözün olduğu dönemlerde çok ciddi bir insanlık değeri iken yazı ile dile olan güvende azalmıştır..

M.Ö 3000 senesinde bulunan yazı için ben atalarımız olan sümerleri eleştirmek istemiyorum ama ancak yazı dilin başı dikliğini yerle yeksan etmiştir..

basit bir misal birinden borç istiyorsunuz ve sizden belge istiyor sözünüzün bir kıymeti yok belge esasdır..

çünkü belgede başka yaptırımlar giriyor devreye..

ve borç veren kendini sağlama aldığını düşünüyor..

peki yazı yok iken n' vardı bu tür ilişkilerde namus şeref ve onur vardı azizler bu tür ilişkilerde ancak n' olduda değişti bu değerler n'oldu..bizler nerde hata yaptık ve neden çok hızlı bir hayat sürmeye başladık sanki mal bulmuş mağribi gibi koşar gibi arkaya dönüp bakmaksızın koşuyoruz yada koşturuluyoruz..

acaba biz hızlı yaşarken bu hızdan birileri çok yavaş yaşayarak bir şeyleri mi götürüyor.. neden bu hız ve çürüme.. neden arkaya dönüp bakma korkusu neden günahlarımızın bizi gelip bizi yakalayacağını yada sevaplarımızın bizi hesaba çekeceğinden mi korkuyoruz..dil bu aceleciliğin neresinde yoksa dil diye bir namus kalmadı mı.

hayatı sadece senete mi indirgedik hani aşk muhabbet güven ve insan olmanın gurur verici haleti ruhuyesi yarış bitiyor ama atlar hala dört nala koşuyor bu baş döndürücü hayat acaba dilin dil olmaktan çıkıp bir kaç maymuna mı kaldı bu dilin savunuculuğu..

dil bir medeniyet kurar bir medeniyeti devirebilir bir kudrette iken bu denli pespaye hale nasıl geldi..

yoksa kazanovalar mı çoğaldı bu memlekette de benim haberim yok ..

dili kim ayağa kaldırcak saintler...dilin önemi sadece türk dil kurumunun anma proğramlarından öteye gecemeyecek mi? ben dilin hafif anlamda uğradığı işgalleri ve üretimini burda yazmaya çalışmıyorum..

memleketimin gerçek sahibi olarak içindeki üç maymunların oynadığı üç maymunu sorgulamak istiyorum.. meclis kürsüsünde konuşan adama olan yabancılığımı ve bu yabancılığın dille olan alakasını anlamaya çalışıyorum ama zorlanıyorum anlamakta.. evet meclis kürsüsünden konuşan adam kim sahi bileniniz var mı..

acılar neden bu kadar karmaşık bir hal aldı..

hangi acı kimin acısı bu acıları hangi dille yapıyor bu acı çektirenler..

kim kime zülm ediyor ve zülme uğradığını söylüyen kimse neden ayetlerle kur'an'dan destekliyor meramını anlatırken de incil yada tevrattan sözlerle desteklemiyor meramını..

neden bu zevat marsist bir tanrısız ideologinin arkasından giderken İSLAM'ın kelamından destek almak ihtiyacı duyuyor..

bu zevatın mensup olduğu ideologinin böyle güçlü hermenötiği ve retoriği olan bir kutsal  kitabı yok mu..

neden yok .. olsun kardeşim olmalı sıkışından Tanrı var başka zaman karl marks olmaz..

işte dil ah dil ezop'un dil yemeğine beniyor.. adamı böyle bir hala getiriyor ki akıllara ziyan..

nerde gerçek dünya nerde numen nerde DASEİN nerde gerçeklik üzerine kurulu adil bir memleket olgusu...

gözlerimiz ufuk beklemekten yoruldu

ama n' olursa olsun bu memleketin gerçek sahipleri gerçek bir dünya kuracak bu topraklarda

acıyı ve zülmü aydınlık özgürlük ve adalet içeren bir gerçek dünya kuracak

yanlış gideni anlayacak ve baba oğluna ve kızına şöyle içerden seslenecek GÖZLERİNİ UFUKTAN AYIRMA OĞLUM/KIZIM

VESSELAM

 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Etiket Ekle
Etiket:
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: