BİR BAŞKADIR LİSAN-I GONYA
Elbette anlatacağımız Gonyalıca'dan başka bir şey değil. Günümüz
gençlerinin çok fazla kullanmadığı ama büyüklerinden sıkça işittiği bir
Gonya şivesi vardır. Babaannemizden, anneannemizden, Vurgunu yiğin
gelesice, Gara yirlere giresice, evmeye gomayasıca gibi pek çok beddua
duymuşuzdur. Yine etliekmeğe hızlıca etlekmek der geçeriz. K'leri
pek söyleyemez ve g'yi kullanırız.kimi k'leride boğazdan birazcık hırlatarak çıkartırız.
İşte Lisan-ı Gonya'dan sizin için seçtiklerimiz.
Seni görüvirince annah dimissim
Sanki eğşim erik börek yimissim
Ne sevdin cabuk unuttun beni
Yanık şebit gibi guruttun beni
Al şu şalvarlığı dikin bolcana
Dönderdin beni şaklanmış balcana
Bana bakıp da gözlerini hörtletme
ireçellik gayısı gibi beni pörtletme
Aşkın bende bingil bingil kaynasın
Nörecen sıpaları gı sokakta oynasın
Ne gördüysen uzun ömrü
Yiter ittiğin gari öllüyün körü
Yimekden Soona
Yimek ve duvalardan soona misafirler ev saabına diller ki: -Eline sağlık
Fadimabaaa, Allah ziyaad itsin, Ismayıl Emminin canına deysin, pek gözel
olmuş yimekler, pek zaamet oldu size… Bu duvalar uzayıp giderkene ev
saabı söz alır:
-Ana ne zaameti, afiyet olsun, gusoora bakman, bilmem gaarim doydunuz mu?
Gine buyrun gelin, bunu saymayız, yaa raametli olaydı pek severdi
yidirmeyi içirmeyi, nur içinde yatsın…
Sufra kakıp 'gırgır'ınan ekmek ufakları toplandı mı
gelinner-gızlar mutfağa doluşur. Bir-ikisi bulaşığa aynaşırkan biri de
iki daşın arasında saade gaaveleri yitişdiri. Bu arada yini yitişme
gençler de arka odada böyüklerden güya habarsız cara kiyfi yaparkana bi
sevis de onara yapılır.
Dirken gollar sıvanıp abdezler alınır, önde erkekler, arkada gadın,
çoluk-çocuk ağşam namazları cemaatınan gılınır. Zaten bu gadar hızmatlar
yapılırkana yassı vakdı olmuştur. Herifler mahallenin camisine yassıya
gidince gadınnar şööle irahat bi nefes alıllar.
Yassıdan soona davşan ganı çayınan başlayan sohbet faslına doyum olmaz
gaari. O topraklık mahallesinin, Sedirlerin, Arapların, Ulurmağın bağ
evlerinde daşlıkların, duvarların bi ağzı-dili olsa da annatsalar, ne
sohbetlere beşiklik ittiler?
Seferibirlikde Cemal aa'nın başına gelenner, Yemen harbinde Ismayıl
emminin esir düşmesi, Çanakkalede Osman dayının şehid oluşu, garneynen
ekmek, şeker alınan günner, Hazireti Ali'nin Hayber galesindeki
cengaverliği,
Hacıviyiszadenin Azze camisinde yaptığı gonuşmalar, Bozgırlı
Musdafendi'nin fetvaları, adam boyu yağan garlar, garları yarıpda
musallaya götürülen cenazeler, Parsanalı Musdafalar, Ladikli Aamedalar,
Akşehirli hoccalar, Mevlanalar, Şemsler, şıh sedireddinler,
Alaaddin'den Türbeönüne giden tüneller… aklınıza ne gelirse
sanki bir 'tarih' yazılır, tarih yaşanırdı Gonya'nın bu
evlerinde bu davetlerinde…
O zamannar televizyon yogdu, herkes gendi gündemini gendi tayin ider,
gonuşması gerekeni gonuşur, yapması gereken yapar, canının istediğini de
yokarda annattığımız gibi yir-içerdi. Bet-berakat varıdı ozamannar, zevk
varıdı, estetik varıdı, sanat varıdı, marifet varıdı. Çocuklar çocukluğunu
bilir, böyükler böyüklüğünü bilirdi. Herifler 'Herif'
Avratlar 'Avrat' ıdı o zaman. Ne hormon varıdı ne de ganser
hastalığı. Bu gadar çok hasdane doktur da yoğudu bu gadar hastalıg da.
Sağlık varıdı selamet varıdı, huzur varıdı o zamannar…